belcikayenihaber.be'den Yusuf Cinal haberine göre; 21 Mayıs 2021 Cuma akşamı zoom üzerinden buluşmaya Makedonya Gostivar Vizyon Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof.Dr. Fadıl Hoca, Avrasya Yazarlar Birliği Temsilcisi Osman Çeviksoy, yazarlar Alp Hamuroğlu, Sevil Revanlı, Dr.Mustafa Tosun, Dr.Mehmet Şekeroğlu, Zekiye Doğan, Perin Penek, Özgür Çelik, Ahmet Yücesan, Aydın Parmaksızoğlu, Mustafa Solak, Yusuf Cinal, Eluca Atalı, Atilla Jorma katılarak görüş ve düşüncelerini katılımcılar ile paylaştılar.

Kim ne söyledi?

Prof.Dr.Fadıl Hoca
Makedonya Vizyon Üniversitesi Rektörü


“Türkiye dışında, Türkiye Türkçesi ile eğitim veren bir üniversiteyi kurduk..Kuzey Makedonya’da Osmanlı devletinin çekilişinden 100 Yıl sonra böyle bir üniversitenin kurulması çok önemlidir. Tarih tekerrür ediyor.. Lisans ve yüksek lisans ve diğer bölümleri ile Kuzey Makedonya Milli  Eğitim Müdürlüğü tarafından tanın üniversitemiz 2 dönem mezun verdi..Uluslararası Vizyon projesi altında Türkiye Türkçesi altında eğitimini sürdürüyor. Makedonya Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu tarafından karar alındı.. 2015-16 Yılı ile Akademik eğitime başladık. Birçok ülkeden öğrencilerimiz var..Uluslararası hüviyetimizi pekiştiriyoruz.Balkanlarda Türkçe’nin akademik seviyeye ulaşması için gereken ihtimamı gösteriyoruz. Balkanlardaki Türklerin kendi teşebbüsleri ile kurduğu bir üniversitedir.. Sizleri burada ağırlamak  isteriz..Biz ilk buluşmaya ev sahipliği yapmak isteriz..”


Atilla Jorma

“Değerli katılımcılar, Sevgili Rektörüm..İki gündür Ege Üniversitesinde,Balkanları temsil ettik.. Kimileri diyor ki,Türkiye Kars’tan Edirne’ye kadar.. Bu yanlış bir tanımlamadır..Bununla da bitmiyor! Türkiye dışındaki mücadele görmezden geliniyor..Türkiye’de Türk lehçe ve edebiyatları varsa Balkanlar daha sıkıntılı..Doçentlik almak için Türkiye’de sıkıntı oluyor..Hep beraber bir düşünelim..
Ne yapabiliriz?
“Avrupa’da ilk Türk edebiyatçılarımız, yazarlarımız” başlığı altında neler söyleyebiliriz.
1.Dünya Savaşı sonrasından Avrupa’da üç imparatorluk vardı.. Bu imparatorluklar dağıldı gitti.. Osmanlı, Haspurt ve Rusya..Rusya, Ekim ihtilalından sonra savaştan ayrıldı. Osmanlı imparatorluğu barış anlaşmaları ile son buldu..
Osmanlı imparatorluğu ise Sevr anlaşması ile bitti..Avusturya ve Macaristan’i içeren Haspurt imparatorluğu da böylece bitti..
Bunlar bugün pek konuşulmuyor..
Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları(Ötüken Yayınları) Umut Özkırımlı- Milliyetçilik Kuramları adlı kitapları önerebilirim. Türkçe yazılan bu kitap  İngilizce’ye çevrildi ve ders kitabı olarak okutuluyor.. Diyoruz ya Türkçe’yi yaşatalım.. Bilim dili olarak ta gerekeni yapmalıyız..”

Sevil Revanlı

“1920’lerde Mehmet Emin Resul Zade ile arkadaşları Azerbaycan’dan kaçmak zorunda kalıyorlar..Türkiye’ye geliyorlar.. Bir gazete,dergi çıkarma fikirleri vardı..2020 Yılında Erol Cihangir tarafından Mehmet Sadık Aran ile Turan yolunda bir kitap hazırladık..Daha sonra öğrendim ki,Mehmet Sadık Aran’ın Finlandiya’da bir Turan gazetesi olduğunu öğrendik.. Ruslar Azerbaycan ve Türkistan’ı işgal ettiklerinde bir tek Türkiye kalmıştı.. Çıkarılan gazetede her ülkeden yazarlar vardı..1931-33 Yılında Mehmet Sadık Aran, Fince-Türkçe bir gazete yayınlayabiliyorsa, biz Avrupa’da yaşayanlar olarak, bu dijital dünyada neler yapmalıyız birlikte? Turan birliği, bir Türk birliği..Yazarlar çok önemlidir..Avrupa’da yaşayan yazarlarımız vatandan uzak olsa da vatan için düşüncelerini açıklayabilirler..Mehmet Sadık Aran, Türkiye’ye döndükten sonra Ergenekon Yolları adlı kitapları hazırlattı..Türk’ün Altın Kitabı Kutadkubiligi Latin alfabesi ile hazırlattı.”

Ahmet Aytaç

“Hür düşünce ile bugün Avrupa’da yaşayan, eserler bırakan ve hala da eserler hazırlayan çok sayıda yazarımız var..Bir yere bağlı olmadan Türkçe’nin izinde yol alan, şair, edebiyatçı ve akademisyenlerimiz mevcut.. Avrupa’da bazı ülkelerde Türkçe’ye yasaklar geliyor..Bunları gözden uzak tutmayalım..”

Alp Hamuroğlu

“Ben aslında hepimizin bildiği ve Ahmet Aytaç kardeşimin açıkladığını açmak isterim. Biraz daha detaylı açıklayacağım..Burada yaşayan ve eser vermiş  aydınları birkaç grupta toplayabiliriz..1960 Yılından  itibaren iş göçü başladı Avrupa’ya..Zaman içinde nüfus arttı..Sadece Almanya’da 3 Milyonu aşkın bir Türk nüfusu var..Buna bağlı olarak buraya gelenler içinde ya yazar olarak gelip yerleşenler var..Ya da kendini burada biraz değiştirerek yazar olanlar var..Her alanda elbette kendini göstermesi  kaçınılmazdı..Dolayısıyla bir kültürel kesim ortaya çıktı..Bunlar Almanca’yı esas alarak,Almanca yazmaya başladılar..Zafer Şişen Hoca  ve diğerleri var..Bazıları da Türkçe’den kopuk..Bir başka grupta siyasal nedenlerle buraya gelenler oluşturuyor..Burada belirli bir dönem,bir kısmı da sürekli kalarak burada yazılarını,eserlerini verdiler..
Bu Türk nüfusu içinde çıkanların da edebiyatımız içinde mi, Alman edebiyatı içinde mi yer alacaklar? Biz yazarlarımızın tasnifini yaptığımızda bu ayrıntıya da önem vermemiz gerek..Tanıtım yaparken,özelliklerini de yazmamız gerekir..
Türkiye’den aydınların Jön Türkler olarak gelip gittiğini ve Namık Kemal gibi Suavi gibi yazarlar olduğunu biliyoruz..Bunlar Avrupa’da Türk nüfusu olmadığı için Türkiye’ye yönelik gazete ve dergi yayımladılar.. 20 Yüzyıla gelindiğinde Mehmet Akif gibi belirli bir dönem araştırmalar yapan bunlar geçici süreler içinde eseler bıraktılar..Sonra Avrupa’ya gönderilen öğrencileri de hesaba katmamız gerek..Bunların da Türk Kültürüne büyük katkıları oldu.. Belirlenen konular üzerinde görevler alırız..”

Dr.Mehmet Şekeroğlu
“Bir kere memnuniyetimi dile getirmek isterim.. Alp arkadaşımız Almanya’daki durumu iyi özetledi. Yaşadığımız ülkenin özellikleri ve faaliyetleri edebiyat düşün noktasında özetleyebiliriz..Merkla dinliyorum..”

Osman Çeviksoy

“Kısa bir süre Almanya’da kaldım..Orada işçi çocuklarına Türkçe ve Türk Kültür dersleri verdim..28 Yıl sonra ders verdiğim köyleri,okulları gezdim..Benim bıraktığım gibi kalmamış..Siz içinde yaşıyor ve biliyorsunuz,nesiller değiştikçe,yeni kitaplar ortaya çıktıkça değişim kaçınılmaz oluyor..Almanya’da bir caddede Türk çocukları bağıra, bağıra oynarlardı..Yıllar sonra o caddede kimseler yoktu..Eskiden Cumartesi ve Pazar günleri Türk çocuklar  olurdu..
Bu tür toplantılar çok yararlıdır..Bir oluşum zamanı yaşanıyor..Değerli konuklar var..Değerli konuşmalar yaptılar..Daha faydalı neler yapabiliriz? Eğitim Dili Türkçe, B ilim Dili Türkçe, Edebiyat Dili olarak Türkçe,  iletişim dili olarak Türkçe kullanılmalıdır..Biz Avrasya Yazarlar Birliği olarak, Türk Dünyası Edebiyat Kongresi düzenliyoruz.. Biz Rusça konuşanları da dikkate alarak,toplantılarda Türkçe için dayatmada bulunmadık..Bunu zamana bıraktık.. Bir defada Türk Dünyası Genç Yazarlar buluşması gerçekleştirdik..Türkiye Türkçesini anlamayan iki kardeşimiz çıkmıştı..Daha sonra bu arkadaşlarımız Türkiye anılarını Genç Kalemler olarak anlattılar.. Her iki yılda bir düzenlediğimiz bir yarışma var..Kaşgarlı Mahmut odaklı..  Bu yarışmaya katılanların eserlerinin derece alanları Türkçe’ye çevriliyor..
Yavaş,yavaş iletişim dili olarak Türkiye Türkçesi kabul görmeye başladı..Artık Rusça’nın yerini Türkçe tutmaya başladı..Avrupa’da Edebiyat diyence ben heyecanlandım..Almanya’da yetişenlerde önemli  eserler verdiler..Almanca’yı kullananlar var..Türkçe’yi kullananlar var.. Türkçe yazan yazarları teşvik etmek için neler yapabiliriz? Önce Türkçelerini geliştirmek gerekir.. Dilini unutanlar,bir süre sonra Türklüklerini ve dinlerini de unuturlar.. Başlangıçta okuma akşamları başlatılabilinir..Atölye çalışmalarında mürekkebi kurumadan bunlar değerlendirilir..Yazılar, şiirler, öyküler okunur değerlendirilir..Türkçe yazmak ilada şart mı? Cengiz Aymatov aklıma geldi..Kırgız yazar.. Rusça yazdı..Türk Kültürünü özümsemiş, Türkçe’yi iyi konuşan bilendir ama Rusça yazdı..”

Dr.Mustafa Tosun

“İyi akşamlar..  Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı  kutlu olsun..Türkçe konuşur, Türkçe düşünürseniz, Türkçe yazmak kolaydır..Türkçe’ye de çok önem vermek ve altyapıyı geliştirmek gerekir..Yazmak, Türk insanının sorunlarını da dile getirmektir..Almanya’da yaşayan Türklerin kendilerine özgü sorunları var..Kuşaklar arası çatışma, madde bağımlılığı, işsizlik, ırkçılık..bu konularda yazmak ve bunları da Almanca’ya çevirmek gerekir..Bu konularda Fakir Baykurt bunları gördü ve yazdı.. Bu açıdan yazmayı,hele de Türkçe’yi yazmayı çok önemsiyorum..Buna çok ihtiyacımız var..Biz ADD olarak çeşitli  ülkelerde örgütlüyüz..Verilecek görevlere hazırız..”

Berrin Penek

“Türkçemi ,Türkçe kitaplar okuyarak ilerlettim..Bugüne kadar üç kitap yazdım..
Bunların Türkçe’ye çevrilmesi için çalışmalar yapıyorum..”

Programa katılanlar,kendi yazdıkları şiirleri okuyarak, görüş ve düşüncelerini paylaşmaya büyük özen gösterip, gelecek toplantıda buluşmak üzere vedalaştılar..

Editör: TE Bilişim