AFRİN VE PERDENİN ARKASI

Türkiye olarak mecbur kaldığımız bir askeri harekatı hep birlikte yaşıyoruz. Türkiye bu harekatta uluslar arası haklarından faydalandığı için çok büyük bir direnç görmedi karşısında. Ama perdenin arkasına baktığınız zaman Tüm dünya ülkelerinin Türkiye’nin karşısında olduğunu görebiliyoruz.

Daha düne kadar stratejik ortağımız ABD resmen burnumuzun dibindeki teröristlere her türlü yardımı yaptığını biliyoruz. Zaten gizlemiyor açıktan PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD ve YPG’ye  verdiği silah ve mühimmatları televizyonlarda yayınlıyorlar.

Öbür yanda sanki Rusya ile yakınlaşıyormuşuz gibi bir intiba var ortada. Halbuki Türkçemizde güzel bir söz var. “Ayıdan post Ruslardan dost olmaz” Rusya bize ne zaman dost olduki zaten. Bize dost gözüken Rusya Suriye söz konusu olunca ESED ve yönetiminin yanında yer alıyor. Dahası bize S-400 savunma füzelerini bizi çok sevdiği için veriyor zannetmeyin. Hem paramızı alacaklar, hem de NATO ile aramızdaki yarım asırdan fazla olan muhabbeti bozmak. Dahası verdikleri füzelerin şifreleri yine Ruslarda olacak. Tamir ve bakımını yine kendi mühendisleri eliyle yapılacağı daha önce ilan edilmişti. Kısaca; S-400’leri nasıl ve ne şekilde kullanacağımız şimdilik mechul. Domatesimize bile ambargo koyan Rusya bize dost olabilir mi?

Afrin’de artık şehitler veriyoruz.  Bir Türk Tankı isabet aldı ve 5 askerimiz şehit oldu. Tanka isabet eden füzenin Rus yapımı olduğunu dikkatlerinize sunuyorum.

TÜRK SİYASETİ VE MÜZMİN MUHALEFET

CHP’nin 36. Olağan kongresinde değişen bir şey yok. Kılıçdaroğlu koltuğunu korudu. Aslında ben sağ seçmen olarak Kılıçdaroğlu’nu Baykal’a göre daha başarılı buluyorum. Ancak CHP’nin asıl çıkmazı  Türkiye seçmenlerinin yüzde 70-75 gibi bir bölümü sağ veya muhafazakar diye adlandırabileceğimiz bir kitleden oluşmaktadır. CHP ağzıyla kuş tutsada, Ak Parti iktidarı ülkeyi en kötü şekilde yönetse de, ki bana göre kötü yönetiyor. CHP’nin iktidara gelme şansı yoktur. Bu durumda başta Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere seçimlerde “İYİ PARTİ’yi desteklemesinden başka şansları yoktur. CHP içindeki yıkıcı ve bölücü örgütlerle göbek bağı olan kişileri ve safraları atmadıkça Türk siyasetinde hiçbir zaman iktidara gelmek gibi bir şanslarının olmadığını düşünüyorum. Diğer muhalefet partisi olan MHP’yi artık muhalefet olarak adlandırmamak durumundayız. MHP artık sarayın gölgesine sığınmış, kraldan fazla kralcı tavırlarıyla Ak Parti’nin istetme lastiği görevini ifa etmektedirler.

Bir de İYİ PARTİ diye bir Türkiye gerçeği var ortada. Türkiye’nin sıkıştığı dar siyaset tünelinde insanlarımıza bir nefes , bir damla su olabilecek hayat suyu olabilecek bir zamanda ortaya çıkmıştır. Şimdi burada İYİ PARTİ’nin nasıl ortaya çıktığını anlatacak değilim. Bunu az çok biliyorsunuz. Ama şu kadarını söyleyebilirim. İYİ PARTİ Siyaset cehennemine ve diktatörlüğe giden yolda köprüden önce son çıkış olduğunu ifade etmek istiyorum. Bunu nasıl yaparlar, nasıl realize ederler bilemem ama Ak Parti karşıtlarının yani diktatörlük karşıtlarının artık birleşmesi ve seçimlerde İYİ PARTİ’ye destek olmaları gerekmektedir. Türkiye’nin diktatörlüğe giden yolda en büyük engel bir güç olduğu gerçeğini artık herkesin görmesi gerekiyor.

İYİ PARTİ TÜRK DEMOKRASİ VE ÖZGÜR YAŞAM İÇİN BİR ŞANSTIR. TÜRK MİLLETİNİN BU ŞANSI İYİ DEĞERLENDİRECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUM. YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR. ÜYE OLABİLECEK VATANDAŞLARIMIZIN ÜYE OLMASI, ÜYE OLMASI SAKINCALI OLAN VATANDAŞLARIMIZIN DA SANDIKTA OYLARI İLE “İYİ PARTİ”YE DESTEK OLMALARI, KENDİ VE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN BİR GEREKLİLİKTİR.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE