Kamu kurumunda çalışırken, 1993'te evlendiği eşi Güray Fırıncıoğlu'nun işlettiği hırdavatçıya zaman zaman çay, yemek ve temizlik yapmak için gelen 49 yaşındaki Mine Fırıncıoğlu, işinden arta kalan zamanlarda burada çivi tartmaya, tel kesmeye, müşterilere bahçe ve inşaat malzemeleri teslim etmeye başladı.

Akşamları ve hafta sonları zamanının büyük bölümünü dükkanda geçiren Fırıncıoğlu, 2010'da memuriyetten emekliye ayrıldı.

Emekli olmasının ardından hırdavatçıdaki binlerce çeşit ürünün özelliklerini de öğrenen Fırıncıoğlu, 2014'te kalp krizi sonucu eşini kaybetmesinin ardından işi kendisi devraldı. Fırıncıoğlu, kent merkezindeki iş yerinin yanında 3 ay önce oto sanayi sitesinde açtığı hırdavatçı dükkanıyla işini büyüttü.

Fırıncoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hırdavatçılığın kadınların yapabileceği zor işlerden biri olduğunu ancak özverisi ve merakıyla eşinin yanında birçok şeyi öğrendiğini söyledi.

Eşinin ani vefatının ardından işi kendisinin üstlendiğini anlatan Fırıncıoğlu, "Ya evde oturacaktım ya da bu işi yürütecektim. O zaman iki çocuğum ortaokul ve üniversitede okuyordu. İşi sürdürmeye karar verdim. Vefatından önce eşime çay demlemek için geldiğim iş yerinde öğrendiklerim beni sanayi sitesinin hırdavatçısı yaptı. Bu işi sürdürebildiğim için çok mutluyum." dedi.

- Hırdavatçı dükkanına kadın eli değdi

Fırıncıoğlu, "İşin başına geçtim ve kendimi ispat etmek durumundaydım. Dik durmam gerekiyordu. "Bu işi yaparım' dedim. Yaptığım ilk iş yaklaşık bin metrekarelik dükkana çekidüzen vermek oldu. İşleri kadın gözüyle yeniden düzenledim." şeklinde konuştu.

Başlarda birçok malzemenin yerlerde ve depolarda olduğunu, karışık göründüğünü dile getiren Fırıncıoğlu, şunları kaydetti:

"Her şey yerli yerinde, tertipli olmalıydı. Raflara renk ve malzeme çeşidi uyumuna göre düzen verdim. Depoları düzenledim. Oto sanayi sitesinde açtığım 400 metrekarelik iş yerimin planlamasını da kendim yaptım. Hangi malzemenin nerede ve nasıl duracağını belirledim, ona göre belli bir düzen içinde bölmeler yaptım. Çivileri bile büyüklüğüne göre sıraladım. Kutu ve içindeki malzemelerin renk uyumuna dahi dikkat ettim. Hatta iş yerimin önünü çiçek saksılarıyla doldurdum. Sanayiye küçük de olsa bir dokunuşta bulunmak istedim."

- "Daha kibar oluyorlar"

Yaklaşık 25 yıllık memurluk yaşamının ardından, profil, sac, yalıtım malzemeleriyle haşır neşir olmanın zorlukları bulunduğunu, tüm malzemeleri kendisinin de taşıdığını anlatan Fırıncıoğlu, "İnsanlar iş yerine girip beni gördüklerinde kimin ilgilendiğini soruyor. Ben olduğumu öğrendiklerinde şaşırıyorlar. Karşılarında bayan gördüklerinde daha kibar oluyorlar. Malzeme alacak erkekleri, hangi malzemeyi ne kadar almaları gerektiği gibi konularda yönlendirdiğim, bilgilendirdiğim oluyor. Çevre esnafımız da öyle, hepsiyle güzel anlaşıyoruz, çay çorba içiyoruz." ifadelerini kullandı.

Kadınlara "Bu erkek işi, yapamam" gibi bir düşünceye kapılmamaları, tüketicilikten çok üretici olmaları tavsiyesinde bulunan Fırıncıoğlu, kadınların istedikten sonra yapamayacağı işin bulunmadığını vurguladı.

Esnaf Taner Yelken de oto sanayi sitesinde kadın esnaf olmasının kendilerini mutlu ettiğini, kadının bulunduğu yerde saygının hakim olduğunu belirtti.

Kaynak: aa