Almanya’nın eski Başbakanı Gerhard Schröder, Avrupalı diplomatların tutumlarının Türk insanı üzerinde AB üyeliğine yönelik bir yorgunluk ve bıkkınlık oluşturduğunu söyledi. Schröder, ‘Türkiye’nin birliğe katılması iki taraf için de kazanç olacak. Türkler Avrupa’ya ait olmak için yalvarmak zorunda değil. Bizim ulusal çıkarlarımız için Türkiye’ye rica etmemiz gerekiyor.’dedi.

Antalya'daki 3.Uluslararası Resort Turizm Kongresi'nde konuşan Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Başbakanlığı döneminde Türkiye’nin AB üyeliğine destek verdiğini belirten Schröder, şöyle konuştu: “Bugün de aynı noktadayım. Türkiye’nin AB üyesi olması için 4 ana neden bulunuyor. Bunlardan ilki 1963′de Avrupa Ekonomik Topluluğu döneminde Türkiye’ye verilen tarihi söz. Almanya’nın ve Avrupa’nın dış politikası tutarlılığı açısından bu sözün yerine getirilmesi önemli. Brüksel’deki diplomatların Türkiye’ye olan tavırları benim pek hoşuma gitmiyor. İşleri yokuşa sürüyorlar.”

İki Tarafın Kazanacağı Bir Durum

Avrupalı diplomatların bu tutumunun Türk insanı üzerinde AB üyeliğine yönelik bir yorgunluk ve bıkkınlık oluşturduğunu savunan Schröder, şunları söyledi: “İkinci neden olarak da Türkiye’nin birliğe katılması iki taraf için de kazanç olacak. Türkler Avrupa’ya ait olmak için yalvarmak zorunda değil. Bizim ulusal çıkarlarımız için Türkiye’ye rica etmemiz gerekiyor. İki tarafın kazanacağı bir durumdur. Katılım kriterleri açısından Türkiye üzerine düşeni yapıyor.” Üçüncü sebep olarak Türkiye’nin devasa bir ekonomik potansiyele sahip olmasını gösteren Gerhard Schröder, “Türkiye ekonomik açıdan AB’ye üye birçok ülkeden daha ileri. AB, Türkiye’yi kapı önünde bırakma riskini göze alamaz. Böyle bir lüksümüz yok” dedi.

AB Ülkesi Bir Türkiye Almanya’nın Çıkarına

Türkiye’nin üyeliğinin AB’nin çıkarına olduğunu belirten Schröder, sözlerine şöyle devam etti: “Bu durum ülkem Almanya için de büyük şans oluşturacak. AB üyesi bir Türkiye Almanya’nın çıkarına olacak. Bu konuda Almanya’da tartışma var ama yeni hükümet koşulların dayatması nedeniyle artık bir koalisyon oluşturdu ve Türkiye’nin tam üyeliğine veto koyma şansı kalmadı. AB’nin kendini yeni ülkeler dahil edebilecek hale getirmesi gereken düzenlemeler yapması gerekir. Türkiye’de insanlarda AB’ye karşı bir bıkkınlık var. Anketlerde katılım heyecanının azaldığı görülüyor. Ekonomik seçkin sınıf olarak bizlerin katılımın ne kadar önemli olduğunu vurgulamamız gerekiyor.”

Türkiye’de İnsanlar Artık Katılmak İstemiyor

Gerhard Schröder, AB’ye karşı oluşan yorgunluğun iki sebebi olduğunu ifade etti. İlk sebebi Türk insanındaki hissiyata bağlayarak,”Türkiye’deki insanlar artık katılmak istemiyor” diyen Gerhard Schröder, bunun sebebinin siyasi açıdan müzakere sürecine dinamizm kazandırılamaması olduğunu söyledi. Gerhard Schröder, bu duruma Fransa’daki seçimleri dikkate alınmasını ve Almanya’daki muhafazakar partinin siyasi tutumunu örnek gösterdi.

Toplum ‘Evet Biz İstiyoruz’ Demeli

İkinci sebebi Türkiye’nin ara sıra da olsa siyasi olarak farklı bir yöne sapması olarak ifade eden Gerhard Schröder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendini bir Asya gücü olarak tanımladı. Yer yer bu görüşten saptı. Başka yönlere doğru kaydı. Bir yeni Osmanlı anlayışı hakim oluyor gibi oldu. Ancak, bütün bunları bir kenara bırakacak olursak şunu başarmak çok önemli. Toplumun ‘evet, biz katılıyoruz’ demesi gerekiyor ve bunu ‘her iki taraf için de faydalı olduğu için istiyoruz’ demeli. Türkiye, toplumsal olarak bakacak olursak batıya ait toplumdur ve kendini de böyle tanımlamaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin tam katılımı her iki taraf için de hem iktisadi hem de beşeri çıkarlar sağlayacaktır.”

Türkiye’den Ev Aldı

Türkiye’de birçok şehrin giderek cazibe kazandığını ifade eden Gerhard Schröder, “Ben de, Türkiye’de küçük bir ev satın aldım. Nerede aldığımı söylemeyeceğim. Burada kimseyi üzmek istemem” dedi. Gerhard Schröder, ev almasının nedeninin Türkiye’yi ve insanlarını sevmesi olduğunu ifade etti.

Editör: TE Bilişim