Konumuz erken seçim!

Baskın seçim desek daha doğru olur ama panik seçim diyenlerde yok değil!

Normal şartlar altında planlanmış anayasal takvime göre 24 Mart 2019'da yerel seçimler, 3 Kasım 2019'da da Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimleri yapılacaktı.

Tabi şartlar normal olmadığı için “geri kalmışlığın alameti” dediğimiz,

Neyin erken seçimini istiyorsunuz!” diye haykırdığımız,

Türkiye'ye ihanet” noktasına kadar getirdiğimiz,

Acze düşenler erken seçim kararı alır” diye eleştirdiğimiz,

Nereden çıkıyor bunlar?” diye şaşırdığımız,

Bu baskın seçim kararını neden aldık?

Öncelikle seçimlerin öne alınacağının emareleri vardı!

Cumhurbaşkanı’nın “Haziran ayına kadar açılışı yapılacak tüm yatırımlar hazır olsun” talimatı Ankara kulislerinde dillendiriliyordu.

O tarihte yani 21 Mart 2018 saat 22:37’de attığım tweette “Baskın seçim” yazmıştım. Hatta bir takipçim “Yok daha neler hocam” şeklinde yorum yapmıştı. O dönemde bırakın baskın seçim demeyi erken seçim diyeni sosyal medyada linç ediyorlardı!

Gelinen süreç baskın seçim anlamında öngürümü haklı çıkardı.

Ankara kulisleri bile bu kadarın erkenini yani baskınını beklemiyordu.

15 Temmuz’da AKP kongresi olur, Ekim sonu Kasım başı gibi de seçim olur öngörüm vardı ama o kadarını da öngörememişiz demek ki!

***

Neden baskın şeklinde yapılacak olan bir erken seçim?

Öncelikle ekonomik veriler ve gelişmeler sürdürülebilir değildi. ABD, İngiltere ve Fransa’nın son Suriye operasyonu sonrasında İran, Rusya ve Türkiye’de ki dövizdeki kur değişimleri beklenmedik bir gelişmeydi.

Diğer bir beklenti ise ABD davası iki kez ertelenen Hakan Atilla davası ve buna bağlı Rıza Zarrab davalarının nihai kararlarından sonra oluşabilecek olası cezalar ve yaptırım beklentileri.

Yine Türkiye’nin Rusya’dan almak istediği S-400 hava savunma sistemleri hamlesine bağlı olarak NATO ve ABD’nin çeşitli yaptırımlar, ambargolar ve izolasyonların ekonomiye getireceği ek yük beklentileri erken seçimi sorunlu bir hale getirmiştir.

***

Peki seçimlere kadar neler olabilir;

Öncelikle Anayasa Mahkemesine yapılan “mühürsüz oy pusulaları” ile ilgili seçime kadar bir karar çıkar mı ona bakmak gerek. Bu ihtimal düşükte olsa üzerinde durulması gerek!

Diğer bir konu ise seçim güvenliği!

OHAL’in 7. kez uzatılması ile baskın seçimin konuşulması aynı günlere denk geliyor. Keşke AB’nin de ilerleme raporunda sıkça durduğu OHAL atmosferinde bir seçime gidilmeseydi. Neyse!

Baskın seçim tarihinin açıklandığı gün “İstanbul'da IŞİD alarmı: 10 gün içinde eylem planlanıyor” haberleri insanı tedirgin ediyor. Bitti denilen IŞİD, bu seçim atmosferinde nasıl yeniden hortladı diye düşünmeden edemiyor insan.

Bir başka beklentim ise muhtemelen Kuzey Irak’ta veya Fırat’ın doğusunda bir askeri harekat!.. Seçime kadar sınır güvenliğine ve PKK terör örgütüne yönelik bir “sınır ötesi operasyon” beklentisi var.

Suikastler, bombalar, “nesli tükenmiş adı sanı unutulmuş terör örgütleri” de bu seçimi fırsat bilerek kaos ortamı yaratma amaçlı yeniden sahaya sürülebilir.

Ne de olsa hep böyle anları beklerler.

***

Neyse gelelim bundan sonra siyaseten neler olacağına veya olabileceğine!

Öncelikle Yüksek Seçim Kurulu’nun bir seçim takvimi belirlemesi gerekiyor.

Süre o kadar kısa ki; 65 gün hızlandırılmış bir baskın seçim süreci olacak!

Ha bu arada mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili halen daha çıkarılması gereken uyum yasaları var. Örneğin Cumhurbaşkanı adayı için gerekli olan 100 bin başvurunun/dilekçenin noterden mi yoksa İl/İlçe seçim müdürlükleri üzerinden mi yapılacağı halen daha belli değil.

Başka birçok belirsizlik daha var!

Mesela Cumhurbaşkanı adayı aynı zamanda milletvekili adayı olabilecek mi veya mevcut milletvekili Cumhurbaşkanı adayı olur ise vekillikten istifa etmesi gerekecek mi?

Bir başka sorun da mevcut Cumhurbaşkanı yeniden aday olur ise seçim takvimi süresince yetkilerini Meclis Başkanına devredecek mi?

Bunun gibi birçok durumu yasa ile bağlamak gerek.

***

Gelelim seçim takvimine;

Öncelikle erken seçime gidebilmek için TBMM’de kabulü yani tezkereye 276 milletvekilinin onay vermesi gerekiyor.

Süre dar olduğu için önümüzdeki hafta içerisinde seçim takvimin açıklanmasından hemen sonra İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanları istifa edecek ve yerine teknokrat bakanlar atanacak!

Milletvekili aday adayı olacak kamu çalışanlarının da istifa süreci de hızlı olacak görünüyor.

Yasa gereği de Meclis seçim kararı aldığı için “Seçim Hükümeti” kurulması gerekiyor.

Sonra seçmen listeleri, seçim yasakları, kura çekimleri, kesin aday listeleri, mitingler derken 24 Haziran 2018 günü hem Cumhurbaşkanı hem de Milletvekilleri için oy kullanılacak.

Milletvekilleri 24 Haziran’da seçilecek.

İlk turda %50 +1 oy alan Cumhurbaşkanı adayı çıkmaz ise 2. tur seçim 8 Temmuz 2018 günü yani 2 hafta sonra yapılacak.

***

Şu bir gerçek ki; Türk seçmen erken seçimi pek sevmez.

Ama bu seçim biraz farklı!

Erken hatta baskın olan bu seçim kararına kızanlar kadar sevinenler de yok değil!

Bir kısım da derin bir düşünce halinde.

Yaşayıp göreceğiz. Umarım vatana millete hayırlı olur!

Bu arada arayıp “seçimlerde aday mısın?” gibi sorular geliyor!

Şimdiden söyleyeyim; aday değilim!

Kalın sağlıcakla…