Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Kanalizasyonlarda, atık sularda uyuşturucu maddelerin takibini yapacağız. Bunu İstanbul ve Adana'da Adli Tıp Enstitüleri akademik projelerle gerçekleştirmiş durumdalar" dedi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Fatih Sepetçiler Kasrındaki Yeşilay Genel Merkezini ziyaret etti. Akdağ'ı, Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kızı Yeşilay Yönetim Kurulu üyesi Esra Albayrak ile diğer yönetim kurulu üyeleri ağırladı. Ziyarette Yeşilay'ın bağımlılıkla ilgili yürüttüğü faaliyetler ve eylem planları konusunda Başbakan Yardımcısı Akdağ'a bilgi verildi.

Ziyaretin basına açık olan bölümünde açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Bağımlılığa giden yolda en kolay ulaşılan, en ucuz olan ürünlerle başlanılıyor. Bunların içinde sigara var, bunların içinde düşük alkollü içecekler var. Daha sonra diğer bağımlılıklara geçiş olabiliyor. Dolayısıyla bir bütün halinde meseleye yaklaşmak gerekiyor. Uyuşturucuyu kullanan hemen herkesin öncesinde sigara içtiğini biliyoruz. Alkol kullanan kişilerinin büyük çoğunluğunun öncesinde sigara içtiğini biliyoruz. Dolayısıyla sigara, alkol, uyuşturucu, kumar ve davranışsal anlamda teknolojinin yanlış kullanılması bir sosyal hayatı bozmasında teknoloji bağımlılığı, bütün bunları içerisine alan yeni bir yüksek kurulla çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi.

YEŞİLAY'A ÖVGÜ

Konuşmasında Yeşilay'a övgüler yağdıran Akdağ, "Yeşilay bize göre bağımlılıkla mücadele konusundaki sivil toplumun amiral gemisi hükmündedir. Sivil toplumdan başka grupların da bu mesele ile mücadele etmek için gayret ettiklerini biliyoruz. Yeşilay ile yapabileceğimiz çok daha güzel şeyler olduğunu biliyoruz. Yeşilay'ın kazandığı bu yeni dinamizmi ziyadesiyle bir olumlu dönüşüme çevirmeye ve Yeşilay'ın rolünü arttırmaya gayret edeceğiz" diye konuştu.

"Dünyanın başına bela olan iki büyük hastalıktan birisi terör, diğeri de bağımlılıktır" diyen Başbakan Yardımcısı Akdağ, "Batılı ülkelerin önemli bir bölümünde bağımlılık artık tam bir salgın halini almış durumda. Türkiye'de de bir salgının başında olduğumuzu rahatça söyleyebiliriz. Bütüncül bir yaklaşımla topyekun bir mücadele gerekiyor. Özellikle bağımlılık mücadelesinde uyuşturucu arzının, piyasaya uyuşturucunun girmesinin önlenmesi çok önemlidir. Bununla beraber gençlerimizin talebinin azaltılmasına yönelik çalışmalar ya da bu illete bir şekilde yakalanmış yavrularımızın, gençlerimizin, insanlarımızın tedavileri ve rehabilitasyonları ile ilgili çalışmaları kuvvetlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Bu mücadele sadece hükümetin mücadelesi değildir. Bu gözle bakılırsa zaten muvaffak olmak da zor. Elbetteki birinci derecede mücadeleden sorumlu hükümettir, bu işe gerekli önemin verilmesi, odaklanmanın sağlanması, finansmanın ayrılması çok önemlidir. Ancak başta sivil toplumumuz olmak üzere, basınımızın, üniversitelerimizin, belediyelerimizin meseleye hassasiyetle yaklaşması çok önemlidir" şeklinde konuştu.

"KANALİZASYONLARDA,ATIK SULARDA UYUŞTURUCU MADDELERİN TAKİBİNİ YAPACAĞIZ"

Bağımlılık konusunda İstanbul'un riskli bölge olduğunu da sözlerine ekleyen Akdağ, "Bu çalışmaları özellikle İstanbul'da devam ettiriyoruz. Çünkü bağımlılık konusunda, uyuşturucu ile mücadele konusundaki en riskli ilimiz İstanbul. Buna benzer diğer metropollerde de risklerimiz ve sıkıntılarımız var ama birinci derecede odaklandığımız yer de bugün için İstanbul. Piyasada uyuşturucunun satış fiyatlarını da takip edeceğiz. Fiyatların yukarı doğru çıkması demek arzın yani piyasaya sürülen uyuşturucunun azalması demektir. Bunu önemli bir gösterge olarak görüyoruz. Bir de daha önce söylemiştik; kanalizasyonlarda, atık sularda uyuşturucu maddelerin takibini yapacağız. Bunu İstanbul ve Adana'da Adli Tıp Enstitüleri akademik projelerle gerçekleştirmiş durumdalar. Yöntemlerinin çalıştığını gösterdiler, şimdi artık yaygınlaştırarak bir politika olarak aracı olarak kullanacağız" dedi.

Editör: TE Bilişim