Ünlü Fransız tarihçi Benjamin Stora, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Cezayir'in 1963'te bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan Cezayir Savaşı’nda sıkışıp kalan Fransa ve Cezayir’in ortak tarihi konusunda ‘uzlaşması’ için nasıl bir yöntem izlemesi gerektiğine dair hazırlamasını istediği raporunu 20 Ocak’ta sundu.

Stora’nın raporundaki ‘tavsiyeler’, Cezayir'de Fransa'nın sömürge döneminde yaptıklarının ‘affedilmesini’ istemek şeklindeki temel bir talepten yoksun olmakla birlikte Fransız tarihçi, iki tarafı birbirine yaklaştıracak ve onları geleceğe birlikte bakmaya itecek ve geçmişe takılıp kalmalarını engelleyecek ‘itidalli adımlar atılması’ çağrısında bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron bir hafta önce Cezayirli avukat ve aktivist Ali Bumincil'in, Cezayir Savaşı sırasında, 1957 yılında, Fransız ordusu tarafından gördüğü işkence sonucu öldürüldüğünü kabul etmişti. Oysa Macron açıklamasından birkaç gün öncesine kadar Fransa’nın Bumincil ile ilgili hikayesi, Cezayirli aktivistin sorguya çekildiği sırada yüksek bir kattan aşağıya ‘atladığı’ şeklindeydi. Paris, suçu kabul etmeyip Cezayir’de büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Ancak Macron, seleflerinin yaptıklarını ötesine geçerek, Bumincil’in Fransız ordusunun işkencesiyle öldürüldüğünü kabul etti. Bu nedenle Macron, Stora’nın ‘tavsiyelerini’ hızla uygulamaya devam ediyor gibi görünüyor.

Dün Fransa Cumhurbaşkanlık konutu Elysee Sarayı'ndan Macron'un son zamanlarda aldığı bir karara ilişkin yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın ‘gerçek tarihe duyduğu arzudan dolayı, akademisyenlerin, 50 yıllık arşiv belgelerine erişimlerinin kolaylaştırılması talebine olumlu yanıt verdiği’ belirtildi. Ulusal Savunma Gizliliği kapsamındaki 1970’e kadar olan arşiv belgelerinin gizliliğinin, yarından (bugün) itibaren kaldırılması kararı verildiği ifade edilen açıklamada, “Bu karar, özellikle Cezayir Savaşı’na ilişkin arşiv belgelerinin gizliliğini kaldırma prosedürleriyle ilişkili bekleme sürelerini kısaltacaktır” denildi.

Macron’un kararına kadar, Fransa’nın ulusal arşivlerinin kapıları akademisyenlere kapalıydı. Bu yüzden Cezayir Savaşı’nda olan bitenler, yetkililerin açıklamalarıyla sınırlı kaldı.

Fransa’nın sosyalist cumhurbaşkanları François Mitterrand (1981-1985) ve François Hollande'ın (2012-2017) ölümlerine kadar Macron'un Fransız tarihinin kara dönemine ilişkin belgelerin sorgulanmasıyla ortaya çıkacak olan ‘tarihi gerçek’ ile değiştirmek istediği bu anlatıyı ‘korumaya’ çalıştılar.  Dolayısıyla Macron’un Cezayir'de Fransa’nın sömürge dönemi mirasını ‘tasfiye’ sürecinde olduğu söylenebilir. Ancak yine 130 yıl boyunca ülkesinin hakimiyeti altında kalan eski sömürgesinde yaptığı zulümler için özür dileyecek kadar ileri gitmeyi düşünmüyor.

Stora'nın raporundaki tavsiyelerde yer alan bu adımın, Akdeniz'in birer yakasındaki iki ülke arasındaki ilişkiyi ‘normalleştirmeye’ yönelik başka adımlarla devam etmesi bekleniyor. Buna karşın Cezayir’in başlıca dört talepte bulunduğu herkes tarafından biliniyor. Bunlardan ilki, tüm Cezayir Savaşı ile ilgili arşiv belgelerinin kendilerine teslim edilmesidir. İkincisi, halk devrimi liderlerinin kafataslarının iade edilmesidir. Paris bu bağlamda, geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, 1830'da başlayan Cezayir işgali sırasında öldürülen 24 Cezayirli savaşçının kalıntılarını ülkelerine teslim etmişti. Üçüncüsü, 1954-1962 yılları arasında Fransa tarafından Cezayir çölünde gerçekleştirilen nükleer testlere dair tam bir açıklama yapılması ve bu testlerin kurbanlarına tazminat ödenmesidir. Dördüncü ve son talep ise Cezayirli yetkililerin, sayılarının 2 bin 200’ü bulduğunu tahmin ettikleri Bağımsızlık Savaşı sırasında kaybolan insanların akıbetlerinin ortaya çıkarılmasıdır.

Stora'nın raporu, bugüne kadar ikisinin uygulamaya koyulduğu 22 tavsiye içeriyor. Bu yıl, 19 Mart 1962'de imzalanan Evian Anlaşması’nın yıldönümünün kutlanması gibi daha fazla tavsiyenin uygulandığına tanık olunacağına hiç şüphe yok.

Editör: TE Bilişim