Sakarya Zaferi’nin yıl dönümü kapsamında Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi (POTA) Genel Koordinatörü ve Polatlı Tarih Kültür Araştırmalar Dernek Başkanı emekli Albay Kadim Koç, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel röportajlar verdi, tarihten anılar paylaştı ve İHA ekibiyle ayakta kalan mevzileri gezdi.

"İLK KEZ GEZİ REHBERİ YAZILDI"

Görev gereği Polatlı’ya geldikten sonra tarihe daha da ilgi duymaya başladığını kaydeden Koç, Sakarya Meydan Muharebesi’nin hak ettiği değeri görmediğini ifade etti. Bu amaçla çeşitli projelerle Sakarya Meydan Muharebesi’nin geçtiği alanları tanıtmaya başladığını dile getiren Koç, "Yıllardır bu bölgeye gelen insanlar gördükleri şeylerden etkilenerek tanıtmaya çalışmışlar. Ben özellikle mevzileri ve isimsiz şehit mezarlarını gördükten sonra tanıtmaya çalışmak için yola çıktım. Bu bölgede bazı senaryolar yazıp canlandırmalar yaparak Sakarya Zaferi yıl dönümü etkinliklerine yeni vizyon kazandırmaya çalıştım. Ayrıca insanların buraya geldiklerinde gezmek için başvuracakları bir kaynak yoktu, ben ilk defa oturup Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Alanlar Gezi Rehberi’ni yazdım. Daha sonra da Sakarya Meydan Muharebesi’nin Milli Park olması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile çalıştık. Çalışmalar sonunda 2015 yılında burayı Tarihi ve Milli Park olarak ilan ettik, bu konuda inanılmaz mutluyuz" diye belirtti.

"İLK HATTA BULUNAN SARIÇALTEPE MEVZİLERİ"

Sakarya Meydan Muharebesi’ni Türk insanı için bir "hafıza deposu" olarak tanımlayan Koç, Türk insanının buralarda bir vatan var ettiğini belirtti. Yokluk, sıkıntı içinde birlik ve beraberlik içinde dayanışma gösterilerek inanılmaz bir bilinç içinde vatan bırakıldığını aktaran Koç bunun gelecek nesillere aktarılması gerektiği mesajını verdi.

Sarıçaltepe Mevzileri’nin, Sakarya Meydan Muharebesi’nde ilk hatta bulunan mevziler olduğunu belirten Koç, "Atalarımız bu mevzileri taşları kırarak yapmışlar. 18 günleri var ve 18 gün içinde canla başla bu mevzileri yapmaya çalışmışlar. Ama ne yazık ki burada çok uzun süre kalmamışlar çünkü Sakarya Meydan Muharebesi 23 Ağustos’ta başladığında bu hatlarda Yunan topçu atışlarıyla Yunanlıların Ilıcaözü deresi istikametinde yaptıkları taarruzla buradaki birlikler geri çekilmek zorunda kalıyorlar. İkinci hat olarak arkada bulunan Toydemir köyüne kadar çekilmek zorunda kalıyorlar. Burayı terk ederken yaşanmış en önemli olaylardan biri, buradaki bir binbaşı, üç yüzbaşı, üç üsteğmen ve altı teğmenden 3-5 gün dediğimiz olay içinde geriye bir tane üsteğmen ve üç tane de teğmen kalıyor, hepsi şehit oluyor. İşte subay savaşı denilmesinin nedeni de bu. Buradaki o binbaşılar, yüzbaşılar askerlerine örnek olmak için hep öndeler, çünkü gelenler ihtiyar ve çocuk yaşta. Onları eğitecek zaman yok ve hep en önde bulunuyorlar" ifadelerine yer verdi.

"MİLLETVEKİLİ ER RÜTBESİNDE SAVAŞTA"

Önemli noktalardan bir diğeri Duatepe’ye giden İHA ekibi burada yaşanılan duygu dolu anları yine emekli Albay Koç’tan dinledi. Duatepe’nin 9 gün Yunan işgali altında kalmış bir tepe olduğunu anımsatan Koç, "İşgalden sonra Türk ordusu aldığı kararla, yaptığı önemli bir taarruzla burayı geri aldı. Yıllardır taarruz yeteneğini kaybetmiş bir ordunun tekrar taarruz edebileceğini düşünmeye başladığı yerdir Duatepe. Bu psikolojik eşik Duatepe’de aşılmıştır. 7’den 70’e herkes bu taarruzda yer almıştır. Mürettep Kolordu Komutanı Zafertepe’de bir er görüyor, orada ne işi olduğunu sorduğunda, ’Bozok Milletvekili Sırrı’ diye kendini takdim etmiş. Milletvekili er rütbesinde savaşta yer alıyor. Vekiller hastanelerde, Ankara Garı’nda yaralıların çetelesini tutuyor, hangi evlerde barındırabileceklerini hesaplıyor. Ayrıca liseliler, kadınlar, kızlarımız herkes bu savaşta yer almış" bilgisini verdi.

"YENİLMEYEN TAVUK HİKAYESİ"

Koç, duygu dolu tüyler ürperten anılara Duatepe’nin alınmasına ilişkin bir anekdot paylaşarak devam etti:

"10 Eylül saat 8’de başlayan taarruz öğleden sonra 14.30’da 38’inci alayımızın sancağının dalgalanmasıyla son buluyor ve Duatepe alınmış oluyor. Duatepe alındıktan sonra tabi sabahtan beri aç olan komutanlar için Mürettep Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Asım Gündüz Basri köyünde bulduğu bir cılız tavuğu alıyor, bir sini buluyor, tavuğu bir tasa koyarak etrafına da kara ekmeklerle bir ziyafet vermek istiyor. Atatürk, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü ve Kazım Özalp hepsi geliyorlar, oturuyorlar. Atatürk Kazım Özalp’e dönüyor, ‘askerlerimize ne verebildik’ diyor. O da ‘köyden topladığımız iki çuval buğdayı kavurarak her bir askerimize bir avuç kavurga verdik’ diyor. Buğdayı kavurup vermişler. Atatürk hemen sofradan kalkıyor ve devam ediyor. Komutanlar da tavuğa hiç dokunmadan Atatürk’ü takip ediyor. Kazım Özalp anılarında o gece bütün komutanların aç yattığını söylüyor."

SAKARYA SAVAŞI

Sakarya Meydan Muharebesi, Atatürk tarafından çok büyük ve kanlı savaş anlamına gelen Melhame-i Kübra ifadesi ile anılan, Türk Kurtuluş Savaşı’nın mühim bir muharebesi. Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası sayılır. TBMM Ordusu, Kütahya-Eskişehir Muharebelerindeki yenilgisinden sonra cephe kritik bir duruma düşmüştü. Cepheye gelerek durumu yerinde gören ve komutayı eline alan TBMM Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla arada büyük bir mesafe bırakılarak Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesine ve savunmayı bu hatta devam ettirmesine karar verdiler. 14 Ağustos’ta ileri harekata geçen Yunan ordusu, 23 Ağustos’tan itibaren 3. Kolordusu ile Sakarya Nehri doğusundaki Türk kuvvetlerini tespit, 1. Kolordusu ile Haymana istikametinde, 2. Kolordusu ile Mangal Dağı güneydoğusunda kuşatıcı taarruza başladı. Fakat bu taarruzlarında başarısız oldular. Türk Ordusu’nun 10 Eylül’de başlattığı, bizzat Mustafa Kemal Paşa’nın komuta ettiği, genel karşı taarruzla Yunan kuvvetlerinin savunma için tertiplenmesine mani olundu. Aynı gün Türk birlikleri stratejik bir nokta olan Çal Dağı’nı geri aldı. 13 Eylül’e kadar süren Türk taarruzu sonucunda Yunan ordusu, Eskişehir-Afyon hattının doğusuna kadar çekilerek bu bölgede savunma için tertiplenmeye başladı. Bu çekilme sonucu 20 Eylül’de Sivrihisar, 22 Eylül’de Aziziye ve 24 Eylül’de Bolvadin ve Çay düşman işgalinden kurtulmuştur. Savaş, 22 gün ve gece sürerek 100 kilometre uzunluğunda bir alanda cereyan etti. Yunanlar için geri çekilmek haricinde başka bir seçenek kalmadı. Mustafa Kemal Atatürk ünlü ’Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz’ sözünü bu savaşa atfen TBMM’de söylemiştir. Muharebenin ardından Miralay Fahrettin Bey, Miralay Kazım Bey, Miralay Selahattin Adil Bey ve Miralay Rüştü Bey, Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. Mustafa Kemal Paşa TBMM tarafından Müşir rütbesine terfi ettirildi ve Gazi unvanı verildi.

Kaynak: iha