Gündem

Hitler'in gizemli tüneli

Abone Ol

Yıllardır bu proje üzerinde çalışan Sulzer, biyolog Schauberger'in Nazi lideri Hitler'le de bağlantısı olduğunu buldu.

Avusturya'da yayımlanan "Krone" gazetesine konuşan belgeselci Andreas Sulzer, biyolog Viktor Schuaberger'in;

1941 yılında Avusturya'nın St.Georgen bölgesinde bulunan Hitler'a ait gizli tünellerde "atom bombası" projelerinde yer aldığını belirtti.

Sulzer, iddialarını Schauberger'in o dönemde arkadaşlarına yazdığı mektuplara dayandırdı.

Mektuplarda Schuaberger, arkadaşlarını Naziler'in bu gizli tünellerine karşı uyarıyor.

İkinci Dünya Savaşı'nın Nazi Almanyası'nın yenilgisiyle sona ermesi sonrası Avusturya'nın bu bölgelerini Rusya işgal ediyor.

Rusların bu gizli tünellerdeki araştırma araç ve gereçlerine el koyarak, ülkelerine transfer ettiği ve tünellerin birçoğunu da havaya uçurduğu ileri sürülüyor.

Hitler ile ilgili olarak daha önce de buna benzer iddialar ortaya atılmıştı.

Canilikte Nazilerin eline kimse su dökemez. Her yeni gün tarihin sayfalarından yeni kayıtlar ortaya çıkıyor.

Alman arşivlerinden Naziler ile ilgili devamlı yeni ayrıntılar çıkıyor.

Hitler'in toplama kamplarında bulunan ve açlık ile mücadele eden savaş esirlerine sebze meyve ektirip bunlar ile dev Angora tavşanları yetiştirttiği ortaya çıktı.

İddiaya göre bunların sonucunda dev bir tavşan çiftliğine sahip olan Naziler bu tavşanların derilerini yüzerek subay ve pilotlarına soğuktan korunmak için kürklü ceket meydana getirdiler.

Profesör Wendy Lower tarafından yazıran Hitler's Furies (Hitlerin öfkesi) isimli yeni ortaya çıkan kitapta II. Dünya Savaşı sırasında 3 toplama kampında yaklaşık 30.000 kadın çalışanın sorumlusu olan Irma Grese, Lisel Willhaus, Johanna Altvater, Lisolotte Meirer isimli Nazi gibi kadınların korkunç yöntemlerine yer veriliyor.

Profesör Wendy Lower tarafından yazıran Hitler's Furies (Hitlerin öfkesi) isimli yeni ortaya çıkan kitapta II. Dünya Savaşı sırasında 3 toplama kampında yaklaşık 30.000 kadın çalışanın sorumlusu olan Irma Grese, Lisel Willhaus, Johanna Altvater, Lisolotte Meirer isimli Nazi gibi kadınların korkunç yöntemlerine yer veriliyor.

Lisolotte Meirer Polonya'da nazi cinayet merkezinde görevliydi, Ve Gettolarda iş yapamaz durumda gelenlerin yokedilip çürümemesi için toplu mezarlara taşınmalarını sağlıyordu.

Irma Grese iki muhafız eşliğinde idama götürülürken.

Soykırımlarda görev alan nazi kadınlarından bazıları...

Alman hemşirelerin, NAZİ’lerin Polonya’dan “Ari ırk” diye topladığı çocukların saçları büyüdükçe koyulaşması üzerine öldürülmemeleri için UV ışınlarına maruz bıraktıkları ortaya çıktı.

Almanya’da iktidara geldikten sonra saf bir Alman ırkı yaratmak için kolları sıvayan NAZİ hükümetinin, “Ari Irk” projesinde ışın tedavisinin kullanıldığı belirlendi. Yahudilerin imhasının baş planlayıcısı olan Dr. Heinrich Himmler’in İkinci Dünya Savaşı sırasında başlattığı “Lebensborn Projesi” kapsamında, işgal edilen Polonya’dan on binlerce sarı saçlı mavi gözlü çocuk ari ırk projesi için ailelerinden kopartılarak Almanya’ya getirildi. Hemşirelere emanet edilen bu çocuklar daha sonra SS subaylarına evlat olarak veriliyordu.

Ancak “ari ırk” diye getirilen bazı çocukların yaşları ilerledikçe saçları kahverengiye dönüyordu. Projeye göre bu çocukların imha edilmesi gerekiyordu. Ancak hemşireler, projenin dışına çıkmadan bu çocukları öldürmemenin bir yolunu buldu.

Saçları kahverengiye dönen çocuklar, gözleri bağlı veya gözlük takılarak saatlerce UV ışınlarına maruz bırakıldı. Bu yöntemle kahverengiye dönen saçları yine sarı bir hal aldı. O döneme ait yeni ortaya çıkan bu fotoğraflarda çocuklara uygulanan güneş ışını terapisi net bir şekilde gözüküyor.

Lebensborn Projesi’nde tam bir Alman disiplininde yetiştirilerek asimile edilen çocuklar başarılı oldukları taktirde NAZİ subayları tarafından evlatlık ediniliyordu. Başarısızlık ise ötenazi ile ölüm demekti. Ancak cellatları olacak hemşireler, bu çocukları yaşatmak için gizlice ışın tedavisi yönetimini uyguladılar.