Korkularını aşamayanlar milletin hukukunu koruyamazlar. Uzun zamandır gazetecilik bir nevi iktidar dalkavukluğuna dönüştü. Dünün iflah olmaz muhalifleri bugün yandaşlık yarışında. Aydını cesur olmayan milletler  başlarını beladan kurtaramazlar. Aydın olmak demek ne pahasına olursa olsun doğruyu söylemektir. Milletin hukukunu her şeyin üstünde tutmaktır. TV ve gazete haberleri Erdoğan övgüsüyle açılıp Erdoğan övgüsü ile bitiyor. Görsel ve yazılı medyada en küçük eleştiri kırıntısı görebilmek çok zor. Çünkü darbe davaları bir nevi toplumu susturma,muhalefeti bastırma davalarına dönüştü. Toplumdaki FETÖ karşıtlığı iktidarı tahkim etme, tek adam yönetimini  pekiştirme için kullanılıyor.

Bu ülkede, içinde olanlar hariç darbe şakşakçılığı yapacak kimse yoktur. Çünkü son altmış yılımız bir nevi darbeler tarihidir. Her on yılda bir milletin iradesi yok sayılarak iktidara el konulmuş, milli ve manevi değerler -irtica-  adı altında suç telakki edilmiştir. Onun için  yapılan haksızlıkları eleştirmek asla darbecilerden yana olmak olarak mütalaa edilemez. Hele 250 vatandaşımız ölmüş, binlercesi yaralanmışsa.

Ancak darbeye karşı olmak yapılan her şeyi alkışlamayı gerektirmez. Devlet, mücadelesini hukuk içinde yaparsa maşeri vicdanda karşılık bulur, bu çerçevenin dışına çıkarsa yapılan haklı mücadele bile tartışılır hale gelir.

Son kararname ile darbe tutuklularına tek tip kıyafet mecburiyeti getirildi. Niye sadece darbe tutukluları, çünkü bu kıyafetleri PKK,DHKPC gibi örgüt militanlarına giydiremezlerdi. Onun için darbecilerle sınırlı tuttular. Burada önemli olan bu mecburiyet getirilirken ABD'nin Guantanamo'da yaptıklarının örnek alınmasıydı. CB Erdoğan Guantanamo'da da var dedi. Türkiye Guantanamo mu? Gelip gelip dün eleştirdiğimiz Guantanamo'yu mu örnek alacaktık?

12 Eylül'de 10.5 yıl hapis yattım. Sıkıyönetim döneminde bir süre tek tip elbise bize de mecbur edildi. Ülkücüler genellikle bu elbiseyi giydiler. Sol'un  da bir kısmı giydi, bir kısmı direndi. Dolayısıyla bizim kuşakta bu tek tip elbisenin çok kötü hatıraları var.İnsanı kişiliksizleştiren,kendi bedenine bile hakim olmaktan uzaklaştıran bir uygulama bu. Kime yapılırsa yapılsın doğru bulmuyorum. Eğer adalet deniliyorsa bu elbise önce Öcalan'a  sonra da diğerlerine giydirilmelidir. PKK'nın yaptığı darbecilerin yaptığından daha masum değildir.

Türkiye hukuktan,demokrasiden uzaklaştıkça kaybeder. Önceki gün Taha Akyol yazmıştı, PKK terörüyle yıllarca OHAL'sız mücadele edildi.Şimdi de edebilir.OHAL'de devam, aslında güvenlik ihtiyacından kaynaklanmıyor. OHAL münasebetiyle meclis ve Anayasa devre dışı bırakılmış durumda.Her şey tek kişinin inisiyatifinde. Gittikçe Ortadoğu'daki şeyhliklere, kabile devletlerine benziyoruz. İktidarı frenleyecek ne bir anayasa, ne bir mahkeme, ne  bir aydın muhalefeti var. FETÖ bu ülkeye çok büyük kötülük etti, hem bu ülkeye, hem yüce İslam dinine. Onu bahane ederek her yaptıklarını meşrulaştırmaya çalışanlar da  kötülük ediyor.ABD veya Gaunatanamo bu ülkeye örnek olamaz.Biz tedbirlerimizi kendi değerlerimizden,kendi kültürümüzden,kendi irfanımızdan çıkarmalıyız. Bu ülkenin aydını,okumuşu susarsa yarın siyaset de,düşünce hayatımız da tek tipleştirilmekten kurtulamaz.