Hukuk ve Değişim Derneği Başkanı avukat Samir Altunkaynak, İstanbul merkezli operasyona ilişkin, "Soruşturmanın gizliliğini ihlal ettikleri" gerekçesiyle savcılar ile kolluk kuvvetleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dernek Başkanı avukat Samir Altunkaynak, yazılı açıklamasında, HSYK'nın, anayasa ve kanundan yetki almadan, hukuka aykırı olarak Adli Kolluk Yönetmeliğindeki değişikliğe ilişkin bildiri yayımlamasının anayasaya aykırı olduğunu belirtti.

6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 7. maddesinde, HSYK Genel Kurulu'nun görevlerinin sayıldığını ve bunlar arasında herhangi bir şekilde kamuoyuna açıklama yetkisinin bulunmadığını aktaran Altunkaynak,  Genel Kurulun, "Hiçbir kimse veya organ, kaynağını anayasa ve kanundan almayan bir yetkiyi kullanamaz" ilkesine aykırı şekilde hareket ettiğini vurguladı.

Anayasanın 138. maddesinde, "Hiçbir organ, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkeme ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı" hükmünün yer aldığını anımsatan Altunkaynak,  bu nedenle HSYK'nın, kesin kanaat içeren bir açıklama yapmasının, anayasanın 138. maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiğine dikkati çekti.

Altunkaynak, bu nedenlerden dolayı HSYK'nın açıklamasını, "Yok hükmünde" saydıklarını ifade etti.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Soruşturmanın gizliliği" kenar başlıklı 157. maddesinde, "Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla, soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir" hükmünün yer aldığına değinen Altunkaynak, şunları kaydetti:

"Soruşturmanın gizliliğiyle amaçlanan hususun esas itibarıyla 'masumiyet karinesinin' bir gereği olarak soruşturma evresinin kamuya karşı gizlenmesi olduğu açıktır. Nitekim soruşturmanın gizliliğinin ihlalinin suç olarak düzenlendiği Türk Ceza Kanununun 285. maddesine göre bu suçun oluşabilmesi için, soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, 'suçlu sayılmama karinesinden' yararlanma hakkının veya 'haberleşmenin gizliliğinin' ya da 'özel hayatın gizliliğinin' ihlal edilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, adli kolluğun adli olaylar hakkında kolluk amirine veya mülki idare amirine bilgi vermesi, yasal mevzuatın zorunlu sonucu olduğundan, soruşturmanın gizliliğini ihlal sayılamayacaktır."

Altunkaynak, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Öte yandan, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 'Soruşturma usulü' başlıklı 19. maddesine göre, cumhuriyet savcısının 17. maddede belirtilen, Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikap, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarının işlendiğini öğrendiğinde, sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber, durumu atamaya yetkili amirine veya 8. maddede sayılan mercilere bildirmesi gerekmektedir. Söz konusu hüküm, belirtilen suçlardan dolayı yapılan soruşturmaların cumhuriyet savcısı tarafından atamaya yetkili amirlere veya 8. maddede sayılan mercilere bildirilmesini zorunlu kılmış ve soruşturmanın gizliliğinin ihlali olarak kabul etmemiştir. Bu nedenle soruşturmanın gizliliği bahane edilerek gerek Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş ve Başsavcı vekili Zekeriya Öz ve de soruşturmada görevli polisler açıkça kanunlara karşı gelmişlerdir. Soruşturmanın gizliliğini ihlal anlamında, hiçbir şekilde amirlerine bilgi vermeden soruşturma yapan savcı ve kollukta görevli emniyet mensupları hakkında, bu bildirimle birlikte suç duyurusunda bulunduğumuzu, kamuoyuna saygıyla duyururuz."

 

Editör: TE Bilişim