Yedikıta tarih ve kültür dergisinin son sayısında İstinye Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ekrem Saltık tarafından hazırlanan, "Angara’dan Angora’ya Tiftik Savaşları" başlıklı makalede, tiftik keçisinin Hazar’dan İç Anadolu Bölgesi’ne gelip, tiftik yünü ve kumaşının dünya pazarında söz sahibi olması süreci ve Osmanlı ile İngiltere arasında bu alanda meydana gelen mücadele ele alındı.

Saltık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her iklimde yaşayamayan Ankara keçilerinin kökeninin Uzak Asya’nın yüksek yaylalarına kadar uzandığını söyledi.

Söz konusu keçilerin 13. yüzyılda Türkmen aşiretlerin temel geçim kaynağı olduğunu anlatan Saltık, "Ankara tiftik keçisi Türkler tarafından Anadolu’ya kadar getirilmiş. Her gittikleri yere tiftik keçilerini de götüren aşiretler, bu mirası kendilerinden sonraki beyliklere de bırakmışlar. Tiftik keçileri, Osmanlı devletinin klasik devri boyunca en önemli iktisadi gelir kaynağı olmuş." dedi.

- "İngilizler keçi için 2 asır uğraşmış"

Saltık, sadece Osmanlı’da değil tüm dünyada adını duyuran tiftik keçisinden elde edilen kaliteli iplik ve kumaşların Avrupalı tüccarların büyük ilgisini çektiğini aktararak, şu bilgileri verdi:

"16. yüzyılda Hollandalı ve İngiliz tüccarlar tiftik için Anadolu’ya gelmişler. Çok geçmeden bu pazarın en iyi alıcısı olan Avrupalılar ham tiftik yününü satın alarak, kendi dokuma atölyelerine götürmek istemişler. Tiftik yününün önemini son derece iyi bilen Osmanlı, dışarıya tiftik keçisinin ve ham yünün çıkışını yasaklamış. Bu kararla beraber ülke dışına ham tiftik yününü çıkarmak için çareler arayan İngiliz tüccarlar, 17. yüzyılda keçileri farklı yollarla ülke dışına çıkarmayı başarmışlar ancak yetiştirmede başarılı olamamışlar. Konuyla ilgili araştırma yapan tüccarlar, meselenin iklim uyumsuzluğundan kaynaklandığını fark etmişler. Daha sonra Ankara keçisinin Güney Afrika Karo Bölgesi, Yeni Zelanda, Avustralya ve Amerika kıtasının güneyi gibi coğrafyalarda yetiştirilebileceği tespit edilmiş. İngilizlerin tiftik keçisini canlı olarak götürüp büyük çiftlikler kurup, tiftik yününden iplik ve kumaş elde etmeleri, seri üretime geçmeleri yaklaşık iki asır sürmüş. Daha sonra Güney Afrika 18. yüzyılda dünyanın en kaliteli tiftik üreticisi haline gelmiş."

- "Osmanlı üstünlüğü İngilizlere kaptırmış"

Tiftik keçisini değişik yollardan Avrupa’ya ve Afrika’ya götüren İngiliz tüccarların seri üretime geçerek, tiftik yününü ulusal bir ticaret malı haline getirmeyi başardığını belirten Ekrem Saltık, "O yıllarda Osmanlı’da halen elle dokuma yapan tiftik atölyelerine karşı, İngiltere’de buharlı dokuma makineleri icat edilmiş. İp eğirme ve kumaş üretiminde kol gücünün yerini makine gücü almış. İngiliz malı olan ucuz tiftik kumaşlar gümrüklere yığılmaya başlayınca Ankara’da bulunan tiftik atölyeleri iş yapamaz hale gelmiş ve birer birer kapanmak zorunda kalmış." diye konuştu

Yrd. Doç. Dr. Ekrem Saltık, tiftik yününün dayanıklı ve hafif olma özelliğiyle tanındığını kaydederek, "Diğer yünlere göre daha parlak ve boyamaya elverişli olan tiftik yünü bu özelliği ile asırlardır tekstil ve iplik üretiminde ilgi odağı olmuş. Yün, nem ve soğuğa dayanıklı olan ve az buruşan elastiki bir yapıya sahip. Batı ülkeleri tarafından 'elmas iplik' ismiyle anılan tiftik yünü Arapça seçilmiş manasına gelen 'muhayyer' kelimesiyle biliniyor. Ankara-Beypazarı’nda yetiştirilen tiftik keçisinin yününün en büyük özelliği ise taklit edilmesinin çok zor olması." ifadelerini kullandı.

Kaynak: aa