Kurlardaki hareketliliğin bilinçli olarak yapıldığını savunan Durmuş Yılmaz, şunları söyledi:

"KURDAKİ HAREKETLER BİLİNÇLİ YAPILIYOR"

“İnanç kısmı var,samimiyet kısmı var fakat öbür taraftan bir de popülizm ve iç piyasaya yönelik alıcısı olan bir kesim olduğu için verilmek istenen bir mesaj var. Fakat bu son derece tehlikeli.

"OYUMUZ ARTIYOR, İSTİKRAR KORKUSU SALALIM DEDİLER"

Bildiğiniz gibi 7 Haziran 2015 seçimleri ile Kasım 2015 seçimleri arasında ülkemizde terörde bir tırmanış oldu. Bu tırmanışın sonucunda ilgililer siyasetçiler dediler ki, 'Bunlar bize yarıyor bizim oyumuz artıyor’ dediler.

Çünkü bu olaylarla topluma korku salındı ve bunun sonucunda insanlar ‘İstikrar önemlidir’ noktasına geldiler ve dolayısıyla oylar ‘istikrar’ etrafında konsolide edildi.”

“Bugün söylenen bu sorumsuzca kurumlara olan saldırı, ‘para politikasında daha fazla söz sahibi olacağım, ben yöneteceğim’ vs denmesi tamamen bilim dışı veya rastgele söylenmiş sözler değil.

Aynen 7 Haziran-1 Kasım arasındaki olaylarda, oylar nasıl konsolide edildiyse bugün de bu tür söylemlerle, döviz kurlarındaki sıkıntılarla ve onun yarattığı işsizlik vs hepsi, öyle zannediyorum aynı yöntem uygulanarak bir siyasi proje uygulanıyor döviz kuru üzerinden.

"DÜZEN BOZULURSA ELİMİZDEKİLER GİDER" KORKUSU SALIYORLAR

Bana, insanların evleri arabaları krediyle alındığı için, bu düzen bozulursa elimizdekiler gider korkusu yayılarak kurda bu tip hareketler bilinçli olarak yapıyor gibi geliyor."

"100 LİRA GELİRİ OLANIN 55-56 LİRA BORCU VAR"

Türk halkı gerçekten çok borçlu. 100 lira geliri olanını 55-56 lira borcu var. İnsanların evleri arabaları krediyle alındığı için bu düzen bozulursa elimizdekiler gider korkusu yayılarak kurda bu tip hareketler bilinçli olarak yapıyor gibi geliyor bana.” açıklamasında bulundu.

Peki Durmuş Yılmaz'ın üstü kapalı bir şekilde bahsettiği "korku toplumu yaratarak gücü ve iktidarı tutmak" ne demek ? 

KORKU TOPLUMU YARATARAK İKTİDARI ELİNDE TUTMAK

Oligarşik, totaliter devlet yönetimleri kendi çıkarları doğrultusunda, çıkar çatışmalarının ortasında ezilenlerden beslenen ve toplumu yönetebilmek için korkunun gerekli olduğu düşüncesinin geçerli olduğu yönetimlerdir.

Gizli oligarşik yapılarda ise karmaşık hale geldiği için şeffaflığını yitiren devlet yapısı ;  halihazırdaki kurumlarda çalışanların hakim olduğu yöntemlerle işler. Karar mekanizmalarını denetim olmadan istedikleri gibi çalıştırabilirler, en nihayetinde piramidin en üstündeki kişinin de dâhil olduğu kapalı düzende, sürekli olarak kazanan o yöneticiler ve çevresindekiler olur.

Korku toplumlarında, özgür toplumun tam tersi olarak, keyfi olarak hukuk dışılık, baskı, manipülasyon hakim durumda iken ; muhalefet etme hakkı güvence altında değildir.

Korku toplumlarında bağımsız yargı, özgür ve tarafsız bir basın, güçler ayrılığı yoktur.

Yazılı ve görsel medyayı sürekli olarak kontrol edilerek bir toplumsal beyin yıkama mekanizması mevcuttur.

ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK

Korku toplumlarında, halkın üzerine doğru itilen suni gündemler ile onlar üzerinde duygu ve davranış kontrolü yapmak, bireyleri acıya ve kayıplara alıştırmak, sonra farklı şekillerde onları  “ödüllendirmek”  gibi birçok yöntem uygulanıyor.

Sosyal korku içindeki birey genel olarak onu korkutan gerçek öğeyi görmeyecek kadar bastırılmış oluyor.Sahip olduklarını kaybetme korkusu ve belirsizliğin verdiği tedirginlikle yeni olan her şeyi denemekten kaçarken, kendi tercihlerini değil, kendisine dayatılanı yapmak zorunda gibi hissediyor.

Mevcut düzen her zaman için kendini sürdürmek adına belirsizliklere ihtiyaç duyar. Çünkü belirsizlik, korku ve tedirginlik insanda kafa karışıklığı yaratır, bu kafa karışıklığı da düzene karşı koyma direncini kırar.

Yeni toplum düzeninde kitleler, önlerine sunulan hazır "mutluluk" ürünleri ile uyumlu yaşamakta ve "mutlu" oldukları ya da mutlu olmaya çalıştıkları düşüncesi ile borçlu kaldıkları düzeni devam ettirme eğilimi göstermektedirler.

Ve tüm bunların sonucu olarak bireylerin bilinçli düşünmelerini sağlayan yetileri köreltilmekte,  konfor alanına sığınmaları ve kendilerine o kısır döngüyü sağlayan “güvenlik” şemsiyesinin altına girmeleri sağlanmaktadır.

Sonuç olarak korkutan beslenen iktidar çürürken, o iktidarı beslemek için temel değerlerinden ödün veren, manipüle edilen ve kişisel bağımsızları ellerinden alınan bireyler de çürümektedir.

Çürümekten kurtulmuş bir toplum için tünelden önce son çıkış : 24 Haziran 2018

Editör: TE Bilişim