Yaklaşık 2 aydır teknik sebeplerden dolayı yazı yazamıyordum. Geçen süreçte 150’ ye yakın şehit verdik, en az iki katından fazla gazimiz var. Yazı yazamadığım 2 aylık sürenin diyeti olarak yeni yazıma şehitlerimize Yaradan’ dan rahmet, ailelerine baş sağlığı dileyerek başlıyorum. Gazilerimiz için hayatın zorlu kısmı şimdi başlıyor. Engelli bir birey olarak kendilerine yer açabildikleri kertede sosyal yaşamımıza katılacaklar. Türkiye şartları ortada… Engelli vatandaşlarımıza hem altyapı yok hem de zihinlerde engel var. Engellileri biz adam yerine koyduk, diyen yöneticilere(!) de rastladık. Tüm engelli vatandaşlarımızın başımız üstünde yeri var, unutmasınlar! Şehitlerimizi kara toprağa değil gönlümüzün belleğine gömdük, onu da unutmasınlar!!!

Şimdi gelelim asıl konumuza: Kurban derileri ülkemizde çeşitli kurumlarca kâh resmî kâh gayr-ı resmî yollarla uzunca bir süre toplandı. Derileri yıllarca bağışladığınız kurumları gözünüzün önünden geçirin. Ne faydasını gördünüz? Hadi bağıştır, faydası bir yana koyun, adları skandallara karıştı, aklanma gereği bile duymadılar. Kimisi de iktidarın arka bahçesi oldu; iktidar dara her düştüğünde bu kurumlara, bu kurumların düşüncelerine, etki alanlarına, mensuplarına sarıldı! Siz kurban derisi bağışladınız ama onlar sizin aleyhinizde çalıştı. Belki de ‘‘Deriden de ne olacak canım?’’ diye aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz. Ancak öyle değil. Sonuçta bağış olduğu için parasal yönden hesap etmek istemiyorum ama ülkemizdeki her iki aileden birinin kurban kestiğini düşünürsek ortaya ne kadar deri çıktığını ve maddî getirisini varın siz hesap edin!

Gelelim madalyonun öbür yüzüne: Ocak’ larımızın geliri yok. Hemen hemen tamamı bireysel gayretlerle ekonomisini çeviriyor yoksa emin olun çoğu maddî olarak zor durumda! Bizim Ocak’ ımız iktidar beslemelerinin kurduğu milletin hakkından nasiplenen ocaklara(!) benzemez! Ocak’ ımıza giren de çıkan da helaldir! Ülkü Ocakları bu millete yarım asırdır sadece hizmet etmiyor aynı zamanda kanını döküyor, canını veriyor! Bir kurban derisiyle tabi ki vefa borcunuzu ödeyemezsiniz ancak Hz. İbrahim’ in ateşine su taşıyan karınca kadar asil bir davranış göstermiş olursunuz!

Kurban derisi bağışladığınız eski kurumlara bakarak sakın ola karşılaştırma yapmayın: Bizim ülküdaşlarımız çalmayı çırpmayı, yemeyi içmeyi bilmezler! Yaradan’ a ne kadar şükretsek azdır ki o kapıdan girenler, Yunus Ata’ nın Taptuk Dergâhı’ na taşıdığı odunlar gibi dosdoğrudur! O yüzden sadece siz değil yakın çevreniz, komşularınız ve diğer tanıdıklarınız da gönül rahatlığıyla derilerini bağışlayabilirler.

Ocak’ ımız bayram boyunca bağışlarınızı deri toplama merkezlerinde veya seyyar olarak toplayacak. Türkiye’ nin neresinde olursanız olun derilerinizi ulaştırmak size bir tık kadar yakın: Ocak’ larımızın sosyal paylaşım sayfalarından bu yer ve irtibat numaralarıyla ilgili bilgiler çoktan paylaşıldı bile. Uzak köy veya kazalardaysanız o da mesele değil çünkü deriyi tuzlayıp kokmasını engelleyerek en yakın Ocak’ a götürmek için zaman kazanmış olursunuz.

Şimdiden tüm Türk dünyasının Kurban Bayramı’ nı kutluyor, bayram boyunca deri toplamak için görevlendirilen fedakâr ülküdaşlarımıza hepinizin nezninde teşekkür ediyorum.


Yücel ÖNDER