Son yapılan anketlerde AKP'nin oyu yüzde 38-40 bandında görünüyor. CB Erdoğan'ın metal yorgunluğu demesinin sebebi bu.

Bu düşüş geçici değil. İyi bir alternatifin bu oranı daha da aşağılara çekmesi mümkün.

Geç de olsa toplum dış ve iç politikada yapılan yanlışları görüyor. Suriye siyasetinin artçı depremlerini bundan sonra daha çok hissedeceğiz.

Gelinen nokta, güçlü Türkiye masalları ile gizlenmeyecek kadar ciddi.

Yerden yere vurulan eski Türkiye döneminde Barzani bağımsızlık referandumu yapmaya cesaret edememişti, bugün yapıyor.

İki kayalıktan ibaret olan Kardak'a Yunan çıkmaya yeltenmişti de -eski Türkiye'nin- tokadını yiyerek yüz geri olmuştu. Bugün bırakınız Kardak'ı,  18 ada birden işgal edilmiş durumda.

Bir baş örtüsü ve  İmam Hatip'le  her şeyi sineye çekmemiz  isteniyor.

Vatan da ,inanç değerlerimiz de her hangi bir şeyle takas edilemezler.

Birini vererek öteki alınmaz. Geldiğimiz nokta maalesef burasıdır.

Anketlerdeki  düşüş   biraz bu gerçeklerin geç de olsa fark edilmesi, biraz da yeni parti çalışmalarının AKP tabanını çözmesi ile ilgilidir.

Buraya kadar olan alternatifsiz siyasetti. Bundan sonra olacak olan alternatifli siyasettir.

Artık kimse kerhen oy kullanmak zorunda kalmayacak.

Ancak yeni partiyi bekleyen bir çok tehdit ve tehlike var. Önce medyayı kullanarak şuraya buraya yamamaya çalışacaklardır. Nitekim, bir meslektaşımız yazdı,PKK artığı İlhami Işık'ı bir TV kanalına çıkararak akılları sıra imaj oluşturmaya çalıştılar. Yarın başkaları da çıkacak. Işık'ın anlatımlarında gözden kaçırılan bir husus var. Akşener'e vurarak  iktidara yaranırken, İran'a vurarak da  muhtemel bir Türkiye İran iş birliğine karşı kendince kamuoyu oluşturmaya çalıştı.

İran'ın bu ülkede kimi faaliyetlerinin olduğu,ideoloji ihraç etmek istediği doğrudur. Ama bir başka doğru da Suriye'de,İran'la Türkiye'nin iş birliği yapmasıdır. Bu iki doğru arasında Türkiye kendisi için en kazançlı veya en az zararlı olanı seçecektir. İran Genel Kurmay başkanının Türkiye'yi ziyaret etmesi hem PKK/YPG ihanet örgütünü hem de ABD'yi rahatsız etti. İran genel Kurmay Başkanından  hemen sonra  ABD Savunma Bakanı J.Mattis'in Türkiye'yi ziyaret etmesi boşuna değil. İran,Türkiye ve Suriye arasında  kurulacak bir iş birliği bütün hesapları alt üst edebilir. Buna İran'a yakın duran Irak merkezi yönetimi de katılacaktır. Böyle bir iş birliği Barzani'nin de,YPG'nin de heveslerini kursağında bırakır. Son yıllarda pompalanan İran düşmanlığına bir de bu pencerede bakmakta yarar var.

Acaba birileri bu ihtimali ortadan kaldırmak mı istiyor?

İlhami Işık'ın durup dururken İran'a yüklenmesinin arkasında kazanılan mevzileri kaybetme korkusu  olduğunu düşünüyorum. TV ekranlarında Akşener'e vurarak kamufle oluyorlar ama aslında PKK/YPG'ye hizmet ediyorlar.

Bu gibi kişilerin Akşener'e vurması onun için bir şereftir. Ama ya onu TV ekranlarına çıkararak  yeni parti düşmanlığı ile kamuflajlanmış -sübliminal- PKK/YPG hamiliğine çanak tutanlara ne demeli?

Çok güçlü bir dip dalgası geliyor. Bu  dalga bazılarını aşağı çekecek bazılarını yukarı çıkaracaktır. Bu dalgayı siyaset yoluyla durduramayacaklarını bildikleri için her yolu deneyeceklerdir. Onun için Akşener cephesinin her şeye hazırlıklı olması gerekir.