Türkiye Çerkes Forumu Başkanı Muammer Akgül, 21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nün 156. yıl dönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Akgül, 21 Mayıs 1864’ün dünyadaki bütün Çerkesler tarafından soykırım ve sürgün günü olarak anıldığını belirterek, “İntikam değil, adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı. Akgül, 21 Mayıs Çerkes Sürgünü ve Soykırımı ile ilgili olarak Çerkesler’in Türkiye'den ve Rusya'dan talepleri olduğunu belirterek, söz konusu taleplerini şöyle sıraladı:

"Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nün TBMM'de resmen tanınması, Rusya ve Türkiye arasında yapılacak olan ikili anlaşmalar ile Türkiye vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkının verilmesi, bu büyük acıyı anlatan müzelerin açılması, Çerkes dili ve kültürünün korunması adına diğer adımların atılması, bunlar Türkiye'den taleplerimiz. Rusya'dan ise soykırım ve sürgünün resmen kabul edilmesi, Çerkesler'den ve diğer Kafkasyalı mağdur halklardan resmi özür dilenmesi, çifte vatandaşlık anlaşmaları ile geri dönüşün ve Kafkasya ile olan ilişkilerin kolaylaştırılması, Kafkasya'daki yerleşim yerlerine eski orijinal isimlerinin iade edilmesi''

Çerkes Soykırımı

Çerkes Soykırımı (Çerkes Sürgünü ya da Çerkes Muhacirliği ( 19. yüzyılda, özellikle 1864 yılında yoğunlaşmak ve başta Adığeler ve Abhazlar olmak üzere, Kuzey Kafkasya halklarının katli ve Osmanlı topraklarına yönelik zorunlu göçleri. Bu olay sonunda bir milyonun üzerinde bir nüfus Osmanlı topraklarına yerleşmiştir. Abhazya'da 31 Mayıs günü, bu sürgünü anma amacıyla ulusal yas günü ilan edilmiştir.

1864 yılındaki Çerkes Sürgününden 65 yıl sonra, 1929 baharında Adigey'e bilimsel çalışma üzerine giden Gürcü tarihçi Simon Canaşia’ya Şapsığların bölgesi Cubga’da karşılaştığı 91 yaşında bir ihtiyar o günleri şöyle anlatmıştır:

“Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem

Editör: TE Bilişim