Siyasi tercihlerin belirlenmesinde bugün en çok kişisel çıkarlar rol oynuyor. İlke veya ülküler sadece kişisel olanları örtmeye veya gizlemeye yarayan bir örtü vazifesi görüyor. Bu kadar tenakuzun,çelişkinin,kavganın arkasında siyasette oluşturulan ittifakların,iş birliklerin arkasında hep bu gerçek var. Din diyen de milliyetçilik diyen de aslında BEN diyor.

***

Marks, dini afyon olarak nitelemişti. Gerçekte afyon olarak nitelendirdiği dinin kendisi mi yoksa kullanım biçimi mi olduğunu ifadelerine bakarak çıkarmak çok zor. Ama dinin toplumu uyutmak,aldatmak için kullanıldığı, haklı tepkilerin dinle frenlendiği bir gerçek.Ancak, idraklerin sadece dinle hadımlaştırıldığını söylemek haksızlık olur. Toplum nezdinde değerli olan her şey kişisel hırslar için rahatlıkla istismar edilebiliyor;din,milliyetçilik,tarih, vs..Yükselen dini söylemlere rağmen dindarlığın,milliyetçi söylemlere rağmen milliyetçiliğin yükselmemesinin arkasında bu gerçek yatıyor. Çünkü, kullanımda olan dini söylemle milliyetçi söylemin arkasında dindarlık veya milliyetçilik bulunmuyor.

***

İstismar,istismar edilen her kavramın içini boşaltır,onu usaresi alınmış bir kabuğa çevirir.İçinde bulunduğumuz durum tam da budur.İçi boşaltılmış kavramlarla konuşuyoruz,ruhunu,anlamını,yitirmiş hangi kavram insan zihninde etki bırakabilir?

***

Geçen gün bir gazeteci Regaip gecesi İstanbul'da camiler boştu diye şekva ediyordu. Nasıl dolu olsun? Şu ülkede din adına yapılanlara bakın, hangi genç gördüklerinden,yaşadıklarından sonra bu söylemlerin etkisinde kalır? Adaletin,liyakatin,samimiyetin,hasbiliğin olmadığı yerde din veya dindarlık olur mu?

***

Dini,tarihi, milliyetçiliği, kısacası her şeyi çarpıttık. Tarihimizin, belki de dünya tarihinin en büyük savaşlarından, bizim açımızdan en büyük zaferlerinden biri Çanakkale değil mi? Topu topu kırk altı askerimizi şehit verdiğimiz Afrin operasyonunu Çanakkale ile eş tutarsak geriye ne Çanakkale kalır ne tarih. Türkiye, daha büyük kuvvetlerle daha organize güçlere karşı Kuzey Irak'ta da sayısız sınır ötesi harekat yaptı. Ne bir siyasetçi savaş muhabirliğine soyundu, ne de kimse bu operasyonları tarihimizin büyük zaferleri ile mukayese etti. Afrin'i Çanakkale ile mukayese ederseniz Afrin operasyonu büyümez ama Çanakkale'yi zihinlerde küçültmüş olursunuz. Bir milletin tarihi ancak böyle dejenere edilir.

***

Türkiye'nin her şeyden önce, her şeyi politik istismar malzemesi haline getiren bu dilden kurtarılması şart. Bu siyaset dili bize ait değerli ne varsa değersizleştirip,çürütüyor.Kimliğimizin temel taşlarını yerinden söküp bir tarafa atıyor.Dini,tarihi, millet ve milliyetçiliği bir kişinin hırslarına hasrederek anlamsızlaştırıyor.Siyaseti amaç, geriye kalan her şeyi araç haline getiriyor. Camilerin,dini müesseselerin seyrekleşmesinin arkasında dinin siyasi bir çağrıya dönüşmesi yatıyor. Türkiye sadece demokrasiden uzaklaşmıyor,Allah,Peygamber diyerek dinden de uzaklaşıyor.