ABD emperyalizmi emrindeki ülkeleri kendi emrinde askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel yönden dolaylı olarak yönetip sömürmektedir. AB ülkeleri de aynı şekilde dolaylı olarak birçok ülkeyi sömürüp yönetmektedir.

Çin zaten sınırları aşmış ekonomik olarak dünya ülkelerini ekonomik olarak hegemonyasına almış sömürüp, yönlendirmektedir. Rusya ise aynı şekilde Sovyet dönemindeki etkisini kaybetmedi ve sömürerek yönettiği ülkeleri yönetmektedir.

Türkiye ABD’ye bağlı, AB kapısında oyalanmaktadır. Ne büyüsün ne de kaybolsun, parçalansın küçülsün ama bizim emrimizde olsun mantığıyla önüne hep problemler çıkartılmakta, zorla savaşa sokulmaktadır.

Emperyalist güçler karşılarına bir Türk (Turan) gücü çıkmasına asla tahammül edemezler. Korkuları eski Türk imparatorluklarındaki gücün uyanmasıdır. Bunu bildiklerinden dolayı asla Turan Birliğine izin vermezler.

Konuyla ne alakası var diyebilirsiniz.

Evet, konuyla alakası var ben konuya başka açıdan bakmak istiyorum.

Sovyet Rusya dağıldıktan sonra gücünü kaybetmedi, dönemindeki sömürdüğü Türk Ülkeleri hala kendisine bağlı ve yöneticilerini kendi seçtiği kişilerden atamaktadır.

Bu atamaların karşısında tek Elçibey hür iradesiyle Milli bir çıkış yapınca hemen alaşağı ettiler ve Sovyet yönetiminin ileri gelenlerinden Aliyev iş başına getirdiler.

Türk ülkelerine gözdağı verilerek: “Bizim çizdiğimiz yoldan gideceksiniz, kendi başınıza Milli bir yönetim ve siyasetiniz olmayacak, aksi halde tepenize bineriz.” Tehditleriyle istedikleri gibi Türk Cumhuriyetlerini sömürmekte ve yönetmekteler.

Bu ülkelerin askeri ekonomik olarak ilerlemesine asla müsaade etmedikleri gibi, hala o ülkelerde askerlerini çekmediler, o ülkelerin kendi milli ordularını kurmasına izin vermemektedirler.

Dünyayı yönetenlere ister Siyonistler deyin ister Rock Feller vs. deyin adını ne koyarsanız koyun hepsi bir yerde birleşip Türklüğe karşıdırlar.

Zamanında Almanya Rusya’yı destekledi, silah fabrikaları yaptı Rusları eğitti ve bir güç meydana getirtti ilk olarak Türkistan’ı işgal ettiler ve bölüp yuttular.

Daha sonra Hitler Rusya’ya savaş açınca Komünizm tehlikesi vs. derken ABD ve İngiltere karşı oldukları Rusların yanında yer aldılar Almanya’ya karşı Rusya’yı desteklediler. Şu anda yine işlerine geldiği gibi anlaşmalar yaparak dünyayı yönetmekte ve yönlendirmekteler.

Rusya, Türkistan’da eğitimi, askerliği her yönüyle gelişmeyi yasaklayıp sömürdüler, Türkistan’ı Ruslaştırmaya çalıştılar. Ardından Sovyet rejimi de aynı politikayı izledi. Türklerden asker almıyorlardı. Hitler tehlikesine karşı nefret ettikleri Türkleri ön cepheye eğitimsiz hatta silahsız olarak sürdüler ve katledilmesini istediler.

Savaşın kaderi değişti, Almanlara esir düşen Ruslar ve Türkler Alman saflarında yer aldılar Sovyet rejimine karşı savaştılar.

Savaşın kaderini Türkler değiştirdi. Tarih kitaplarında bunlardan hiç bahsetmezler.

Almanlara esir düşen ve teslim olan Türklerden 800 000 kişilik bir ordu teşkil edildi ve Sovyetlere karşı savaştılar zaferler kazandılar.

Daha sonra Batı cephesine gönderildiler. ABD ve İngiltere’nin Rusları desteklemesiyle Almanlar savaşı kaybettiler.

Savaşan Türklerin bir kısmı tekrar Ruslara esir düştü veya teslim edildiler ve anında kurşuna dizildiler. Esir düşen Ruslar ve diğer milletler Sovyet esir kamplarına sürüldüler. Türk’e hayat hakkı yoktu.

Türklerin bir kısmı çeşitli Avrupa Ülkelerine dağıldılar, ABD’ye gidenler oldu, Komünizme karşı bunlardan faydalanmak için. Türkler vatanlarına dönemiyorlardı, dönseler aileleri işkence görecek hatta yok edileceklerdi. O yüzden Baba ülke ağabey ülke diye Türkiye’ye dönmek için çareler aradılar. Rusya’yla dostluk politikası izleyen İnönü Türkistanlı Türkleri kabul etmedi. Fakat Büyükelçiliklerimizde onlara yardımcı olundu. Bunun en iyi örneği o dönem İsviçre Büyükelçimiz Yakup Kadri Karaosmanoğlu onlara çok destek oldu.

Değişik yollardan göçmen olarak Türkiye’ye dönenler oldu. Bunlar Türkiye’ye dönünce vatandaş bunlara Komünist gözüyle baktılar. Oysa Komünizm ile en büyük mücadeleyi bunlar verdiler.

ABD eksenli Büyük Ortadoğu Projesini işleme koyunca ilk olarak kendi sözlerinden çıkmayacak ve projelerine hizmet edecek bir siyasetçi aradılar ve en uygunu Recep Tayyip Erdoğan’a büyük destek verdiler ve

Türkiye’nin başına geçirdiler. Tayyip Erdoğan’ın kökeni Gürcü olduğundan dolayı Türklüğe karşı düşmandı. Bunu birçok konuşmalarında görebilirsiniz. Gürcü ve Ermeniler Türklere karşı ayaklanıp savaşan ve emperyalistlerin her zaman kullandıkları piyonlarıydı.

O yüzden emperyalistler rahattılar. Tayyip Erdoğan sayesinde Sovyetler birliği dağılınca Asya’da Türk cumhuriyetleri birleşip Turan Birliğini kuramayacaklar ve Tayyip Erdoğan buna engel olacaktı. Türkiye’deki Milli kuruluşlar ve örgütler susturulacak ve yok edilecekti. Maalesef bunu Fetö ile birlikte başardılar.

Başta Rusya, AB, ABD ve Çin Türkiye’deki yönetimden memnun ve sıkı dostluk içindeydiler. Türk birliği ve gücünün engellenmesinde en büyük destekçileri Tayyip Erdoğan olmuştur. İslamcılık kisvesi altında milletin dini duygularını sömürerek Türklük bilincini yok etmeye çalışsalar da bunu başaramayacaklarını görünce Milli düşünceye sahip Türk fikir, bilim adamlarını aydınlarını etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Devlet Bahçeli’nin ani dönüşü ise bu projenin bir (sahte) muhalefet kanadıydı. Yani önce saldırdı muhalefet yaptı, sonra Tayyip kaybetmeye başlayınca hemen devreye sokuldu.

Turan Birliği dünya emperyalistleri tarafından istenilmediği gibi Türkiye içinden de istenilmiyordu. Türk Cumhuriyetlerinin içine yerleştirilen Çinli ajanlar da boş durmuyorlar ve fikir karmaşası içinde olan Türk Cumhuriyetlerindeki Türklerin beyni yıkanıyor ve milli duygulardan uzaklaştırılıyorlar. Rusya sömürmeye devam etmek için Turan Birliğine şiddetle karşı ve emperyalistler ile bu konuda iş birliği halinde çalışmaktadır. ABD ve AB Türkiye tarafından, Çin ve Rusya Asya tarafından yönetimlere baskıyla Turan Birliğinin oluşmaması için var güçleriyle çalışıyorlar.

ABD projesi denilen BOB ise Türkler açısından bir yanıltmaydı. Zaten Arapları kendi sömürgesine alan ABD Türkiye’nin başını belaya sokarak oyalıyor, Rusya ve Çin çeşitli baskılarla Asya’daki Türk Cumhuriyetlerini bir birlerine düşman ederek: “Siz ayrı milletsiniz, Türk değilsiniz” propagandasıyla emellerine ulaşıyorlar.

Türkiye komşularıyla düşman edilmiş onlarla ve içindeki hainleriyle uğraşırken Türk Dünyasının güvencesi Türk Silahlı Kuvvetleri itibarsızlaştırılıyor, askeri okulları kapatılıyor ve gücünü kaybetmeye başladı. Ekonomik olarak Cumhuriyetin kurulduğunda kurulan bütün fabrikalar KİT ler satıldı ve ülke acayip bir duruma getirildi,

Kur’an eğitimi veren kurumlarda ahlaksızlık diz boyu, her yerde ahlaki çöküntüler almış başını gidiyor. Vatanseverler ile Türk düşmanlarının arasında uçurumlar oluştu.

Türkiye bu durumda Turan Birliğinden söz etmek hele dile getirmek suç durumuna getirildi.

Türk Cumhuriyetlerinde ise, Rusya ve Çin’in baskısıyla bunu dile getirmek veya bu konuda örgütlenmek dolaylı olarak suç sayılıyor ve engelleniyor. Göstermelik Milli sosyal ve kültürel çıkışlar ise Milli ruha karşı bir oyalama taktiğinden başka bir şey değildir.

Türk Milletine bir Mete Han, Atilla, Cengiz Han, Atatürk gibi öncülük yapacak Başbuğlar ve Kürşat gibi yiğitler gerekiyor. Bunlar milletin içinde bir rüzgâr bekliyorlar. Bu rüzgâr estiğinde Turan kurulur ve Türk Ülkeleri güçlenir refaha kavuşur ve emperyalistlere yem olmaktan kurtulur.

Bu ruh Türk’üm diyen herkeste mevcuttur. Yeter ki bunu hissedelim ve yüreğimizle konuşalım mücadele verelim.