Cami eksikliğinin gayriresmi ibadet mekanlarının artmasına yol açtığı ve bunun da köktendinciliğin güçlenmesine neden olduğu vurgulandı.

Ulusal Irk Ayrımıyla Mücadele Dairesi (Unar) ile IDOS Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırmanın sonucunda, "Göç İstatistikleri Dosyası" isimli bir rapor yayımlandı.

Rapora göre, yaklaşık 60 milyon nüfuslu İtalya'daki Müslümanların yüzde 52,2'sini Afrika'dan, yüzde 32,6'sını Avrupa'dan, yüzde 15,2'sini de Asya'dan gelenler oluşturuyor. Ancak Müslüman nüfusun resmi ibadet yerleri çok yetersiz kalıyor.

Cemaatler spor salonunda toplanıyor

Tüm ülke genelinde resmi olarak "cami" statüsünde tanınan sadece dört yapı bulunuyor.

Ravenna, Roma, Colle Val D'Elsa ve Milano'daki dört caminin dışında da ibadet yeri olarak kullanılan mekanlar olsa da bunlar ya "minaresiz" olması ya da ibadet mekanı olarak kayıtlı olmaması nedeniyle "cami" kategorisinde yer almıyor.

Bazı ibadet mekanları "kültür merkezi" adı altında faaliyet gösterirken, Müslüman cemaatler spor salonu, mağaza, garaj ve depo gibi mekanları da ibadet amacıyla kullanıyor.

İtalyan La Repubblica gazetesinin haberine göre, resmi ibadet mekanlarının yetersiz kalması, kontrolsüzlüğü artırıyor ve radikal düşüncelerin yayılmasını kolaylaştırıyor.

İtalya'daki İslam Cemaatleri Birliği Başkanı İzzedin Elzir, "Resmi ve tanınan bir cami, gayriesmi bir ibadet mekanına kıyasla daha güvenli ve şeffaftır. İtalya'dan IŞİD için savaşmaya giden cihatçıların bizim camilerimize hiç gelmemiş olması tesadüf değildir" dedi.

'Türkler en iyi örgütlenenlerden'

İslam Dini Cemaati Başkan Yardımcısı Yahya Pallavicini de, özellikle sağ görüşlü politik güçlerin muhalefeti nedeniyle Müslümanların resmi ibadet mekanı açmakta zorlandığını söyledi.

Yahya Pallavicini, İtalyan devletiyle doğrudan temasa geçmekte sıkıntı yaşayan Müslümanların, kendi çözümlerini yaratmaya çalıştığını anlattı.

Pallavicini, "En iyi örgütlenenlerden biri de Türkler, özellikle Reggio Emilia, Como ve Imperia bölgelerinde güçlüler" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim