İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında otizmli gence Türk andımızı okutması dikkat çekti.

Akşener konuşmasında, "Biliyorsunuz önümüzdeki Cuma, “2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü. Ülkemizde, hem otizmli çocuklarımızın, hem de ailelerinin büyük dertleri var. İşte o nedenle, bu hafta Milletin Kürsüsü’nde, çok özel bir anneyi ağırlıyoruz. Nevin Aktulga aramızda" şeklindeki ifadeleri kullandı.

İŞTE OTİZMLİ GENCİN TÜRK ANDIMIZI OKUDUĞU BÖLÜM:

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

Aziz milletim, değerli milletvekilleri, kıymetli basın mensupları;Grup toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Sayın Erdoğan ve Ak Parti iktidarının keyfi yönetim anlayışının, memleketimize olan maliyeti, her geçen gün artıyor. İnsan haklarında artıyor, kadın haklarında artıyor, demokrasi için artıyor, ekonomi için artıyor, çevre için artıyor. Sayın Erdoğan’ın attığı her düşüncesiz adım, milletimizin aleyhine çalışıyor. Bu aralar, 7’den 70’e herkeste bir tedirginlik var; “Eyvah, yoksa damat geri mi dönüyor?” sorusu, her mecrada dillendirilmeye başlandı… İki buçuk yıl boyunca bu kürsüden, Damat Bakan’ın ekonomiyi yönetemeyeceğini anlattım. Başarısızlıklarla dolu 2 buçuk yılın sonunda, nihayet bu hatadan dönüldü. Öyle başarısız bir 2 buçuk yıl geçti ki, Bugün biri, Damat Bakan ile ekonomi kavramını, aynı cümle içinde kullansa, dolar fırlıyor. Kendisinin ekonomi yönetimi kariyerinde; Hazinenin 128 milyar dolarlık rezervi erimiş, Türk Lirası pula dönmüş, İşsizlik artmış, faiz artmış, enflasyon artmışken; Bu işi beceremediğini, defalarca kanıtlamış bir insanın, tekrar bu konularla anılmasını bile, son derece saçma ve sakıncalı buluyorum. Ama maalesef, Sayın Erdoğan, saçmalama konusunda, çıtayı uzaya çıkardığından, maalesef kesin konuşamıyorum… Mesela, 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' cümlesi hala dillendiriliyor. Gelin birlikte hatırlayalım; Sayın Erdoğan bu müthiş doktrinini, ilk kez ortaya attığında, dolar 2 liraydı. Enflasyon, tek haneliydi. Faizler de, yüzde 6’ydı. Şimdi geldiğimiz durumda ise, Faiz, yüzde 19. Dolar, neredeyse 8 buçuk lira. Enflasyonu tutabilene aşk olsun.

Sayın Erdoğan; Kurumlar ve kurumsal değerlerle oynayarak, devlet yönetilmez. 6 ayda bir Merkez Bankası Başkanı değiştirerek, ekonomi yönetilmez. Merkez Bankası Başkanı’nın bir gece kararnamesiyle görevden alındığı bir ülkede, istikrardan bahsedemezsin. Eski başkan Sayın Ağbal’ı, faizleri artırdığı için görevden aldın değil mi? En azından, kamuoyuna böyle yansımasına izin verdin. Ama nedense, yeni gelen başkanın ilk beyanatı, yüksek faiz politikasını, sürdürmekten yana oldu. Ben de şimdi doğal olarak, sormak istiyorum:
Madem yeni başkan, faiz düşürmeyecekti, o zaman, Sayın Ağbal’ı neden görevden aldın? Bu gece yarısı operasyonu sonucunda, Türk Lirası dolar karşısında yüzde 15’e yakın değer kaybetti. Madem yeni başkan, aynı politikaları sürdürecekti, o zaman, neden bizi bir gecede yüzde 15 fakirleştirdin? Dava arkadaşlarım; Bu sorunun cevabı aslında basit. Görülüyor ki; Merkez Bankası Başkanı değişikliğinin gerekçesi, ekonomi değil. Milletin refahı, esnafın, çiftçinin sorunları hiç değil. Türkiye, Ak Parti içindeki çekişmelere, siyasi hesaplaşmalara kurban ediliyor. Bu güzel memleket, bu hoyrat ve şuursuz anlayışa kurban ediliyor. Gece yarısı yapılan gizemli atamalarla, koskoca Türkiye’nin itibarı ayaklar altına alınıyor. Bu kendini bilmezliğin, ekonomide yarattığı tahribatın hesabını, kim verecek? Sadece kur artışından dolayı, kamunun borcu 225 milyar lira, özel sektörün borcu da 250 milyar lira arttı. Liyakatsizliğin, keyfiyetin ve cehaletin, Türk ekonomisine, son 10 gündeki maliyeti, 500 milyar lirayı buldu. Dile kolay… Ayıptır günahtır. Bu millete yazık değil mi? Esnaflarımıza, çalışanlarımıza günah değil mi? Hiç mi utanmıyorsunuz? Yazıklar olsun hepinize!

Editör: TE Bilişim