Bu kavram, Etnik ve Milliyetçi Şiddet kitabının yazarları Brubaker ve Laitin'e ait. Kavram, bazı siyasi parti ve siyasetçilerin oy kaygısıyla -etnik vaatlerde- bulunmalarını anlatıyor. Brubaker ve Laitin'e göre, etnik vaatçilik, etnik hareketleri yüreklendiren, onlara umut aşılayan politik hataların başında geliyor. Tavsayan, hedefe varma umudunu kaybeden bir çok etnik ayrılıkçı hareket oy kaygısını ülke bütünlüğünün üstünde tutan, yahut vaatlerinin sonuçlarını hesap edemeyen siyasetçilerin hataları yüzünden küllerinden yeniden dirilmiş, ayrılıkçı amaçlarına ulaşmada büyük mesafe almışlardır.

Ülkemizde de son yıllarda etnik/ayrılıkçı hareketin taban büyütmesinin arkasında bu tip hatalar vardır. Yakın bir geçmişte özerklik, ana dilde eğitim, eyaletleşme gibi her biri ayrılıkları derinleştirmeye yarayan etnik taleplerin tartışmaya açılması, bu taleplere Osmanlı'da da vardı denilerek meşruiyet aranması -etnik vaatçiliğin- en bilinen örnekleridir. AKP'nin 2012 yılının ortalarından 2015 yılına kadar yürüttüğü çözüm süreci, bu süreçte konuşulan ve yapılanlar, terör ve bölücülüğü küçültmeye yetmemiş, tam tersine terör örgütünün siyasetini yapan partinin yüzde 6'lardan yüzde 13'lere çıkmasına neden olmuştur.Bu durum bir çok çevrede iki ayrı siyasi merkez oluşacağı kanaat ve endişesini uyandırmıştır. Sonuçları hesap edilmeden yapılan vaatler ayrılıkçı tabanı büyütmekle kalmamış, terörün tırmanmasına da neden olmuştur. 6-7 Eylül Kobani olayları -yapılan vaatlere bakarak- her istediğini alabileceğini düşünen terör örgütünün siyasi şartların oluştuğuna inanarak yaptığı bir kalkışmadan başka bir şey değildir.

Bu acı tecrübeye rağmen hala aynı hatalar ve vaat siyaseti devam etmektedir. Babacan'ın DEVA partisinin programında bulunan ana dilde eğitim vaadi bunlardan biridir. İnsanların evde, sokakta, sosyal mekanlarda konuştuğu dile müdahale edilemez. Fakat eğitimi farklı bir dil ile yapmak başka bir şeydir. Ayrılıkçı talepleri bastırmak isteyen bazı ülkeler ana dilde eğitimin yolunu açmış ancak tam tersi sonuç almışlardır. Kanada'nın Quebec, İspanya'nın Katalan ve Bask bölgelerinde eğitim bu bölgelerin diliyle verilmektedir. Sonuç, bu coğrafyalarda ortak resmi dil gerilemiş, dil üzerinden farklı uluslaşma eğilimleri ortaya çıkmış, ayrılıkçı taleplerde bir gerileme olmamıştır. Etnik milliyetçiliğin güçlü olduğu yerlerde ana dilde eğitim ortak iletişim dilinin geri plana itilmesine neden olmakta, ayrışmayı daha da belirgin hale getirmektedir. Dil ayrılığının, zamanla duygusal kopuşa ve yabancılaşmaya da neden olduğu bir çok örnekte görülmektedir.

Her ülkenin kendine özgül şartları ve bunları çözmek için özgün çareler üretmesi gerektiği doğrudur. Ancak bir başka doğru da, insan olmaktan kaynaklanan ortak yanlarımızın bulunduğu ve insanlığın ortak tecrübelerinden de yararlanılması gerektiği gerçeğidir. Partiler oy kaygısından önce milli bütünlüğümüzü düşünerek hareket etmek zorundadırlar. Terörün tam geriletildiği bir dönemde ortaya çıkıp -etnik iştahı- kabartacak vaatlerde bulunmak kimseye fayda getirmez. Nitekim, çözüm sürecinde bu denenmiş hiç bir fayda getirmediği görülmüştür. Ülke yönetimine talip olanların görevi ayrılıkçı umutları yeşertmek değil, kırmaktır.Bazı politikalar esneklik kabul etmez. Ülke bütünlüğü bunlardan biridir. Amasız, tereddütsüz hayır demeyi bilmek gerekir. Etnik Milliyetçiliğin ateşinin yüksek olduğu yerlerde bu tür vaatler o ateşi harlamaktan başka işe yaramaz. Bu aynı zamanda milleti kültürel bir birim olarak görmek yerine etnik bir birim olarak görmenin, Türklüğe de etnik bir kategori olarak bakmanın sonucudur. Bu zihniyet biçimi, şu etnik gurup kendi diliyle eğitim yaptığına göre öteki etnik gurupta yapmalıdır ön kabulünden hareket eder. Ülkeyi bir millet olarak değil, etnik topluluklar meşheri olarak görür. Milliyetçiliği ırkçılık ve etnikçilik olarak yaftalayıp reddederken, asıl etnikçiliği, kabileciliği kendisinin yaptığını görmez. Politikalarını, vaatlerini etnik gurupları hedef alarak yapan her siyaset aslında milli bütünlükçü değil, etnikçidir ve farkında olmadan ayrılıkçı emellere hizmet eder. Türk siyaseti bu etnik vaatçilik hastalığından kurtulmalıdır.