Eski günahların gölgesi uzun olur, güneş batmadan o gölge gitmez. Halkın çoğunluğu geçim derdiyle boğuşurken belki gözünden kaçabilir.

Lakin şunları daima akılda tutmak icap eder.

-Bir ay öncesine dek seçim isteyeni hainlikle suçlayan iktidar şu baskın seçim kararıyla ihanetini tescillemiş olmuyor mu?

-İstikrar sloganıyla tüm seçimleri zamanında yapmakla övünenler erken seçimle ülkede istikrar olmadığını itiraf etmiş olmadılar mı?

-Seçimin gizli gerekçesi malum da hiç değilse görünen gerekçesini telaşın nedenini halka anlatmaktan niye korkuyorlar?

-İsraf ve yolsuzluk ekonomisinin kamu kaynaklarını tükettiğini amiyane tabirle yiyip bitirdiklerini açıklayamayacaklarına göre halka ne diyecekler?

-Her şey İYİ ise bu seçim niye? Yok kötü ise-ki kötü- bunun sebebi olan sizi niye seçelim? Sorusuna ne cevap verecekler?

-Dış güçler masalıyla, inanç sömürülü sahte dindar söylemiyle her gün daha da fukaralaşan zam ve vergilerle soydukları halkımızı nasıl ikna edecekler?

-Adaletsizliğin yarattığı figan arşı alaya varmışken şimdi arka bahçe yaptıkları acemi yargıyla eliyle mi hakkı hukuku teslim edecekler?

-Helal haram demeden yedikleri yetim hakkının vebalinden hesabı ancak Allah’a veririm diyerek mi kurtulacaklar?

Soruları uzatmak mümkün. Ama sadece şu soru halkın vicdanında cevaplanmadığı sürece iktidar tepe taklak olacaktır.

-Ey AKP biz sana 16 yıldır iktidar etme yetkisi verdik. Devletin en başından en dibine kadar sendin. Öyleyse dediklerini niye yapmadın? Elini tutan neydi? Mani olan kimdi?

-Şimdi gelmiş hık mık diyerek, masalımsı menkıbelerle bize gene oy ver diyorsun. Peki bunun için Allahaşkına bize mantıklı bir sebep söyle de yeter.

Bakınız yaşıma yakın olanlar hatırlayacaklar. Bizim kuşak başbakanlık makamında DYP’li Demirel ve  Çiller, CHP-DSP’li Ecevit, RP’li Erbakan, ANAP’lı Yılmaz dönemini yaşadı.  12-Eylül öncesinin en sert siyasi mücadelesi de dahil hiç bir lider partisine oy vermeyenleri tehdit etmedi. Rakiplerine oy verenleri teröristlikle suçlamadı. Kimse oy verdiği parti nedeniyle korkmadı. Şimdi ise muhalefet, kafir, kendine verse bile partisine oy vermeyen münafık ilan edildi. İslam’ı güncellemeye kalkışan zat dilinin aklındaki baklayı da çıkardı. O veren Müslüman vermeyen münafık öyle mi? Bu ne cüret ve bu nasıl bir ruh hali ki şirke düştüğünü dahi göremiyor.

Peki bu kadar zorlama niye? Fakirin sırtından sürdürdüğü saltanat sürsün diye! Ahali ahmak değildir. Sanıldığı gibi korkak da değil. İspatı mı, işte Meral Akşener için ilk günden tamamlanan imza. Tehditle baskıyla korkutarak oy alacaklarını sananlar sandıklar açıldığında fena halde yanıldıklarını anlayacaklar. Bu da ülke ve milletimizin hayrına olacaktır.

Ülkenin en temel sorunu kötü yönetimdir. Çözüldüğünde hallolmayacak hiçbir meselesi de yoktur. O yüzden diyoruz ki bunalar gidecek Türkiye İyi Olacak.