DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyonun Amerikalı Sözcüsü Albay Ryan Dillon, Perşembe günü e-posta yoluyla gönderdiği açıklamada Pazar günü kendisinin ‘sınır güvenlik gücü’ olarak adını koyduğu şeyin bir ‘ordu’ ya da geleneksel bir ‘sınır muhafaza gücü’ olmadığını söyledi.

Koalisyon sözcüsü Dillon’ın açıklaması Pentagon açıklamasının neredeyse bire bir aynısı. Pentagon metninde ‘ABD’ yazan yerlere ‘koalisyon’ ifadesinin yerleştirilmiş. Dillon’ın açıklamasındaki tek önemli fark Türkiye ile ilgili bölümde. Dillon ABD değil koalisyon adına açıklama yaptığı için ‘NATO müttefikimizin terörle mücadelesinde yanında olmayı sürdüreceğiz’ ifadesi metinden çıkartılmış. Bu normal zira DEAŞ karşıtı koalisyonun tek misyonu DEAŞ ile savaş. Dolayısıyla koalisyonun PKK ile mücadele konusunda bir sorumluluk ifade etmemesi için hukuki bir zemin de yok.

ŞEFFAF OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

ABD adına yapılan Pentagon açıklamasında o bölüm şöyle ifade edilmişti: ‘Koalisyon ortağımız ve NATO müttefikimiz Türkiye’nin güvenlik endişelerinin son derece farkındayız. Türkiye’nin güvenlik kaygıları meşrudur. Suriye’deki DEAŞ’ı yenmeye dönük çabalarımız konusunda Türkiye ile tamamen şeffaf olmayı ve NATO müttefikimizin terörle mücadelesinde yanında olmayı sürdüreceğiz.’ Dillon’ın koalisyon adına yaptığı açıklamanın o bölümü ise şöyle formüle edilmiş: ‘Küresel koalisyonun bir üyesi olan ve NATO müttefikimiz Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerinin son derece farkındayız. Suriye’deki DEAŞ’ı yenmeye dönük çabalarımız konusunda şeffaf olmayı sürdüreceğiz.’

GERİ ADIM VAR AMA PROJEDEN VAZGEÇİLMEDİ

Dillon’ın ‘yeni bir sınır gücü kuruyoruz’ noktasından 4 günde ‘bu bir sınır gücü değil’ noktasına gelmesi Ankara’nın Afrin’e geniş çaplı bir operasyon tehdidini gündemde tutmasının sonucu. Dolayısıyla burada ABD açısından bir geri adım var. Ancak eğitimi devam eden güçler için kullanılan ifadenin değiştirilmiş olması ABD’nin DEAŞ ile mücadele için sahaya sürdüğü Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) DEAŞ sonrası süreçte yerel bir güvenlik birimi oluşturma projesinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor.

Pentagon ve CENTCOM’a rağmen (Merkez Kuvvetler Komutanlığı) Türkiye’nin kaygılarını Washington’da gündemde tutmaya çalışan diplomat ekibi, bu yerel gücün PKK ile bağı kopartılmış Kürtlerin ve Suriye’nin kuzeyindeki tüm etnik grupların temsil edildiği bir yapı olarak tasarlanması gerektiğini savunuyor. YPG’nin PKK ile bağlarını kopartma hevesinin gerçekçi olduğunu söylemek şu aşamada mümkün değil. Zaten Trump yönetiminin Suriye politikasını bizzat yöneten generallerin böyle bir gündemi de yok. Türkiye’nin kaygılarını gidermeye yönelik çabalar bugüne kadar Arapların SDG içinde hem sayısal olarak arttırılması ve komuta kademesine katılımlarının sağlanmasıyla sınırlı kaldı.

Koalisyon Sözcüsü Albay Ryan Dillon’ın bugünkü (18 Ocak 2018) açıklamasının tam metni şöyle:

- Doğal Kararlılık Operasyonu Ortak Görev Gücü Suriye’de yerel güvenlik güçlerini eğitmeyi sürdürüyor. Bu eğitimin amacı yerlerinden edilmiş insanların geri dönüşü güvenliğini sağlamanın yanı sıra DEAŞ’tan kurtarılmış ve şu anda yönetimsiz olan bölgelerde yeniden ortaya çıkmasını engellemek. Bu bir ‘ordu’ ya da geleneksek bir ‘sınır muhafız gücü’ değil.

- Bu eğitim ve söz konusu güvenlik güçleri Doğal Kararlılık Operasyonu’nun misyonuyla tutarlılık içindedir. Bu güçler, DEAŞ’ın yenilgisinin devamını güvence altına alacak, istikrar çabalarını kolaylaştıracak ve BM öncülüğündeki Cenevre sürecinin desteklenmesi için gereken koşulları yaratacaktır.

DEAŞ karşıtı askeri operasyonlar sona ermiş değil. Orta Fırat Nehri Vadisi’nde ağır çatışmalar devam ediyor.

- Bu güvenlik güçleri DEAŞ savaşçılarının Suriye’den kaçmasını engellemek üzere Suriye’nin içine odaklıdır. Bu güçler kurtarılmış bölgelerde yerel güvenliği sağlayacak ve yerel halkı koruyacak. Bu da DEAŞ’ın koalisyonun müttefik ve ortaklarına karşı Suriye’deki iç savaşa Cenevre’de uzun vadeli bir çözüm bulunmasını engellemeye dönük yeni saldırılar düzenlemesini önleyecek. 

- Koalisyonun Suriye’deki operasyonları sayesinde DEAŞ bugüne kadar kaybettikleri alanların hiçbirini geri alamadı. Bunun böyle devam etmesini hedefliyoruz. 

- Küresel koalisyonun bir üyesi olan ve NATO müttefikimiz Türkiye’nin güvenlik endişelerinin son derece farkındayız. Türkiye’nin güvenlik kaygıları meşrudur. Suriye’deki DEAŞ’ı yenmeye dönük çabalarımız konusunda şeffaf olmayı sürdüreceğiz. 

- 70 ülkenin ve dört uluslararası kuruluşun temsil edildiği küresel koalisyon DEAŞ’ı yenme hedefine bağlıdır. Suriye’ye istikrar kazandırılması DEAŞ’ın uzun vadeli yenilgisinin sağlanması için kritik bir unsurdur.

- Nihayetinde Suriye’nin geleceği Suriyeliler tarafından belirlenmelidir.

Editör: TE Bilişim