Korkusuz yazarı Ahmet Takan'ın "Erdoğan kabine ve parti vitrininde ne yapar" sorusuna cevap veren eski AKP Milletvekili Emin Şirin, "Falcılık yapmanın manası yok. Tayyip Erdoğan keyfi ne isterse onu yapar. Zaten tek adam rejiminin icabı budur" dedi.

Şirin, "Dışarıdan gördüğüm kadarıyla, Erdoğan’ın birinci önceliği Bakanlar Kurulu değil, parti kongresi ve parti teşkilatı. Zira iktidarın temelini AK Parti temin ediyor. Kimin bakan olacağının büyük bir ehemmiyeti yok. Erdoğan, görüşlerini temsil edecek kişilerle devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Takan'ın bugünkü köşe yazısında yer alan ilgili bölüm şöyle:

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yaptığı ev ziyaretinde, HDP’nin kapatılması ve erken seçim konuşulduğu iddia ediliyor. Hatta, bu erken seçimin Mart ayı içinde ilan edilebileceğini kuvvetle iddia edenler bile var. Masaya, HDP’nin kapatılması halinde, seçime girecek bağımsız adayların ne kadar oy alabileceği, kaçının seçilebileceğine kadar hesapların yatırıldığı söyleniyor. Bir de; Devlet Bahçeli’nin görevden alınmamasında ısrarcı olduğu bazı bakanlar hakkında Erdoğan’ın ikna çabaları…

Deneyimli siyasetçi, AKP eski İstanbul Milletvekili Emin Şirin’e, “Erdoğan kabine ve parti vitrinin de ne yapar” sorusunu yönelttim, Şirin, bir nefeste cevap verdi;

“Falcılık yapmanın manası yok. Tayyip Erdoğan keyfi ne isterse onu yapar. Zaten tek adam rejiminin icabı budur. Dışarıdan gördüğüm kadarıyla, Erdoğan’ın birinci önceliği Bakanlar Kurulu değil, parti kongresi ve parti teşkilatı. Zira iktidarın temelini AK Parti temin ediyor. Kimin bakan olacağının büyük bir ehemmiyeti yok. Erdoğan, görüşlerini temsil edecek kişilerle devam edecektir.”

Tayyip Erdoğan’ı ve AKP yapısını çok iyi tanıyan Emin Şirin’den söylediklerine biraz daha açıklık getirmesini istedim;

“Parti teşkilatlarının nasıl şekillendiğine bakarsak, eski milli görüş camiasındaki insanların önem kazandığını görüyoruz. 1994 ruhunun geri getirileceği söyleniyor. Eğer hedefleri 1994 ruhuysa, AK Parti’nin önümüzdeki seçimlerde alacağı netice 94-95 seçimlerinde aldıkları neticeden farklı olmaz. Yani, yüzde 20-25 bandına geriler. 25 senede dünya çok değişti. Önümüzdeki seçimlerde seçmenin 3’de 1’i 30 yaş altındaki seçmen olacak. Bu seçmenler, 1994-95’teki problemlerle değil bambaşka mesellerle meşguller. Önümüzdeki seçim, bu seçmen grubunu alakadar eden meseleleri anlayanın başarı kazanacağı bir seçim olacak.”

Editör: TE Bilişim