Ümit Özdağ, Ruşen Çakır ile yaptığı söyleşisi;

Ruşen Çakır: Ümit Bey, Tarîkatlar ne olacak? Cemaatler ne olacak? Siz bir ara başta değindiniz. Selefîlik vs. dediniz de, şu anda da toplumun belli bir kesimlerinde, özellikle oralarda yaşanan birtakım istismar vakaları da var, onlara yönelik… 

Ümit Özdağ: Tabii onlar konusunda da politikamız var. “Tarîkatları ve cemaatleri kapatacak mısınız?” diyoruz, ben de diyorum: “Açıklar mı?” Çünkü hukuken açık bir tarikat ve cemaat yok, biliyorsunuz, bu konuyu siz benden daha iyi biliyorsunuz, siz yıllardan beri çalışıyorsunuz. Ondan sonra da… ama varlar. Şimdi bunlar sosyolojik bir vaka; sosyolojik vakalarla hukukla mücâdele edemezsiniz. Peki ne yapmanız lâzım? 

Toplumların şehirleştiği dönemlerde köyden kente gelen kitleler özgüvenlerini yitiriyorlar, bir yeni geçiş dönemi içerisinde kentin periferisine yerleşiyor ve kentin periferisinde, siz sağlık sigortası yaptırıyorsunuz, o sigortasını bir cemaate yaklaşarak yaptırıyor, bütün hayat alanını kapsıyor. Başına bir şey geldiğinde cemaat ilgileniyor; kızını evlendirecek, oğlunu evlendirecek, cemaat içinden. Şirket kuracak, işe girecek, yine cemaat çevresinden. Yani böyle bir alan oluştu.

Bu sâdece Türkiye’de mi oluyor?

Hayır.

Bu sâdece Müslüman ülkelerde mi oluyor?

Hayır, Hıristiyan ülkelerde de oluyor bütün bu cemaatleşmeler; yani bu sosyolojik bir vaka.

Peki biz ne yapacağız?

Efendim, biz cemaatlerin ve tarîkatların devlette örgütlenmesini, devleti ele geçirmesini, devletin kurumlarını kendi aralarında paylaşmasını engelleyeceğiz. Biz değişik bakanlıkların cemaatlere ve tarîkatlara pay edilmesini engelleyeceğiz.

Bunun dışında cemaatler ve tarikatlar, bir sosyal organizasyon olarak, vaka olarak, sosyolojik süreç içerisinde kentleşmenin gelişmesiyle, sanayileşmenin ve refahın artmasıyla, bugünkü işlevlerini yitirecekler ve tam anlamıyla etkisiz unsurlar hâline gelecekler.

Esâsen Osmanlı’daki yönetmeliği uygularsak, bugünkü cemaat şeyhlerinin bir tânesi bile ortada tarîkat lideriyim diye dolaşamaz. Biliyorsunuz, çünkü yani çok ağır bir sınav var orada; onun için. Şimdi yani, elli kişi karar verseler sizi şeyh ilân etmeye, siz de bunu kabul etseniz, “Ruşeniyye” tarîkatı çok kolay kurulur. 

Ruşen Çakır: Vardı galiba. 

Ümit Özdağ: Vardı. Çok kolay sistematiği, biliyorsunuz; çünkü böyle işliyordu, tamam ve bu sosyolojik süreçle 28 Şubat’ta meselâ hukuksal mücâdele verilmeye, baskılar uygulanmaya çalışıldı; ama sosyolojiyi böyle yenemezsiniz. Ve aksine o AK Parti’yi iktidâra taşıdı o gün uygulananlar ve bu yanlış bir yoldu. Biz Zafer Partisi olarak böyle yanlış bir yol üzerinden değil, doğru yöntemlerle devletteki etkinliklerini kıracağız ve devlet dışına çıkartacağız.

Editör: Umut ACAR