Dünyanın sayılı müzeleri arasında gösterilen İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki taşınma skandalı büyüyor.

Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberine göre, Atatürk Havalimanı’na taşınacak eserlerin yıllardır depo olarak kullanılan tarihi Darphane-i Amire binalarında olduğu ve Cumhurbaşkanlığı’nın isteğiyle boşaltıldığı ortaya çıktı.

Uzmanların, müzeye geri verilmesini istediği tarihi binalar şu an kapalı. Yıllardır birbirlerinin parçası olarak görülen İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve Topkapı Sarayı’nda ise tam bir ayrışma hâkim. Topkapı Sarayı’nın Cumhurbaşkanlığı’na devredilmesinin ardından, Arkeoloji Müzeleri’ne ait eserlerin saklandığı darphane binalarına, müze personelinin sokulmadığı konuşuluyor. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Milli Saraylar personeli ise binalara rahatlıkla girebiliyor. 

Gazetemizin önceki gün birinci sayfasında yer alan “Skandal taşınma” başlıklı haberimizin ardından skandalın diğer ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.

Alanında dünyanın en iyileri arasında gösterilen İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki çok sayıda eserin, kapatılan Atatürk Havalimanı’na taşınacağını ortaya koymuştuk. Depoların yanı sıra eserlerin bakımı ve restorasyonunun yapıldığı konservasyon laboratuvarının da müzeden kilometrelerce uzaklıkta bulunan eski havalimanına götürüleceği belirtilmişti. Ulaştığımız bir müze yetkilisi eserlerin kapatılan Atatürk Havalimanı’na götürüleceğini doğrularken yıllarca müze bünyesinde çeşitli görevlerde bulunan arkeolog ve müzeci Dr. Şeniz Atik ise “taşınma nedeniyle zaiyatın kaçınılmaz olduğunu” söylemişti. Haberimizin ardından çok sayıda kişi de eserlerin Atatürk Havalimanı’na taşınmasına tepki göstermişti.

‘BAKANLIK BİRİMLERİNE YASAK’

Gelişmeler üzerine Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne gittik. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca, Topkapı Sarayı’nın Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na devredilmişti. Topkapı Sarayı’na girer girmez bizi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı yazılı pankart karşıladı. Saray sınırları içerisinde bulunan ve tartışma yaratan tarihi darphane binalarının ise kapıları kapalı. Ancak girişlerdeki Milli Saraylar görevlileri dikkat çekiyor. Tarihi bölgede Milli Saraylar personeli ile Kültür Bakanlığı personeli ayrışması söz konusu. En büyük tartışma konusu ise müzelere bağlı eserlerin darphane binasında yer almasına karşın Kültür Bakanlığı personellerinin söz konusu binalara girememesi üzerine. Konuştuğumuz bir bakanlık personeli “Darphane binasını bizden aldılar, içerisinde eserler var ama binaya giremiyoruz. Bizi sokmuyorlar. Ne olacağı da belli değil, Atatürk Havalimanı’na taşınmanın nasıl olacağı da belli değil. Burada bakanlık birimleri istenmiyor. Eserler taşındıktan sonra tarihi binaların ne olacağını ve nasıl kullanılacağını da bilmiyoruz. Orası için planlarımız ve projelerimiz vardı. Onlar da kaldı” dedi.

‘ESERLERİN ANALİZİNİ YAPMAK SIKINTILI OLACAK’

Başka bir endişe verici karar ise bakımı ve restorasyonunun yapıldığı konservasyon laboratuvarının da müzeden kilometrelerce uzaklıkta bulunan eski havalimanına taşınması. Başka bir personel ise taşınma kararına ilişkin şöyle konuşuyor:

“Bize hep ‘Kurum içinde kurum olmaz’ diyorlar. Tarihi bölgede Arkeoloji Müzeleri’nin deposu olarak kullanılabilecek birçok bina vardı. Bunlar yıkıldı. Laboratuvar için tarihi bölgede bina bulunamadı. Laboratuvarda Türkiye’nin her yerinden gelen konservasyonu yapılan eserler var. Ayrıca ileri teknik cihazlar var. Burada önemli numunelerin analizleri yapılıyordu. Ama şimdi o analizler de kaldı ancak özel izinle bazen insanlar içeri girip çalışıyor. Gerekçe de yok. Bakanlık personeli olarak sadece Arkeoloji Müzesi kaldı. Başka kurum kalmadı. Avrupa’da kurulan en eski konservasyon laboratuvarları arasında yer alan ve 1933 yılında kurulan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Konservasyon laboratuvarı çok önemli. Bu yapı korunuyor ancak Cumhurbaşkanlığı’na geçti. Taşınacak laboratuvar bu oluşumun devamı. Bu laboratuvar bölgedeki müzelere ve tarihi yapılara hizmet veren bir kurum. Acil müdahale ihtiyaçlarından tutun nem sıcaklık kontrolleri gibi dolu iş. Yanlış uygulamalardan tutun her şeye müdahale etme şansı oluyor çünkü gözlerinin önünde. Şimdi bu kadar uzakta olması büyük sıkıntı. Bununla birlikte yakın müzelerden eser gitmesi çok rahattı. Şimdi kaç kilometre yol. Emniyet’ten talepte bulunulacak o kadar yolda taşınacak eserler. Riskli. Adı üstünde konservasyon, restorasyon laboratuvarı. Eski Galata bölgesinden müzelerden neden uzağa taşınıyor?”

Editör: TE Bilişim