Zeybek ve Gökdemir "Türkiye'nin Bugünkü Ekonomik Durumu" başlığı altında ekonomik durumla alakalı çok çarpıcı tespitlerde bulundular.

BURNUNDAN KIL ALDIRMAYAN TRUMP ÇİN'LE GÖRÜŞME  İSTİYOR

Av. Rubil Gökdemir konuşmasında "ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları dediğimiz işin sonrasından geldik şuraya,  Amerika pes etmek üzere, Çin'in Yuanını 7.18'e son 10 yılın en düşük değerine Çin düşürünce, Amerikalılar burnundan kıl aldırmayan Trump Çin'le görüşme daveti üzerine davet yapıyor.

ÜRETEN BİR EKONOMİ DÜŞÜK MİLLİ PARA İSTER, TÜKETİM EKONOMİ İSE DÜŞÜK DOLAR İSTER

"1 TL eşittir, 1 Dolar anlamsız bir  gayrettir"

Bizi etkileyecek kötü bir tarafı da var bunu sayın bakanım, maalesef ihracatımızı 2023'te 500 milyar dolar gibi bir afaki hedefle açıklamışken, şu an 170 milyar dolar civarındayız, eğer bu düşük Yuan politikası devam ederse Avrupa Birliği'ne yapmış olduğumuz ihracatımızda, Çin ürünleri karşısında bu düşük Yuan'la yapılacak Çin ithalatı, ihracatı karşına biz de tehlikeye gideceğiz.Yani dolayısıyla kur algısı doların düşük tutulması algısı doları 1 TL 1 Dolar yapacağız" diye bir anlamsız gayretin Türkiye ekonomisine hiçbir faydası yok. Üreten bir ekonomi düşük milli para ister, tüketen bir ekonomi ise düşük dolar ister."dedi.

AKP'NİN SEÇİM KAZANDIĞI TARİHLERLE İTHALAT PİK YAPTI

Gökdemir şöyle devam etti " Biz 18 yıl boyunca tam 3.2 trilyon dolarlık ithalat yapmışız.  Yaklaşık 1.26 milyar dolar trilyonluk da dış ticaret açığı vermişiz. Bu tercihin sebebini şimdi çok kısa bir özet yapayım.

Bu tercihte niye bulunduk?

Bu tercihte bulunma sebebi şuydu; Düşük kurla ithalatçı durumuna gelirseniz, ülkenizde her tüketici istediği mala çok ucuz bir şekilde, çok çalışmadan,  yani Türk köylüsü, Fransız köylüsün ürettiği malı kolaylıkla satın alabilecek kadar, bir sanal refah yaşarsınız.

Sanal konfor yaşarız. Yani eğer aklı başında her insanın düşününce bulabileceği gibi, Türk köylüsünün Türk çiftçisinin,  Fransız çiftçisini ürettiği malın rahatlıkla tüketilmesi için, Fransız çiftçisinden daha yüksek katma değerli ürünler üretiyor olması gerekir.

Tam tersi ise bunu tek sebebi düşük kurla Ülkedeki herkese tüketime dayalı bir refahı yaşatmaktır, konforu yaşatmaktır ve bu yolla da enflasyonu düşük tutmaktır. Eğer düşük kurla yabancı malları ülkemize ithalat Cennet haline getirirseniz, enflasyonu düşük tutarsanız.

Geçenlerde oturdum sayın bakanım çalıştım, AKP'nin seçim kazandığı tarihlerle ithalatın pik yaptığı Dış Ticaret açığının rekor kırdığı enflasyonun düşük çıktığı ve tüketime dayalı büyümenin de, tüketime dayalı kalkınmanın değil ama yıllarda da AK parti hükümetlerinin rekor oylar aldığı dönemler.

O kadar doğrusal bir ilişki var ki, işin ilginç tarafı bir şey daha söyleyeyim bu ithalat yoluyla maliye politikasını da vergi üretmeye de bir tarafa bırakmışız, ithalat vergileri bütçe gelirlerimizin yüzde 40'ını oluşturuyor."dedi

BRUNSON KRİZİ, TRUMP'IN TWEETLERİ SADECE KIVILCIMDI

Av. Rubil Gökdemir konuşmasında "Yani yaptığımız ithalat hem içeride enflasyonu düşürmeye hem harcama yoluyla rakamlarını artırmaya hem de devletin maliye politikasını "elin taşı elin kuşu misali" vergi gelirlerinin yüzde 72'sini  dolaylı vergilerden toplayacağımız bize bir saadet zinciri kurmuş.

Tam saadet zinciri, vergi toplamıyorsun, ithalat yoluyla kaynakta vergi topluyorsunuz. 

Ama bunun bedeli 2018 Ağustos'ta önümüze geldi "kur atağı" dediğimiz budur.

Eğer ödemeler dengesi krizi 2001'de olduğu gibi 94 olduğu gibi 70'li yıllarda 74'de olduğu gibi ödemeler dengesi krizi ödemeler probleminin kriz yaratmasının olduğunu kural olduğunu 2018'de de gördük.

O Brunson krizi, Trump'ın tweetleri onlar sadece bu tür krizler için kıvılcım gibi, bir işaret fişeği gibi. Şimdi çok Dünyada bilinen hakim kabul edilen bütün ekonomistlerce kabul edilen bir kriter var. Merkez Bankası rezervleri kısa vadeli borçlarınız kadar değilse, yani bizim 1 yıllık kısa vadeli döviz borçlarımız 180 milyar dolar civarındadır Merkez Bankası'nın döviz rezervleri brüt rezervler altın rezervlerini çıkararak söylüyorum, 70 milyar dolar civarında o brüt rezervlerde Merkez Bankası'nın parası değil. 
 
Vatandaşın mevduatlarından kesilen munzam karşılıklar. Eğer bu rakamlar birebir reşit değilsiniz siz dünyanın kırılgan ekonomilerinden birisiniz bu standarda göre, dünyadaki döviz kırılganlığı bakımından ilk 4 ülke arasındayız.

İlk Ukrayna var Arjantin'i saymayalım isterseniz Venezüella'yı saymayalım,  Güney Afrika, Brezilya, Hindistan bizle aynı kategorideydiler biz onları gerimizde bırakarak 04 seviyesindeyiz. 04 seviyesi şu demek? Yani bizim Merkez Bankası döviz rezervimiz yaklaşık 187 milyar dolar olması ve 1 yıl vadeli dış yükümlülüklerimiz karşılayacak durumda olması gerekirken, katsayı olarak 04 katsayısındayız.

JAPON EV KADINLARINDAN TÜRKİYE'YE EKONOMİK DARBE

 En az 1 olmalı. Kırılgan bir ekonomi sayılmamak için. Bu sebeple bu rakamların ortada bulunduğu sürece Japon ev kadınlarının gece yarısı canları sıkıldığında Türk varlıklarından vazgeçmeleri, onları satmaya niyetlenmeleri halinde en ufak bir kıvılcımla tekrar bir döviz krizini yaşayacağımızı söyleyebiliriz.

Vatanebe deniliyor bunlara. Japon ev kadınlarının genel adı.

Japonya'daki emeklilik sisteminin yaklaşık 5 trilyon dolar gibi bir fonu var. Bu 5 trilyon dolar gibi fonun 500 milyar dolarlık fonu da Ev kadınları için oluşturulmuş bir fon.

Japonya'da uzun vadeli yatırımlar için enstrümanlar emeklilik fonları, onlara bağlı tahviller, onlara bağlı türev enstrümanlar, kağıtlar, piyasada dolaşan kağıtları dünya piyasalarında kendi ekonomileri faiz vermediği için Dünyada hangi ülkenin tahlili cazipse ondan satın alıyorlar. Ancak bir tehlikeli durumu sezdiğinde de zarar marar düşünmeden zarar düşünmeden ellerinden Türk kağıtlarını çıkarıyorlar. İki gün önce biz de 5.80'den 6.40 a çıktı dolar. Gece yarısı gece 2'de Türkiye'de piyasaları kapalıyken. 150 milyon dolarlık bir hacimle Japon ağırlıklı olarak Japon ev kadınlarının tasarruflarını yönlendiren fonun alış-satış emirlerinden kaynaklanan dalgalanmalar, bu kadar yani çok sığ piyasa, 150 milyon dolar gibi bir rakamdan bahsedilir hepsi bu.

Ahmet Necdet Sezer'in kitapçığı fırlatma benzetmesi çok iyi aklımıza geldi. B aşka bir şey de olabilir yani Amerika ticaret savaşları ve Kur savaşları Türk parası dışında hiçbir parayı etkilemedi.
Yani kırılgan bir ekonomi, kırılgan bir döviz varlığımız varsa, Afrika'da, Güney Amerika'da 

Brezilya'da çıkan bir şey yine en önce bizi etkileyecek.

Kırılgan olmak böyle bir şey." dedi.

PROGRAMIN TAMAMI

Editör: TE Bilişim