1- ONU ÖZGÜR BIRAK

Yıllardır kalbindeydi. Onsuz olmak fikri bile seni deli ederdi. Ama şöyle düşün: Sen bu kadar çaba gösterdiğin halde o kolunu bile kıpırdatmamışsa senin kalbinde kalmak istemiyor demektir. Kimseyi hapsedemeyeceğine göre, onu artık bulunduğu yerden çıkarman ve özgür bırakman gerekiyor. Unutma, zaten bedenen gitmişti. Şimdi ruhen de onu göndermenin zamanı geldi.

2- ONU VE KENDİNİ AFFET

Sonu nasıl biterse bitsin, yaşadığın bunca güzen anıda onun da payı var. O olmasaydı, sen bu güzel günlerin, anıların sahibi olamayacaktın. Öyleyse onu affet. Sonra da teşekkür et. Ardından yaptıklarınla, yapamadıklarınla yaşananları olduğu gibi kabullen ve kendini affet. Kendini bağışla ki, bundan sonra daha sağlıklı ilişkiler kurabilesin.

3- BİR DEVRİMCİ OL

Büyük usta Nazım Hikmet ne der? “Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir devrim.” Evet o gidiyor, öyleyse bırak eylemci olsun, sen devrimci olmayı tercih et. Yüreğinde, benliğinde, kalbinde büyük bir devrim yap. Unutabilmeyi, aklından her şeyi çıkarmak olarak algılama. Elbette hiçbir şeyi unutmayacaksın ama onsuz olmayı sindirip öyle yaşayacaksın.

4- ACINI YAŞAMAKTAN ÇEKİNME

Gidiyor olması senden yoksunluk hissi yaratacaktır. Bunun büyük bir acı verdiğini biliyorum. dünyadaki hiçbir şey umurunda olmayacak, arkadaşlarını, aileni kıracaksın. Hiç gocunmadan yaşa bunları. Bırak gözyaşlarını, aksın. Hiçbir acı yaşanmadan bitmez. Dibe vurmadan zirveye ulaşılmaz. Kendini zamanın şefkatli kollarına bırak. Ama her zaman düzelmeyi umarak...

5- HESAPLAŞMAYI BIRAK

Bu noktaya gelene kadar yaşadığın sorunu onunla defalarca konuştuğuna eminim. Bu konuşmalarda bir sonuca varmanız mümkün olmadı. Belki birbirinizi suçladınız, belki konuşmanız şiddetli kavgaya dönüştü. Artık bitti. Yeniden başa dönüp bir kez daha hesaplaşma içine girmenin alemi yok. Böyle bir hesaplaşma seni yeniden bunalıma sokmaktan başka işe yaramaz.

6- UMUDUNU YİTİRME

Şöyle bir geçmişini düşün. O olmadan önce de vardın sen. O hayatına girmeden önce de yaşıyordun. Bunun yeniden olabileceği konusunda umudunu hiç kaybetme. Seni motive edecek çok şey var. Ailen, belki çocukların, işin, eğitimin, arkadaşların. Daha da önemlisi geleceği dair umutların... Bunlar senin bu acılı süreçte dayanabileceğin duvarlar, tutabileceğin dallardır.

7- KENDİNDEN SORUMLU OL

Bir sabah kalkıp, “Benim heyecanım bitti” demişse sana, biliyorum, önce kendini deli gibi sorgulayacaksın. Hiç yorulma, bu onun duygusu. Sen seviyor olabilirsin. Sen o heyecanı hala yaşıyor olabilirsin. Sen kendine onsuz bir gelecek düşünmemiş olabilirsin. Ama o bitirmiş bir kere. Ve bunun sorumlusu sen değilsin. Onun duygu eksikliğinin sorumluluğunu üstlenme.

8- BAŞKALARINI SUÇLAMA

Sana söylemese de, heyecanının bitmesi başka birinin varlığına bağlı olabilir. Ya da sevgilinin, eşinin hayatına arkadaş olarak giren birileri ona başka ufuklar açmış olabilir. Biliyorum, suçluyorsun. “Onlar olmasaydı, bizim mutluluğumuz devam edecekti” diyorsun. Evet, belki bir süre daha... O seni kalbinden çıkarmışsa bir kere bunun başkalarıyla ilgisi yoktur aslında.

9- GELECEKTEN KORKMA

Ayrılık çanları çaldığında insan “Şimdi ne olacak, hayatım nasıl devam edecek?” diye bir kaygı içerisine girer. Bu kaygı bir süre sonra gelecek korkusuna dönüşür. Dur biraz, gelecekte ne olacağını bilmiyorsun. Belki de şimdikinden çok daha iyi bir aşka sahip olacaksın. Kendi hayatının efendisi olmayı başarırsan inan bana mutluluğu yakalaman da çok zaman almayacak.

10- KİMSEYİ KENDİNDEN DAHA ÇOK SEVME

Bu ilişkiden öğrenmen gereken bir şey var. Onu canını verecek kadar, kendinden vazgeçecek kadar seviyordun değil mi? Böyle bir sevgi, sağlıklı bir sevgi değil maalesef. Kendini önemsemediğin, kendini sevmediğin noktada her zaman bunu yaşama olasılığın var. Öyleyse önce kendini, en çok kendini sev. Kimse için benliğinden, seni sen yapan özelliklerinden vazgeçme.

Editör: TE Bilişim