İşte TBMM Başkanı'nın konuşmasından satır başları:

İç savaşlar, katliamlar, göçler kara bir yüzyıl tablosu çizmektedir. Bağımsızlığın anlamının büyüklüğünün farkına daha çok varıyoruz. 

Zaman zaman kesintiye uğrasa da kararlılıkla var ettiğimiz demokrasidir.

Öncülük hiç şüphesiz Meclis'imize aittir. 

15 Temmuz gecesi hain terör örgütünün saldırısına uğrayan ilk kurum Meclisimiz olmuştur. 

Ülkemizin ve dünyanın sorunlarını konuşup tartışacağız ve bir sonuca bağlayacağız. TBMM milletin,

cumhuriyetin ve demokrasinin kalbidir.

Söz ve eylemlerimizle bu gerçeğin ne kadar farkında olursak o kadar güç kazanacağız. 

Geçtiğimiz yılın son günlerinde Çin'de başlayan ve dünyayı etkisi altına alan virüs salgınını takip etmekteyiz. Virüs salgını hayatın her alanında etkilerini gösterecektir. 

Bu tablo zaten uzun zamandır tartışılan uluslararası kuruluşların durumunu tekrar gündeme getirdi.

Başta BM olmak üzere bir çok kuruluş iflas bayrağı çekmiş durumdadır. 

Ekonomik dengesizlikler, adaletsizlikler korona virüs salgını ile çok daha görünür hale gelmiştir.

Türkiye emeği değil sömürüyü anlayış hale getirenlerin bunu anlamasını beklemiyoruz. Bugün bazı küçük ülkelerin tetikçi olarak kullanıldıklarına şahit oluyoruz.

Batılı bazı devletlerin siyasi acentesi gibi hareket eden devlet yönetimlerinin dünya barışına tehdit teşkil eden tavırlarına dikkat etmek gerekir. 
Ermenistan saldırılarında şahadete eren kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Türkiye bundan sonra da haklı davasında Azerbaycan'ın yanında her alacaktır. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılının açılışına katılmak üzere TBMM'ye geldi.

Erdoğan Meclis'te törenle karşılandı.

Erdoğan açıklama yapıyor.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Açılışından bugüne Meclisin üyesi sıfatıyla ülkemize hizmet eden tüm vekillerimizi saygı ile yad ediyorum. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ülkenin kalkınmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehit ve gazilerimizi hürmetle anıyorum.

"TBMM UMUT KAYNAĞIDIR"

Cumhuriyetin 100. Yılı İstanbul’un fethinin 600. Yıl dönümüne aynı şekilde önem veriyoruz. Türkiye gerisinde kesintisiz ve çok geniş bir coğrafyaya yayılmış 2 bin 200 yılı aşkın devlet geleneği olan nadir ülkelerden biridir.

Gücünü sömürgecilikten alan devletlerle aynı yöntemi kullanamaz. Asil duruşumuzu evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinedir. Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinden Balkanlar Kuzey Afrika’ya kadar herkese samimi destek veren Meclisimiz umut kaynağıdır.

Bu yıl Meclisimizin dualarla açılışının 100. Yıl dönümüydü. Korona nedeniyle arzu ettiğimiz şekilde kutlayamadık. Ama Cumhuriyetin 100. Yılında gerekli kutlamayı yapacağız. Burası gazi bir meclistir. “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyenlerin meclisidir. Nice darbelere ve girişimlere rağmen bu kutlu çatı temsilcisi olduğu milletin onurunu korumuştur.

"ESKİ ALIŞKANLIKLARLA YENİ BİR SİSTEMİ SÜRDÜRMENİN ZORLUKLARINI YAŞIYORUZ"

Özellikle 15 Temmuz gecesi bu meclisin kararlı duruşu Dünya tarihine geçmiştir. Milletimizin yaşadığı her sıkıntının ardından milli iradenin tecelligahı meclisimiz üstlendiği sorumluluğu yerine getirmeyi bilmiştir. Bu çatı altında yapılan reformlar, alınan kararlar hayranlık verici bir başarı hikayesidir.

Önümüzdeki yıllarda Meclisimiz çok daha başarılı bir tarih yazacaktır. Eski alışkanlıklarla yeni bir sistemi sürdürmenin zorluklarını her alanda yaşıyoruz. Yeni reformlarla aksaklıkları gideriyor, çıtayı yukarıya taşıyoruz. Türkiye bu konuda dünyaya örnek olacaktır.

"DÜNYA YENİ BİR YOL AYRIMINA GELDİ"

Türkiye’nin istikrarsızlıklar, çekişmeler sebebiyle uzunca bir süre ihmal ettiği demokratik ve ekonomik atılımları yerine getirmekteyiz. Gelişmelerin bu derece hızlanmasının ikinci sebebi, dünyanın geldiği yeni yol ayrımıdır. İkinci dünya savaşı sonrası kurulan uluslararası düzen artık yıkılıyor.

Salgın sonrası düzen bu durumu gözler önüne sermiştir. Dünyanın karşılaştığı yeni sınamalar, krizler karşısında etkisiz kalan bu kurumlar yıkılmayı daha da artırıyor. Bir süredir her platformda dile getirdiğimiz “dünya 5’ten büyük” sözü bu yüzdendir.

"AZERBAYCAN'IN YANINDA OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA BELİRTİYORUM"

Karadeniz’de Kırımın işgali ile başlayan kriz yeniden tırmanma potansiyeline sahiptir. Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenilerin Azerbaycan’a saldırmasıyla başlayan çatışmalar bunun en net örneğidir.

Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Minsk Üçülsü denilen ABD, Fransa, Rusya 30 yıldır ihmal ettiği için durum buraya gelmiştir. İşgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki burada bir çözüm olsun.

Editör: TE Bilişim