İstiklâl Harbi’ne yazıları ve şiirleriyle destek olan Yahyâ Kemal, Cumhuriyet’in ilânından sonra Osmanlı medeniyetine karşı alınan tavır karşısında hayâl kırıklığına uğrar ve sessizliğe bürünür. Yönetimle çatışmaz ama bir konuda kesinlikle tâviz vermez: Siyâsîlere şiir yazmaz.

Elbette bu durum, Yahyâ Kemal’in şiirine büyük saygısı olan Mustafa Kemal’in de dikkatini çeker. 1933 yılında, kendisinden uzak duran Yahyâ Kemal’i Çankaya sofrasına dâvet eder. Büyük Şâir, başı önde konuşulanları dinler. Bir ara Atatürk, ısrarla şiir okumasını ricâ edince bir Fransızca şiir ve kendisine âit bâzı şiirleri okur. Esâsında diğer şâirler gibi methiyeler düzen şiir istendiğini anlamıştır.

Atatürk, bir şey söylemez. Behçet Kemal’e dönerek: “Şimdi seni dinleyelim!” der. Behçet Kemal, şiir diye methiyesini okur. Atatürk de dâhil herkes, Yahyâ Kemal’in ne söyleyeceğini merak eder. Mutlaka bir şey söylemesi gerektiğini anlayan Yahyâ Kemal, başını kaldırıp Behçet Kemal’e bakarak, “fenomen!” der. Fransızca olan phenomene, “büyük olay-hârika” anlamına geldiği gibi, “tuhaf-deli saçması” anlamına da gelmektedir.

........

26 Ekim’de, "Hutbe Meselesine, Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu Açıklık Getirmeli" başlıklı bir yazı kaleme aldım. Bu kadar etkili ve yetkili isim varken niye bu iki isim olduğunu da açıkladım. 2014 yılında “Târihin Arka Odası” programında bir belge gösteren Bardakçı’nın, “Balıkesir hutbesi, nasıl Mustafa Kemal’in ise bu sözler de onundur. Bu metin, materyalist metindir. Din karşıtı metindir. Laiklik diye kıvırmayalım!” dediğini; Erhan Afyoncu’nun da destek olduğunu ifâde ettim.

Murat Bardakçı’dan ses çıkmadı. Erhan Afyoncu ise 10 Kasım’da öyle bir yazı kaleme aldı ki sâdece “fenomen!” diyebildim.