Ülkücü hareketteki yozlaşmalar üzerine Alper Aksoyun yazdığı ve çok değerli bulduğum kısa ve öz bir değerlendirme yazısından yola çıkarak Ülkücü hareketin bütün devirlerini yaşamış biri olarak bir şeyler yazmak ihtiyacını hissettim

Ülkücü harekette kırılmalar 80 li yıllardan itibaren başladı
Bu kırılmalarda 12 Eylül zindanları ve bazı derin güçlerin endirek yönlendirmeleri önemli rol oynadılar.
Gerçi daha eski yıllara gidersek yozlaşma sürecinin ilk ayak izlerini ararken yozlaşmanın siyasi bir tutku ile daha fazla oy daha geniş çevrelere açılma arzusu ile başlangıçtaki ana hedeften Türkçülükten saparak ülkücülük tarifinin içine dini rütüeller eklenmesi-Türk İslâm sentezi-Tanrı dağı kadar Türk Hira dağı kadar müslümanız- sonucu başladığını görürüz.
Daha sonraki süreçte daha hızlı kitleselleşme için popülist bir yaklaşımla olaya paralı askerlerin”Para karşılığı konuşup yazan dönemin etkili ismi sicilinde Atatürk ,Türk,lâiklik ve cumhuriyet düşmanlığı bulunan Necip Fazılın MHP sözcüsü gibi kürsülerden konuşturulması köşesinden yazdırılması gibi” dahil olması ve bir yandan da Arvasileşen ,değişen Ötükenden Altaylardan Ergenekondan seyyidliğe ,sünnete ihlâsa evrimleşen bir yapı gelecekteki büyük yozlaşmanın habercisi gibiydi

Ülkücü hareketin yeknesak bir tarifi artık iyice zorlaşmıştı
Hareket kendi içinde adeta çok gövdeli bir ejderhayı andırıyordu
Gençlik arasında ise ülkücü hareket olağanüstü bir popülâriteye ulaşmış deyim yerindeyse bir pop dalgası gibi hızla yayılıyor ama muhteva öz ve ana fikirden çok bir şekil ritüeli harekâtın yeni yüzü oluyordu
Çatlama ve bölünme artık mukadderdi 12 Eylül zindanları ve emperyal sistem senaryoyu çoktan yazmışlardı
Menzil dergâhı ve dini ritüellerin daha bir derinlik kazanmasını isteyen uzak emperyal güçler artık ülkücü harekete yeni bir parti daha kazandırmışlardı
Bu gelişim stratejileri o kadar ustaca yazılmıştı ki oyuncuların bile %99 u bu olup bitenlerden habersiz yüce bir idealle daha iyi daha güçlü bir ülkücü hareket için hareket ettiklerine bırakın inanmayı adeta iman ediyorlardı.
Bu arkadaşların samimiyetlerinden şüphe etmek inkânsızdı
Hepsi en iyiyi en doğruyu yaptıklarına inanıyorlardı
Ama işte sivil örümceğin ağı, iblisin kıblesi böylesine hassas ve inceden çalışıyordu ve Pentagonun dahiyane plânları tıkır tıkır işliyordu

Türkeş sonrası dönem apayrı bir dönemdi
Kısaca ifade etmek gerekirse Karlı bir Ankara gecesinde Başbuğun cenaze töreni için Ankarada bir evde 15-16 kili sohbet ederken herkesin kafasındaki soru Türkeş sonrası kim lider olur idi.
Herkes kendince bir şeyler söylüyor kendi adayını öne çıkarıyordu.
İçimizde en yaşkı hariciyeden enekli bir ağabeyimiz en son söz aldı ve nokta atışla tartışmayı bir neticeye bağladı;
Beyler, hepiniz çok duygusal ve idealist konuşmalar yaptınız
Ama ben size şu kadarını söyliyeyim ki MHP gibi Türkiyedeki gençlik hareketinin en dinamik kesimini büyük bir disiplinle kontrol eden bir siyasi partinin lider adaylığını ne size ne bana bırakmazlar
Türkiye bölge dinamiklerinde en önemli ülkedir ve MHP de Türk gençliğinin dinamik stratejisini kontrol eden bir partidir
Dolayısıyla büyük global dünya güçleri MHP nin yeni liderini belirlerler
Hepimiz sus pus olup kalmıştık

Sanırım Türkeş sonrası MHP için daha başka bir şey söylemek anlamsız olur.

Gerekirse bu dönem için daha sonra çok uzun yazılar yazıp tartışırız

Şu anda güncel konumuz üljücülüğün nasıl bir süreçte evrilerek saf arı Türkçü yapılanmadan hangi noktalara geldiği ve nasıl bir eksene oturtulması meselesidir
Şimdi gelelim can alıcı tespitlerimize;

Din tarikat cemaat eksenli ülkücülük olmaz
Ülkücülüğün temel kaynağı TürkçülüktürGeçen asrın başlarında Türk milletine millet olma bilincini Türk olmanın ifteharını ilk Türkçüler ,Gökalp Akçora Ağaoğlu Gaspıralı Yurdakul Tanrıöver ler Türk Ocakları bünyesinde vermişler ve esas radikal Türk devrimi bu Türkçü teorileri pratiğe hayata geçirilmesi ise yeni Türkiye Cumhuriyeti nüvesini Türk ve Türkçülük üzerine kuran Mustafa Kemal Atatürk ile gerçekleşmiştir
Ne mutlu Türküm diyene-En büyük iftiharım Türk olarak yaratılmaktır diyen cemaat ve tarikatların islâmı ne denli yozlaştırdığını farkedip tekke zaviye cemaat tarikat ilişkilerini sonlandıran, cebinden verdiği para ile Kuranı Kerimin Türkçe mealini Ahmet Hamdi Aksekiye çevirtip dağıtan Türk tarih kurumunu ,Türk dil kurumunu kuran ilk paranın üstüne ilk mecliisin kürsüsüne Bozkurt logosu koyduran en büyük Türk devrimcisi Atatürke karşı olan adam ülkücü olabilirmi ?
Atatürk kurtuluş savaşı mücadelesi verirken ona ve Kuvvayı milliyeye katli vaciptir bunlar bolşeviktir diyen bildiriler yazıp bu bildiriler İngiliz tayyarelerinden tüm Anadolu üstüne atılan İskilipli Atıf’ı din mazlumu sayan nasıl ülkücü olabilir ?

Son devrin din mazlumları adlı eserinde İskilipli Atıf’ı,Dersim isyanını ingilizlerin teşvikiyle başlatan Seyit Rıza’yı İngiliz binbaşı Noel’in plânlarıyla büyük Kürt isyanını başlatan ve idam edilen Şeyh Sait’i din mazlumu ilân eden , Zindandan Memede Mektuplar şiirinde lâik demokratik Türk cumhuriyetine kinini kusan
Para karşılığı her partili olan Türkçülüğü küfr olarak gören Necip Fazılı göklere çıkaran adeta müritleri olanlar “ Necip Fazıl ve Nazım Hikmet olağanüstü büyük güçlü şairler olmalarına rağmen Türk devletine Atatürkün lâik demokratik Türk Cumhuriyetine savaş açmış biri radikal islâmcı Türkçülük düşmanı diğeri milliyet kabul etmeyen enternasyonalist - Rusyaya kaçıp beni Stalin yarattı- diyen kişiliklerdir.
Sakarya ve Kurtuluş savaşı destanı bu şairlerin hayatlarındaki daha sonraki dönemlerde izledikleri derin Türk karşıtı görüşlerini asla aklayamaz!
Arapçayı Arapları kutsayıp Püsküllü meczup deli Kadirin takipçisi olacaksın Adıyaman Menzil şeyhinin eteklerini öpeceksin sonra ben ülkücüyüm diye dolaşacaksın(!)
Yağma yok! Olmaz öyle saçma şey !

Ülkücülük Türkçülüktür
Kalbinin derinliklerinde bir gün mutlaka gerçekleşecek TURAN’ın aşkını taşımaktır
Hangi dinden olursa olsun tüm dünya Türkleri canımız kanımız kardeşimizdir
Hristiyan Gagavuz Musevi Hazar Karaim Şaman Yakut Tuva Hakas Altay , Budist olan bir kesim Uygur ve tüm dünyadaki Müslüman Türkler ayırım yapmaksızın eşit oranda kardeşlerimizdir
Buna rağmen utanmadan Müslüman olmayan Türk değildir diyeceksin
Sonra ülkücüyüm deyip kös kös dolaşacaksın.

Kurtuluş savaşının ana miğferini hazırlayan Anadolu ve Rumeli müdafa i hukukun ana unsuru ,bunları yapılandıran İttihat ve Terakkiye karşı şetiatçı Türk karşıtı İngiliz işbirlikçisi İtilâf ve hürriyet ,padişah rejimi , İngiliz muhibler cemiyeti ,teali i islâm ,tealii Kürdi cemiyetlerinin fikirlerini savunacaksın sonra ortalarda efelenerek ben ülkücüyüm diyerek dolaşacaksın(!)
Yok böyle yağma!

Reisçilikle ülkücülüğü karıştırıp reise biat etmeyi ülkücülük zannedeceksin bir takım devletten emilerek kabadayılık yapan mafya bozuntularının peşine takılacaksın
Sonra kasıla kasıla ben ülkücüyüm diyeceksin
Yok böyle yağma (!)

Ülkücü hareket yanlış yönetiliyor diyerek iktidar istiyoruz daha iyi bir ülkücü yönetim diyerek çok haklı bir gerekçe ile yola çıkıp
sonuçta yeni bir siyasi dizayn içerisinde bünyesinde en zayıf halka olarak ülkücülüğü barındıran binbir çeşit kozmopolit yapılanmada asli gücü ABD nin öncü sivil toplum kuruluşlarına CFR -CER-IRI-NDI-ARI- SAROS TESEV ve benzer örgütlere açık kızıl milyarderlerle nasıl bir ilişki içine oldukları soru işareti olan kişilerin güç odağı olduğu bir yapılanmaya evrileceksin sonra göstermelik ülkücü söylemlerde bulunacaksın(!)

Yağma yok kardeşim yağma yok!
Ülkücülük Türkçülüktür Türk vatanını Türk dünyasını ölesiye sevmektir
Ülkücülük hangi din ve mezhepten olursa olsun Türkçülük idealini her şeyden üstün tutanların birlik ve beraverliğini savunan ileride mutlaka kurulacak Turan’a yürekten inananların düşünce sistemidir
Ülkücülüğün içinde Türkten başka bir millete aşkla bağlanmak Türk örf ve kültüründen başka bir kültür ve örfe özenmek yoktur
Ülkücülük Türk’ü ve Türk milliyetçiliğini yüceltmeyi hedefler
Herhangi bir din ve tarikat cemaat taassubu olmadan bütün Türklerin inanç dünyalarına saygı duyar ama esas olan ,daim olan Türkçülüktür
Ülkücülük biz Türkçülerin gerçek Atatürkçülerin Türk milliyetçilerinin kutsalıdır

Ülkü denen nazlı sevgiliye her daim sahip çıkacağız