TEZKEREYE NEDEN EVET DİYORUM?

 Hazırol cenge eğer ister isen sulh-u salah!

Güneyden gelen tehdit ve bölücü hezeyana karşı silahını-nihayet- çeken Türkiye'ye selam olsun."Seküler PKK dinci IŞİD" safsataları ile PKK'nın masumlaştırılması hikayesini Türkiye yememiştir.

 Kuzey Suriye'nin Kuzey Irak yapılma senaryosu suya düşmüştür.

KK-BARZANİ hattına yönelemez.

Mesele Türkiye'nin güvenliğidir.Silahlı güçle desteklenmeyen diplomasi martavaldır.

Artık Irak ve Suriye'de _çıkarlarımız tehdit edildiğinde- var olacağız.

Hükümetin 2005'de "kırmızı çizgilerimiz yok" zırvasının getirdiği noktadan geri dönmesi desteklenmelidir.Tezkere bölgesel bir savaşı göze alma kararlılığını göstermiştir.Bu önemlidir.Kararlılık önemlidir.

MHP'den 1991'de Alparslan TÜRKEŞ'in Özal'ı müdahaleye teşvik eden net,sert ve şahin tutumunu beklerdim.MHP'yi tebrik ediyorum yinede...

Bölgesel jeopolitikten kaynaklanan zorlamalar hükümeti hayal aleminden uyandırmıştır.

"Açılım" süreci denilen müphem süreç fiilen bitmiştir .Lafazanlık sürecine dönüşmüştür.hükümeten ve PKK'nın birbirlerine yalan söyleme oyunu bitmiştir,yarattığı tahribat ise devam etmektedir.

 

Dünya konjoktürü müsaittir.Gerektiğinde radikal güç kullanabilme dirayetini gösterebilmeliyiz.yabancı askerler meselesi ise tümüyle sokağın milli duygularını kışkırtmaya yönelik ucuz demogojidir.

Umalım ve teşvik edelim ki;hükümet meclisten aldığı bu yetkiyi gerektiğinde kararlılıkla-örneğin IŞİD bahanesiyle Irak topraklarına Kuzey Suriye'den girmek gibi_uygulasın.

 

Kıbrıs'ı kimse unutmasın.Kıbrıs'a "Sampson darbesinin bozduğu düzeni iade etmek"gerekçesiyle çıktık.1974'den beri oradayız.Türkiye'nin çözümü kabul edilmedikçe  yarattığımız "çözümsüzlük" devam ettirilecektir.

Türkiye'nin geleneksel dış politikasından; Suriye rejimini devirme siyasetiyle vazgeçmesi gibi ahmakça bir siyasetin bizi getirdiği nokta:Güç kullanma seçeneğini,silahı masaya sürmemenin ülkeyi isyan ateşlerine atma ihtimalidir.Aynel Arap(Kobani) de PKK unsurların kazanacağı bir muhtemel zaferin batı tarafından "Laik Kürtler"edebiyatı ile selamlanacağı ve destekleneceği kesindir.Türkiye'nin her yanında ayaklanmaların teşvik edileceği kesindir.Zafer kazanmış ve özyönetim modelini oturtmuş,uluslararası toplumun desteğini kazanmış bir PKK Türkiye'nin karşısına "ayaklanma"seçeneği ile çıkar.Ve bence bunu da başarabilir, o zaman.Türkiye tam da bu nokta da "PKK da IŞİD gibi terör örgütüdür"çıkışıyla sürece müdahil olup "Ben de varım.NATO üyesiyim.Durun bakalım" demiştir.PKK ve Barzani'nin batı ile kurumsal olarak ittifak yapma ihtimali ortadan kaldırılmıştır.Bu noktaya işi bu hükümetin yanlış dış siyasetleri getirdi.Doğru.Her zaman eleştirdik,eleştireceğiz.Ama gelinen noktada,savaş seçeneğini masaya sürmemenin ağır maliyetlerinin başında ülkenin ağır ,yaygın bir iç savaşa sürüklenme ihtimali gelmektedir.

 

TSK'nın Kuzey Suriye'de varlığı hem Kuzey Iraklaşma ihtimalini ortadan kaldıracak, hem de Türkiye'nin batının "islamofobisinden yararlanarak" kendi çıkarlarını tehdit eden unsurlarla mücadelesini sağlayacaktır.

Hükümete gelince,malum kibir ve kasıntılı haliyle "açılım süreci devam etmektedir" türünden tükürdüğünü yalamama havası veren açıklamalar alınan tezkere kararı karşısında  "Sakallı Hüsnünün" manipülasyonu meselesidir.

Ben devlet aklının ürettiği reflekslere ve jeopolitik-ki ülkelerin kaderidir- zorunluluklara bakarak evet diyorum.İnşallah karalılıkla uygulanır.Bir maliyeti varsa da hepimiz bunu ödeyeceğiz çünkü daha ağır bedelleri ödememek için...

 

1991 de Alparslan Türkeş gibi Irak'a müdahaleyi savundum.! Mart 2003 'de Türkiye'nin Kuzeyden girmesi gerektiğini savundum.Şimdi de bu tezkereyi destekliyorum.Uluslararası ilişkilerde değişik kuramlar vardır.Ama ben MORGENTAU'nun Realist okuluna mensubum.İdealist edebiyatlar metafiziktir,mesele varolma meselesi ise gerisi teferruattır.Kimsenin Türkiye'den diğergamlık adına intihar etmesini ya da hareketsiz kalarak,benzinle yakılmayı beklemeye hakkı yoktur.

 

NATO'da olmanın bir faydasını görelim gayrı...

 

Alıntı

Editör: TE Bilişim