9 bin yıldır kesintisiz yerleşim yeri olarak kullanılma özelliğiyle dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan Mersin’deki Yumuktepe Höyüğü’nde, kazı çalışmaları devam ediyor.

Birçok döneme ait kalıntıların bulunduğu Yumuktepe’de, 7 bin yıllık kömürleşmiş arpa, 5 bin yıllık çömlek ve sandık, kalın duvarlı evler gibi birçok tarih gün yüzüne çıkıyor.

Milattan önce 7 binli yıllarda Neolitik Çağ’ın bir kalesi olarak ilk yerleşimin kurulduğu Mersin’in merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü’nde, kazı ekibi çalışmalarını sürdürüyor. İtalya Lecce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Isabella Caneva’nın, ekibiyle birlikte 26 yıldır her yaz aralıksız sürdürdüğü, üst üste kurulmuş medeniyetlerin en tepesinden başlayıp aşağıya doğru inerek sürdürülen çalışmalarda, bu yıl 10’u akademisyen, 15’i işçi 25 kişi görev alıyor. Ekim ayının sonuna kadar devam edecek kazılarda, bu yılda önemli buluntular ortaya çıkarılması bekleniyor. Neolitik Çağ’dan başlamak üzere Kalkolitik, Orta Kalkolitik, Geç Kalkolitik, Tunç Çağı ve devamında Orta Çağ’a kadar uzanan, M.Ö. 7 binli yıllardan 14’üncü yüzyıla kadar geçen dönemde kesintisiz yerleşim yeri olma özelliğiyle her tabakada ayrı kalıntıların bulunduğu Yumuktepe kazıları, şu anda 3 ayrı ekibin 3 ayrı tabakada yürüttüğü çalışmalarla devam ediyor.

"HER BÖLGEDE DEĞİŞİK DÖNEME AİT KALINTILAR ÇIKIYOR"

Çalışmalarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Kazı Başkanı Isabella Caneva, bu yıl 25 kişilik bir ekiple çalışmalara başladıklarını söyledi. Bayramdan önce çalışmalara başladıklarını söyleyen Caneva, "13 Ağustos’da başladığımız kazılar, Ekim sonuna kadar devam edecek. Bu sene küçük bir grupla kazı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Geçen sene çok kalabalık bir grup vardı ama kalabalık olunca kontrol şansınız daha az oluyordu. Böyle küçük grupla çalışmak daha güzel ve uygun. Böylece daha kontrollü ve güzel bir iş yapılabiliyor. Çünkü burası çok ince iş isteyen bir yer. Kazı yaparken aslında tepeyi bir nevi yıkıyoruz. Toprak alıyoruz, o toprağı geri koymak mümkün değil. O yüzden çok dikkatli bir şekilde toprak almamız lazım. O yüzden de çalışmalar yavaş gidiyor. Her sene olduğu gibi değişik bölgelerde çalışıyoruz. Her bölgede değişim döneme ait kalıntılar çıkıyor. Şimdi hem Orta Çağ ve Demir Çağ tabakalarını inceliyoruz aşağıda Tunç dönemine ait tabakalar, daha aşağıda kalkolitik ve neolitik tabakalarda çalışma yürütüyoruz" dedi.

"HER YERDE, HER BÖLGEDE DEĞİŞİK BİR TARİH, OLAY VE İNSAN OLDUĞU GÖRÜNÜYOR"

Yumuktepe’de normal insanların yaşadığını vurgulayan Caneva, “Biz normal yaşamı arıyoruz. 5 bin, 7 bin, 9 bin yıl önce insanlar nasıl yaşıyordu, ne yemek yiyorlardı, ekonomisi neydi, evler nasıldı? Biz bunları araştırıyoruz. Çünkü bunlardan toplumları buluyoruz. Tabi buralardan heykelin çıkması da önemli ama heykel gibi gösteriş şeyler buğday parçasından daha önemli değil. Eski toplum neolitik, erken kalkolitik hiyerarşik bir toplum değildi ama kalkolitik sonunda hiyerarşi başlıyor. Biz burada onu arıyoruz. Nasıl başladı, ne zaman başladı, ne ile başladı ve neden başladı? Dışarıdan birisi gelip toplumun sistemini değiştirdi yada burada bir gelişim oldu mu ona bakıyoruz. Zannediyorum ki her yerde, her bölgede değişik bir tarih, olay, insan olduğu görünüyor. O zaman her yerde özel bir gelişme olabilir” diye konuştu.

"BURASI TAM MERSİN’İN TARİHİ OLACAK"

Yumuktepe’nin Mersin için çok önemli olduğunu vurgulayan Caneva, "Çünkü burası tam Mersin’in tarihi olacak. Çünkü her döneme ait tarih var burada. Katman katman baktığımız zaman değişiklikler görüyoruz. Ancak her zaman aynı değişikleri göremiyoruz. Bir dönemde değişiklik sadece gelişim olarak oluyor. Başka zamanlarda tam değişiklik görebiliyoruz. Her dönemde değişik bir dinamik olduğunu biliyoruz onu arıyoruz ve onları anlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

(Koray Ünlü /İHA)
Kaynak: iha