Depremle Yaralanan Toprakta İklim Krizi Büyüyor

Depremle Yaralanan Toprakta İklim Krizi Büyüyor
Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta depremden etkilenen kırsal bölgeler, şimdi de iklim değişikliğinin ağır etkileriyle mücadele ediyor.

Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta depremden etkilenen kırsal bölgeler, şimdi de iklim değişikliğinin ağır etkileriyle mücadele ediyor. Hayata Destek Derneği’nin saha çalışması, bölgede su krizinin ve mevsimsel kaymaların tarımsal üretimi tehdit ettiğini ortaya koydu.

Depremin Üzerine İklim Yükü

Hayata Destek, iklim değişikliğini yalnızca çevresel bir sorun olarak değil; geçim kaynaklarını, refahı ve sosyal dengeleri etkileyen çok boyutlu bir kriz olarak tanımlıyor. Dernek, Diakonie Katastrophenhilfe desteğiyle yürüttüğü proje kapsamında deprem bölgelerinde kırsal topluluklarla buluştu.

Saha ziyaretlerinde en çok dile getirilen sorun, tarıma dayalı ekonomilerin karşı karşıya olduğu benzeri görülmemiş su krizi oldu. Adıyaman’da kuruyan kuyular, Hatay’da artık yağmayan kar, Kahramanmaraş’ta mevsimlerin belirsizleşmesi, iklim değişikliğinin artık soyut bir kavram değil, günlük yaşamın merkezindeki bir gerçek olduğunu gösteriyor.

Mevsimler Kayboluyor, Su Kaynakları Tükeniyor

Görüşülen yerel çiftçiler, geçmişte altı ay süren kışların artık kısa ve sıcak geçtiğini, yazların ise daha da ısındığını anlattı.
Hataylı yaşlı bir çiftçi, “20 yaşımdayken bir metre kar yağardı, şimdi kışları kar yüzü görmüyoruz” derken, Kahramanmaraşlı bir başka çiftçi ise karın sadece nostaljik bir hatıra değil, tarım için kritik bir su kaynağı olduğunu vurguladı.

Türkiye İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı da bu gözlemleri doğruluyor: Önümüzdeki yıllarda sıcaklıklar artacak, uzun kuraklıklar ve ani yağışlar tarımsal üretimi daha da zorlaştıracak.

Gıda Güvenliği Tehlikede

Kuraklık, mevsimsel kaymalar ve ani seller, tarımsal verimliliği düşürüyor. Birçok genç çiftçilikten uzaklaşıyor ve büyük şehirlere göç ediyor. Ancak deprem sonrası altyapısı zayıflayan şehirler, artan nüfus karşısında hizmet sunmakta zorlanıyor; bu da toplumsal kırılganlığı artırıyor.

Uyum Adımları Yeni Riskler Doğuruyor

Bölgede çiftçiler, hayatta kalmak için kuyular açıyor, kuraklığa dayanıklı tohumlar kullanıyor, hatta topraklarını satmak zorunda kalıyor. Ancak bu adımlar uzun vadede maladaptasyon (uyumsuzluk) riskini büyütüyor. Aşırı kuyu açma yeraltı su rezervlerini tüketirken, tarım arazilerinin el değiştirmesi kırsal ekonomiyi zayıflatıyor.

Hayata Destek, bu riski azaltmak için yerel bilgiyle entegre, doğayla uyumlu, uzun vadeli uyum stratejilerini destekliyor.

Yeni Bir Yaklaşıma İhtiyaç Var

Deprem sonrası toparlanmaya çalışan bölgelerde, iklim krizine karşı toplum temelli, sürdürülebilir ve bütüncül çözümler geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Hayata Destek, afetlere müdahale deneyimini iklim krizine uyum perspektifiyle birleştirerek, sel, yangın ve deprem gibi afetlerde yerel dayanıklılığı artırmayı hedefliyor.

Dernek, “Ne kadar çok beklersek, çözüm üretmek o kadar zor ve maliyetli olacak” diyerek acil eylem çağrısında bulunuyor.

Kaynak: Hayata Destek Derneği

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.