AKŞENER, AKRABALIK VE BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ 

Gün geçmiyor ki sayın Akşener ile ilgili tezviratlar, iftiralar olmasın. Kendisi gülüp geçiyor, ciddiye bile almıyor ama bunlara yanıt vermemek olmazdı. En son tezvirat Osman Kavala ile ilgili akrabalık mevzusu. Bu akrabalık iddiası üzerinden akıllarınca cemaatçi dediklere Akşener’e bir de “terörist başı Apo’nun selam gönderdiği adam da kuzeni” tezviratını yayacaklar.  Siz herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsınız? Bu nasıl bir akıl yürütme ki, bir hafta içinde Akşener hem cemaatçi, hem DYP’li, hem ANAP’lı, eşi üzerinden Dev-Solcu şimdi de bunu mu buldunuz. Ayrıca Osman Kavala, akraba olmadıklarını çok uzaktan bir hısımlıkları olduğunu yazılı olarak açıkladı. Havuzun yazarları öküzün altında buzağı aramak derdine ne komik durumlara düşüyorsunuz. Ayrıca bakın sayın Akşener bir tarih doktorudur. Öyle bazıları gibi tezi olmayan da bir akademisyen değildir. 1992 yılında İzmit Şer`İyye Sicili (4 Muharrem 1220-25 Şevval 1230) (4 Nisan 1805-30 Kasım 1814) çalışmıştır. Sicillerin her konuda tarihe temel kaynak olacağına şüphe bulunmamakla birlikte özellikle şehir tarihleri ve mahallî hayata ait ilmî araştırmaların birinci derecede kaynağı şer'iyye sicilleridir.  

Yani ey havuzcu, Akşener, tezi ile İzmit ve yakın çevresinde kim nerden gelmiş nereye gitmiş hepsinin uzmanıdır. Soyadlarına kadar aile aile bilir. Bu yüzden Kavala akrabalığından size ekmek çıkmaz, başka bir iftiraya hazırlık yapın… 

Bugünkü yazısında bir de havuzcu 25 Mayıs 2015 tarihinde  Fatma Barbarosoğlu’nun, Yeni Şafak'ta yazdığı bir yazıya gönderme yapıyor. Yazı incelendiğinde Akşener’e büyük iltifatlar eden Barbarosoğlu, aslında Taha Akyol’un Akşener’in Habermas göndermesine olan şaşkınlığını eleştiriyor ve “Siz insanları ilk bakışta ikiye mi ayırıyorsunuz Habermas okuyabilecekler ve Habermas okuyamayacaklar olarak?” cümlesini yazıyor. Havuzcu da buradan nasıl bir sonuç çıkartıyorsa topu Ayşe Buğra’ya atarak erken taşralı bir heyecanla da “Bu aslında Osman Kavala’nın eşidir ha, bir de Akşener’i Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Siyaset Okuluna davet ediyor sonucuna ulaşmaktadır”. En nazik ifade ile totoloji yapan havuzcuya soru şu; 

Senin mahalle arkadaşın Barbarosoğlu’nun yukarıda anılan yazısındaki betimlemeleri ile Akşener; “Türkiye'nin her kesimi tarafından takdir edilen, saygı duyulan bir siyasetçi. En sevilen kadın siyasetçiler adı altında bir çalışma yapılacak olsa, ilk ona gireceğini öngörmek mümkün. Dirayetli, sorun çözücü, dayanışma ruhunu ortaya çıkaran özellikleri ile sevilip beğeniliyor.” Böylesi özellikleri olan biri neden Avrupa Siyaset Okuluna davet edilmesin? neden hemen sizin mahallenizde çokça olan nepotik (kayırma) ilişkilerin peşine düşüyorsunuz? İçişleri Bakanlığı yapmış, sağ siyaseti bilen akademisyen kökenli birinin o okulda ders vermesi kadar doğal bir şey yok… Ayrıca Sayın Akşener bu programa katılmamıştır. 1-10 Eylül 2014 programı incelenirse Tuğrul Türkeş’in öğretim kadrosunda olduğu görülecektir. 

Ayşe Buğra, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde öğretim üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu merkezinin kurucu başkanlarından birisidir. Uzmanlık alanları: iktisadi düşünce tarihi ve iktisat metodolojisi, karşılaştırmalı sosyal politika, gelişme iktisadıdır. Ve alanında başarılı bir akademisyendir. En önemlisi ünlü romancı Tarık Buğra’nın kızıdır. Ve bu yüzden de ayrıca değerlidir. Havuzcu yazarın bu önemli ayrıntıyı bildiğini hiç ama hiç sanmıyorum. Ayrıca hoca havuzcuların sevmediği birisidir çünkü akademik olarak yapılanları eleştirir ve doğru bildiğini söyler. Ama bizim havuzcu, mahallelerde yer alan bazı figür tipler gibi “bak komşuu bu var ya bu aslında şunun şuyuymuş duydunuzuz muu” ciddiyetinde bir bağ kurarak; Osman Kavala-Ayşe Buğra Kavala ikilisi Meral Akşener'i MHP'ye Genel Başkan yaptırmak istiyor mu? ” sorusunu sorma gafletindedir. 

Yahu neymiş bu ikili, neymiş bu genel başkanlık ne kadar kolaymış, birileri birilerini genel başkan yapıyor, okyanus ötesi talimat veriyor, genel başkan seçiliyor. Meral abla boşuna o kadar il gezmişiz, kuzenlerin varmış bak onlar sizi genel başkan yapacak, neden yoruldunuz? Saçmalamayın Allah aşkına, bir akademisyen olarak Akşener’in referans vermesinden nerelere geldiniz. Nasıl bir kurgu içindesiniz? Nasıl bir zihin dünyanız var?  

Güçlü bir entelektüel alt yapısı olan Akşener, iyi ki -okuduğunu bildiğim- Nietzsche, Sartre, Foucault,  Žižek demedi o zaman da anarşist, komünist, ateist derdiniz. Biraz okuyun, biraz farklı yerlerde dolaşın bakın yaşam nasıl size de güzel gelecek… 

Son söz Ramazan günü, Ey Balgat Kontluğu, Ey Havuzcular, ne yaparsanız yapın, hangi yaftayı takarsanız takın ok yaydan çıkmıştır. Sayın Akşener, “Güler Yüzlü Milliyetçilik” anlayışı ile kendi güler yüzü ile bizlere umut olmuştur.  Bu umut bizlere iktidarı elbet getirecektir. 

 Not:  Öküzün altında buzağı arayangiller;  yukarıdaki   “Güler Yüzlü Milliyetçilik”  ifadesini ilk ben kullandım. Bunu da Mehmet Ali Aybar’ın  “Güler Yüzlü Sosyalizm”  sözünden uyarladım. Şimdi buradan bize yazın bakalım ne yazacaksınız… 

Dr. Levent ERASLAN

Editör: TE Bilişim