Milat Gazetesinde dün yayınlanan haberinde Gaffar Okkan'ın Diyarbakır'da Hizbullah Cemaatine mensup Müslümanlara yaptığı vahşeti anlatan gazeteci Erdal Şimşek, bugün yayınlanan haberinde Okkan'ın işkence yaparken Allah'a (cc) meydan okuduğunu yazdı.

Evet Allah Müslümanları Senin Gibi Bir Pislikten Kurtardı, Hemde Hizbullah'ların Eliyle. Acaba Seni Kim Kurtaracak?

Milat Gazetesinden Erdal Şimşek, dün ve bugün hazırladığı haberlerle, Diyarbakır eski emniyet müdürü Gaffar Okkan’ın, vahşi bir işkenceci olduğunu çarpıcı örneklerle ortaya koydu.

Şimşek'in bugün yayınlanan, "Bilinenlerin dışında bir Gaffar Okkan 2" başlıklı haberini sizlerle paylaşıyoruz.

“Gaffar Okkan'ın, Kur'an-ı Kerim dersi alan çocuklara yönelik baskınlar düzenlediğini aktaran HÛDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Bahattin Temel, "Diyarbakır'da ders alan çocuklara ilk baskınları Gaffar Okkan yaptı. Ayrıca inançlarından dolayı birçok kişi de vahşi işkencelerden geçirildi" dedi.
Cezaevinden alınıp gözaltına alınmasının ardından ailesinin hayatı hakkında endişeye düştüğünü söyleyen tanık Leyla Çiçek, babasının kendisinden birçok yere bilgi almak için başvurduğunu ama bir sonuç elde edemediğini ifade etti. Gördüğü işkencelerin kendisinde kalıcı hastalığa neden olduğunu ifade eden Çiçek yaşadıklarını şöyle anlattı: "Şu anda akciğer rahatsızlığım var, bu hastalığım gözaltında başladı. Cezaevinde de hastaneye gidip muayene imkânımız yoktu, kendi isteğimizle gidemiyorduk ve bu şekilde hastalığım ilerledi, teşhisi bile konulmadı. Bir gece nefessiz kaldım acile kaldırıldım. Gerekli tetkikleri yaptırdıktan sonra doktorlar ciğerlerimin çok zarar gördüğünü söylediler. Doktorun söylediğine göre hu rahatsızlığım ömür boyu devam edecek. Rahatsızlığımın ilerlememesi için dikkat etmem gerektiğini söylediler."
Kendisine yapılan hukuksuzluktan dönemin Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın haberinin olduğunu dile getiren Çiçek, yapılan işkencelerin Gaffar Okkan'ın talimatıyla yapıldığını ifade etti.

Hür Dava Partisi (HÛDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı M. Bahattin Temel, Diyarbakır'ın merkez Yenişehir İlçesi'ndeki Şehitlik Semti'nde bulunan Sezai Karakoç Caddesi'nde 16 yıl önce öldüren Müdürü Gaffar Okkan'ın, Emniyet müdürlüğü yaptığı dönemle ilgili çarpıcı paylaşımlarda bulundu geçtiğimiz günlerde.

Mümine bacılar vahşi işkencelerden geçirildi

Cami baskınlarında polisin botlarla camiye girdiğini, bunu yapmak istemeyen polislerin soruşturmaya maruz bırakıldığını belirten Temel, "Gaffar Okkan döneminde bir ilk olarak Mümine bacılar gözaltına alındı ve vahşi işkencelerden geçirildi. Gözaltında birçok mümin ve müminelerin iffetlerine dokunuldu. Birçok masum sırf inancını yaşamak istediği için yargısız infaz edildi" şekIinde çarpıcı paylaşımlarda bulundu.
İlk cami baskınları Okkan yaptı

Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, Diyarbakır'daki camilerde Kur'an'ı Kerim dersi alan çocuklara ilk yoğun baskıların Gaffar Okkan tarafından gerçekleştirildiğini yazan Temel, "Gaffar Okkan'ın ölümünün ardında hatırda den uzaklaştırdığı nesil, bugün şehirlerimizi çukurlarla harabeye dönüştürüp kaosa sürükleyen nesildir. O'nun döneminde emniyette en çok paralel örgütleme yapıldı. kalanlar; Diyarbakır camilerinde Kuran'ı Kerim Dersi alan çocuklara ilk yoğun baskınları Gaffar Okkan yaptı. Okkan, sırf inançlarından dolayı çok sayıda kişiyi inancından dolayı vahşi işkencelerden geçirdi" dedi.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde çukur kazıp ilçeyi yaşanmaz hale getirenlerin Gaffar Okkan'ın esere olan şahıslar olduğunun altını çizen Temel, şunları kaydetti: "Gaffar Okkan'ın camiden uzaklaştırdığı nesil, bugün şehirlerimizi çukurlarla harabeye dönüştürüp kaosa sürükleyen nesildir. O'nun döneminde emniyette en çok paralel örgütleme yapıldı. İnancını yaşamak isteyenleri sindirip ateistleri semirtiğinin karşılığı olarak bugün resmi törenlerle anılıyor. Gaffar Okkan'ın yaşattığı bunca mezalimi Mazlumlar adına Rabbimize şikâyet ediyor ve adli ilahiye havale ediyoruz."
Gaffar Okkan'ın Diyarbakır'da yapığı vahşetin bir iki örneğini paylaştık. Şimdi de 12 Eylül döneminde Ülkücülere yaptığı zulümlere kulak verelim. 12 Eylül'de yargılanan MHP ana davasının 402 numaralı sanığı Bülent Kara, Gaffar Okkan'ın işkence ve zulümlerini arılatırken insanın tüyleri diken diken oluyor: "Vücudumdaki işkenceleri bana yapan Gaffar Okkan'dır. Okkan'ın cenazesinde yine ülkücüler bulunmuştur ancak Okkan ile birlikte Muhlis Zincibi ve Altay Akkan gibi işkencecilerin de yargılanması en büyük arzumdur.

12 Eylül'de siyasi şubede yaşadıklarım

Yaşım 18. 12 Eylül ihtilali olmuştu bir hafta sonra beni otelden emniyete aldılar. Alan polisler ALPAY BİLİR, MULİS ZİNCİBİ idi. Siyasi şubeye gider gitmez 3 ile 4 saat güzel bir işkence faslı gördüm şubede herkesin gözü bağlıydı sırayla herkes işkenceye gidiyordu. Saatler, günler geçmiyordu çünkü devamlı işkence devam ediyordu. 18. gündü beni tekrar sorguya aldılar bana bazı şeyler imzalattılar ve savcılığa sevk ettiler mahkemede tahliye oldum ve MHP davası 402 nolu sanık olarak yargılandım.
Aradan 1 ay sonra evimde uyurken evin etrafını jandarma, polis 1 yani 50'ye yakın güvenlik gücü beni 0 uyurken tutukladılar.

Tekrar şubeye götürdüler ve orada gözlerimi bağladılar aradan 1 ile 2 saat geçmişti yanıma bir sivil polis geldi bana dedi ki ‘beni tanıdın mı?’ Bende evet dedim çünkü çok iyi tanıdığım birisiydi ve beni hemen bir odaya götürdü yanında 2 polis vardı beni hemen falakaya aldı bayağı işkence devam etti ben devamlı işkencede tekbir getiriyordum daha da kızıyorlardı tabi bu polis kim biliyor musunuz ünlü Gaffar Okkan idi.

Gaffar Okkan: Hadi Allahı'nız sizi kurtarsın

Bana işkencede diyordu ‘hadi Allah'ınız sizi kurtarsın burada her şey benim’ ama yine de ben tekbir getiriyordum ve beni odadan başka bir odaya aldı. Orada askıya aldı ve beni böyle 2 gün tuttu ve 2 gün sonra beni tekrar sorgu odasına aldılar. Odadaki biri bana dedi ki beni tanıdın mı? İçerde 4 kişi vardı büyük işkencecilerden Alpay BİLİR, Muhlis ZİNCİBİ, Gaffar OKKAN ve Şeker Hasan diye bildiğim polislerdi.

Siyasi şubede tüm polislerin adı Haydar idi. Başka bir şey söyledin mi hemen ezerler ve bende odada isimleri sayınca hemen beni ezmeye başladılar ve bayılmış idim ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ve beni bir oturağa kelepçelemişler kendime geldiğimde gözlerimiz bağlı idi ve yavaşça gözlerimin altından baktım yanımda solcular vardı. Yanımda bağlı bulunan solcu bir kız bana su verdi. Günler geçmiyordu devamlı işkenceye gidiyorduk yanımızdan polisler gider gitmez solcularla birbirimize yardım ederdik şube nezaretinde. Çünkü böyle işkence böle insanlık ne gördüm ne okudum nede duydum bu işkenceler 2 zıt grubu bile birleştirmişti. Artık ne ayakta nede dayanacak gücüm kalmıştı beni 22. gün tekrar sorguya aldılar bana bazı cinayet, yaralama suçlarım sormaya başladılar. ‘Bilmiyorum ilgim yok’ dedikçe işkenceye devam ediyorlardı. 3 ile 4 gün kadar daha geçmişti ki tekrar sorguya aldılar hayır dedikçe tekbir getirdikçe Gaffar OKKAN, Muhlis ZİNCİBİ bana elektrik falaka çarmık daha burada sizlere sayamayacağım şekilde işkenceler devam etti. Dayanamıyordum ne derlerse tamam demiştim ama Gaffar OKKAN ben tamamda desem işkenceyi bırakmıyordu.

İşkence ile zorla imza aldılar 10 yıl hapiste kaldı

Sorgum bitmişti beni tuvaletin kaloriferine kelepçelediler. Orada hortumla üzerime su döküp yıkadılar ve devamlı koridorda gezdiriyorlardı çünkü ayaklarımın falakadaki şişliği insin çünkü mahkemeye sevk edilecektim fazla yara bere gözükmesin diye ama ben şubede 6 ayda dayak yemeden kalsam gene de yara berem geçmezdi ve beni sıkıyönetim Narlıdere'deki askeri gözetim evine götürdüler. Orada 1 hafta kaldım oradan mahkemeye sevk ettiler ve tutuklandım Buca ceza infaz evine gönderildim. Cezaevine gelir gelmez doktora çıkmak istedim ve beni doktora çıkardılar oradan hastaneye ve doktor raporları aldım ve daha sonra dosyama konmuş ve yargılamalar başladı.

Ne raporları göz önüne aldılar, ne işkencelerini göz önüne aldılar mahkeme tutanaklarında hepsi geçerli 10 yıl bir fiil yattım. Şimdi 12 Eylül yargılaması benim için öğle büyük dava ki bilemezsiniz. Sanki dünyaya yeniden geldim. 12 Eylül yargılamasını bu yargılamaya sebep olanlardan Allah razı olsun bu yargılamalarda Kenan EVREN ve esas yargılanacak olan Gaffar OKKAN, Muhlis ZİNCİBİ, Alpay BİLİR gibileridir."

Polis ve polis müdürleri, görevleri gereği PKK ile yasalar çerçevesinde acımasızca savaşırlar. Oysa Ali Gaffar Okkan öldürüldüğünde PKK ve bütün uzantıları karalar bağlamış gözyaşları sel olup akmıştı.

Ölen, bir T.C. polisi değil de sanki PKK Polit Büro üyesi idi. Okkan'ın cenazesine bugünkü HDP'nin babası olan parti, yüzlerce araçlık konvoy yapmış ve Sakarya Hendek'e kadar eşlik etmişlerdi. Diyarbakırlı görüntüsü veren PKK'liler, otobüsler, minibüsleri doldurarak Okkan'ı Hendek'e gömdüler.

Hendek mekanı oldu. Allah ameli ile muamele etsin. Zindanda kendisini inkar ederken güç gösterisi bulunduğu anı yeniden kendisine yaşatsın. Kime ne zulmettiyse Allah mutlaka tahsil edecektir.

Bugün Diyarbakır'da şehid edilen asker ve polisin kanında Gaffar Okkan'ın eli vardır. Diyarbakır'ın bu hale gelmesinin temelini bizzat Gaffar Okkan atmıştır. PKK'nın kutsadığı Gaffar Okkan Solcu idi. İşi gücü Müslümanlara işkence etmek ve nefes aldırmamaktı. 12 Eylül faşist askeri darbesinin en azılı, en çirkin ve en çirkef işkenceci polislerinin başında geliyordu. Gaffar Okkan, Diyarbakır'a atandıktan sonra bölgede Müslümanlara kan kusturmuş, meydanı PKK çetelerine bırakmıştı."

Editör: TE Bilişim