Takvim yaprakları 27 Haziran 2015'i gösteriyordu. MHP Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli'nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a verdiği özel söyleşi, gazetenin manşetiydi. R.Erdoğan tarafından "paralel terör örgütüne yardım ve yataklıkla" suçlanan Dündar'ın o günlerde "MİT TIR'ları" haberleriyle kamuoyunu salladığını da unutmayalım. Doktor Bahçeli'nin geniş söyleşisindeki özellikle bir başlık o gün tüm gazete ve televizyonların alıntı yapıp öne çıkarttığı bölümdü...

Hatırlayalım mı?.. Haydi hatırlayalım hem de fotoğrafları ile birlikte!..

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Odasındaki Saatin Öyküsü.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin makam odasında ayaklı bir saat var. Saat 17.25'i gösteriyor. Pili çıkarılan saatin iki sayfasında bu rakam sabitlenmiş. 'Ben yaptım' diyen Bahçeli, '17 ve 25 Aralık'ın hesabının sorulmasından asla geri adım atmayız' diyor.

Bahçeli, odasında Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı kabul etti. Dündar, bugün köşesinde Bahçeli'nin odasındaki dikkat çeken bir ayrıntıdan bahsetti; MHP liderinin hemen çalışma masasının yanında duran bir ayaklı saat... Bel hizasında bir direk üzerine yerleştirilmiş düzenek, çevrilen sayfalarla saati ve dakikayı gösteriyor.

Bahçeli, saat tam 17.25'i gösterirken pilini çıkarmış.

'Bunu bizzat ben yaptım' diyen Bahçeli, Dündar'a saatin öyküsünü şöyle anlattı:

17.25'i gösterdiğinde pilini çıkardım. Her gün bu takvime bakıyorum. Buradan da anlayabilirsiniz ki biz, 17 ve 25 Aralık'ın hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız."

17/25 Aralık  R.Erdoğan için ne anlama geliyor? Ve sonrası için herhalde hatırlatma yapmama gerek yok... Hele ki o sürecin üzerine gidenleri nelerle suçladığını yazmaya gazetemizin sayfaları yetmez!..

Havuz medyasında da Doktor Devlet Bahçeli için sarf edilen en hafif sözler "Pensilvanya ile yaklaştı. Paralel dil kullanıyor" şeklindeydi. Doktor Bahçeli de bunlara hiç cevap vermiyordu.

"Bizim paralele teslim edecek bir partimiz yoktur" diyen Doktor Bahçeli'ye şu haklı soruları vakit geçirmeden yöneltmemiz gerekiyor;

Saatinizi gösterdiğiniz o gün MHP'nin "paralel"e teslim olduğunun resmi ilan günü müydü?..

17/25 Aralık operasyonları sonrasında -siyaset tarzınızda alışık olduğumuz üzere- ara sıra yaptığınız kürsü konuşmalarınızda, nadir yazılı basın açıklamalarınızda;

"17/25 Aralık'ın hesabını mutlaka soracağız" diyordunuz. Ne oldu da bu iddianızdan ve hesaplaşmadan vaz geçtiniz?.. Yoksa hesap sormayı erteleten veya iptal eden daha büyük bir neden mi karşınıza çıktı?

"17/25 Aralık millî vicdanda kapanmamış bir yaradır" diyordunuz. Millî vicdana ne oldu?.. Bu yara mı kapandı? Yoksa, bir yerlerde daha büyük yaralar açıldı da bizim mi haberimiz yok?.. Böyle bir yarayı kapatacak ne oldu da sizin söylemler 180 derece değişti?..

"Millî vicdan" kongre süreçlerine göre yön değiştirir mi?..

Doktor Devlet Bahçeli Bey, odanızda Can Dündar'a iftiharla gösterdiğiniz saatinizin pilini tekrar mı taktınız?..

R.Erdoğan'ın "paralelcilikle" suçladığı Can Dündar'a o gün, çok az kimseye nasip olan odanıza girme şansını niye verdiniz?..

Ülkücüler'den paylaşmayı esirgediğiniz sırlarınızı Can Dündar gibi bir "azılı paralelci" ile neden paylaştınız?..

Çok az sayıda gazete ve televizyonlara -seçim dönemleri de dahil- özel söyleşi verdiğiniz bir Ankara gerçeği. Yoksa, Can Dündar'a o saati göstererek ve "pilini çıkardım" diyerek Pensilvanya'ya çok özel bir mesaj mı gönderdiniz?.. Görüşmenin yazılı olmayan bölümlerinde de Hocaefendiye "iletilmek üzere" mesajlarınız oldu mu?..

Seçim gezisi sırasında da Zaman gazetesi Ankara temsilcisi ve ekibini de bir durakta çok özel olarak ağırlamıştınız. O görüşmede de yazılmayan özel sohbette Pensilvanya'ya mesajınız oldu mu?..

Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı olarak önerirken Pensilvanya'nın telkinleri olduğu yönünde hâlâ devam eden iddialar doğru mu?..

Bu fasla şimdilik ara verelim. Doktor Devlet Bahçeli'den 8 Nisan Cuma günü yargının verdiği "MHP'de olağan üstü kurultay" yapılsın kararından sonra siyasi kulislerde hararetle konuşulan bazı iddialara da cevap vermesini hürmetle talep edelim;

Bazı genel başkan yardımcılarınızı sürekli saraya "istişare" için gönderdiğiniz doğru mu?..

8 Nisan'dan sonra bazı hukukçu kurmaylarınızın çok bilinen CHP'nin kongre ağaları ile özel görüşmeler yaptığı ve taktikler sorduğu iddialarına ne dersiniz?..

Delege ve kongre oyunları ile ilgili CHP'nin bile auta attığı isimlerden MHP'ye ne fayda gelir?

Odanızdaki saat tekrar ilerlemeye başlayınca, MHP'yi "paralel"den kurtarayım derken CHP'ye mi teslim edeceksiniz?..

 

Editör: TE Bilişim