Sözcü'de yer alan habere göre, NAVTEX'i değerlendiren Emekli Koramiral Can Erenoğlu, “Yunanistan, Türkiye’yi önce Anadolu’ya hapsetmek sonra ise Orta Asya’ya göndermek gibi çılgın bir fikrin peşindedir” dedi. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise kararın standart bir eylem olduğunu vurguladı.

Türkiye dün bir NAVTEX daha yayınladı. Yayınlanan NAVTEX'te Yunanistan’ın, Lozan Barış Antlaşması’nı ihlal ederek Sakız Adası’nı silahlandırdığı duyuruldu. Emekli Koramiral Can Erenoğlu ve Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz son durumu SÖZCÜ'ye değerlendirdi.

STANDART BİR EYLEM

Gürdeniz, Lozan’a atıf yapılan Navtex ile ilgili şunları söyledi:

* Standart bir eylem bu. Yunanistan bir NAVTEX yayınladığında ve o NAVTEX gayri askeri statüdeki adalarda bir deniz veya hava sahasında veya karasında bir askeri faaliyet içeriyor ise o zaman Türkiye otomatik olarak karşı bir NAVTEX ile bu bölgenin gayri askeri statüde olduğunu ve Yunanistan’ın gayri askeri anlaşmaları ihlal ettiğini bildiren bir NAVTEX yayınlıyor geçmişte de yapıyordu bunu.

LOZAN DEĞİL PARİS

Erenoğlu ise Lozan Antlaşmasının 12'nci maddesi gereğince Yunanistan'a devredilen Midilli, Sakız, Sisam ve Ahikerya'nın askeri statüsü aynı antlaşmanın 13'üncü maddesi ile düzenlenmiş ve 13'üncü madde gereğince de bu adalarda hiçbir deniz üssü, istihkam tesisi inşa edilmeyecek, adalar askeri amaçlarla kullanılamayacağını anımsattı.

İç güvenliğin sağlanması için bulundurulacak sınırlı sayıdaki polis ve jandarma gayriaskeri statüye tabi olmadığını ifade eden Erenoğlu şöyle devam etti:

* Güney Ege'de Menteşe Adaları olarak isimlendirdiğimiz 13 ada ise (İstanbulya, Rodos, Herke, Kerpe, Kaşot, İleki, İncirli, Kelemez, Leryoz, Batnoz, Lipso, Sömbeki ve İstanköy) Doğu Akdeniz'deki Meis Adası Lozan Antlaşmasının 15'inci maddesi ile İtalya'ya verilmiş fakat askersizleştirme ve silahsızlandırma hükmü Lozan ile değil 10 Şubat 1947 tarihli Paris İtalyan Barış Antlaşması'nda yer almıştır.

* Türkiye 10 Şubat 1947 tarihli Paris İtalyan Barış Antlaşmasına taraf olmasa da askersizleştirme ve silahsızlandırma şartı Türkiye'nin güvenliği kapsamında andlaşmada yer almıştır. Gayri askeri statü Yunanistan tarafından yıllardır ihlal edilmektedir.

* Bu ihlaller, Yunanistan'ın bu adalar üzerindeki egemenliğini de ortadan kaldırır ve Türkiye tarafından askeri tedbirlere başvurulmasını da hukuken haklı kılacak çok önemli bir hukuki gerekçedir.

OLDUBİTTİ VURGUSU

Lozan dengesinin korunması gerektiğini belirten Erenoğlu şunları ifade etti:

* Sorunların Yunanistan ile ikili görüşmelerle karşılıklı müzakere yolu ile çözümü için her yol denenmeli, bundan netice alınamadığı taktirde -ki netice alınması yakın ve orta vadede mümkün görülmemektedir- gayri askeri statüdeki adaların askerleştirilmesi/silahlandırılması konusu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, NATO ve uygun uluslararası platformlarda gündeme getirilmelidir.

* Yunanistan'ın sadece bir dolgu olarak kullandığı ve zorlayıcı bir mekanizması olmayan uluslararası hukuka sarılıp Türkiye'nin deniz çıkarlarını yok sayacak oldubittilerine izin verilmemelidir.

EMPERYALİSTLERİN TETİKÇİSİ

Ege'de Yunanistan'dan kaynaklı sorunlar devam ettiğini ifade eden Erenoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

* Yunanistan Fransa ve ABD'nin desteğini alarak Doğu Akdeniz'deki gayrimeşru kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge iddialarını Ege'ye kaydırmaya çalışmaktadır.

* Emperyalistler ve onların tetikçisi Yunanistan, Türkiye'yi önce Anadolu'ya hapsetmek sonra ise Orta Asya'ya göndermek gibi çılgın bir fikrin peşindedir.

* Buna ne hukuk ve siyaset ne de Türkiye izin verir. Çünkü Türkiye'nin gelecek nesilleri tükenmez bir servet ve güç kaynağı olan Mavi Vatana bugünkünden daha fazla ihtiyaç duyacak ve bağımlı olacaktır.

TÜRK DÜŞMANLIĞI

Can Erenoğlu Ege'de yaşanan sorunların uygun uluslararası ortamlarda gündeme getirilmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye tarafından askeri tedbirlere başvurulmasını hukuken haklı kılacak, Yunan ihlalleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, NATO ile uygun uluslararası ortamlarda ve özellikle İspanya, İtalya ve Malta gibi ülkelerle ikili görüşmelerde gündeme getirilmesi gerektiğini ifade eden Can Erenoğlu sözlerini şöyle bitirdi:

* Yunan ve GKRY hükümetleri her zamanki gibi Türk düşmanlığından beslenmektedir. Her yeni Yunan Dışişleri, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ‘Bizi küçümseyenler büyük bir hata yapıyor.

* Bizi hafife alan herkesi ezmeye hazırız'; ‘Kim Yunan topraklarına saldırırsa, önce yakacağız, sonra gidip kim olduğunu göreceğiz' benzeri hamasi Türk düşmanlığı söylemlerine başlarlar.

* Yunanistan hem geçmişinden ders almalı hem de aklını başına almalı, Batılılar tarafından uydurulan tarihlerine ve emperyalist güçlere güvenerek onların tetikçisi olmaktan vazgeçmelidir.

* Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi caydırmak için yaptırımları belirleyeceği belirtilen 24 Eylül'den önce Meis dahil Yunanistan'a anlaşmalarla gayri askeri statüde bulundurulması şartıyla devredilen adalarda Türkiye tarafından askeri tedbirlere başvurulmasını hukuken haklı kılacak Yunan ihlalleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, NATO ile uygun uluslararası ortamlarda ve özellikle İspanya, İtalya ve Malta gibi ülkelerle ikili görüşmelerde gündeme getirilmelidir.

Editör: TE Bilişim