Adalet ve güvenliği sağlama, dış tehlikelere karşı birlikte hareket etme, doğal afetlerin vermiş olduğu zararlardan korunma, kolay iş imkânlarının sağlanması, v.b.

Bu görevler 1982 anayasasına göre şöyledir;  

Madde 5 - Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

Anayasada da görüldüğü gibi devlet vatandaşının "sağlığını, huzurunu, mutluluğunu,refahını.." düşünmek ve düzenlemek zorundadır. Ve bunun içinde bazı düzenlemeler yapar ki, bu düzenlemeler devlete "baba" gözüyle bakılmasını sağlar. Çünkü baba, herkesin gözünde, evladını koruyan, kollayan güçlü bir figürdür.

Fıkra bu ya: Bir Türk, bir İngiliz ve bir Japon ölmüş, öbür dünyaya göçmüşler. Fakat yetkililer bunlara “Bir yanlışlık oldu, tekrar dünyaya dönebilirsiniz” demişler. Amerikalı bir yol ve yöntem bulup dönmüş dünyaya. Japon da bir araç bulmuş ve dünyaya dönmüş. Bizimki ahiret sokaklarında dolaşıp duruyormuş. Yetkililer buna “Neden dünyaya dönmüyorsun? Bu süper bir fırsat, ne güzel günahlarından dolayı tövbe etmek ve bir daha da günah işlememek için imkân ve fırsatın olacak” demişler. Adam, “Devlet baba yol paramı versin ki gideyim” demiş.

Bu fıkra vatandaş olarak her hizmeti devletten istediğimizi çok iyi anlatıyor. 

Sadece eğitim ve sağlık gibi klasik kamu hizmetlerinin sunulmasını istemeyiz, aynı zamanda ekonomi bozulsa “devlet düzeltsin”, güvenliğimiz tehdit edilse, mesela terör azarsa “devlet önlesin” isteriz.

Bu anlayıştan dolayıdır ki devleti ‘baba’ yerine koymuşuz.
 

Editör: TE Bilişim