Nurcuların Yeni Asya kolunun yayın organı olan Yeni Asya Gazetesi'nin Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz Bugün TV'nin sorularını cevapladı.

Yeni Asya Genel Yayın Müdürü Güleçyüz, dershaneler ekseninde başlayan ve MGK belgesi ve fişlemeler ile alevlenen Cemaat-AK Parti kamplaşmasında hangi tarafta durduklarını açıkladı. Güleçyüz ayrıca 97 STK'nın gazetelere verdiği ilana da sert bir eleşitiride bulundu. İşte Güleçyüz'ün o sözleri.

Yeniden Refah Partisi Türkiye'nin Üçüncü Büyük Partisi Oldu! Yeniden Refah Partisi Türkiye'nin Üçüncü Büyük Partisi Oldu!

Kazım Güleçyüz gündemde olan fişleme tartışmaları ilgili olarak bunların Türkiye'de henüz demokratikleşme sürecinin tamamlanmadığının göstergesi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Fişlemeden bahsediyoruz... 2004'teki MGK kararını o günün konjonktründe mecbur kaldığımız için imzaladık ama uygulamadık deniliyor. Ama 10 sene sonraki uygulamaya bakılınca o kararda bahsedilen bir takım şeyler hayata geçiriliyor değişik yöntemlerle. 'Aradan 10 sene geçmiş bağlantı yok' denebilir belki ama neticeye bakınca aynı şeyler yapılıyor."

ESKİ ALIŞKANLIKLAR DEVAM EDİYOR

Güleçyüz 28 Şubat'taki eski alışkanlıkları devam ettiğini belirterek, "Eski alışkanlıkların hala devam ediyor olduğunu görüyoruz ki Hüseyin Çelik'in ifadesiyle de bu sabittir. Demek ki Hakan Fidan'ı Ahmet'i Mehmet'i MİT'in başına geitrmekle bazı şeyler değişmiyor. Bu fişlemeler de bunu doğruladı. Bu fişlemeler sızdırıldı bir şekilde. Bunun doğrudan Başbakan'a aktarılan fişlemeler olduğu da yazıldı Taraf gazetesi tarafından. Türkiye'de darbe döneminde oluşan kapalı devlet mekanizmasının yansımalarıdır bunlar. Köklü reformlar yapılmadığı müddetçe bu tarz eski alışkanlıklar devam edecektir. Parça parça, perakende perakende iyileştirmeden söz ediyor hükümet ama sorunu kökten çözmediğini görüyoruz." dedi.

MİT DE JANDARMA DA FİŞLEME YAPTI

Kazım Güleçyüz fişlemelerin devletin her mekanizmasında devam ettiğini ifade ederek buna örnek olarak da Jandarma Genel Komutanlığı'nın fişlemelerini verdi. Güleçyüz şöyle konuştu: "2012 Aralık ayında Jandarma genel komutanlığı bir çalışma yapmış. 2010'da irticayı tehdit olmaktan çıkardık diyor hükümet ama, burada Jandarma'nın bütün birliklerde uygulanan programına ulaşan Milli Gazete'nin haberine göre, Nur cemaati, Yeni Asya grubu, Gülen cemaati, İskenderpaşa cemaati, Süleyman Hilmi Tunahan'ın talebeleri hatta Milli Görüş gibi gruplar bile tehdit kapsamında değerlendiriliyor. Bunlar İslami terör örgütü olarak niteleniyor. Hükümetin '2010'da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni değiştirdik' sözünüzü doğrulamayan bir doküman bu. Bu üstelik tekzip de edilmedi. Bu haberden önce MİT'in 2010 yılı takip listesi olarak hazırladığı bir liste var, bu da Akit'te yayınlandı, Nurcu gruplar birinci derece tehlikeli örgütler olarak sayılıyor. Diğer dini gruplar da tehdit olarak niteleniyor. Bu örnekler irticanın tehdit olmaktan çıkarılmadığını gösteriyor. O itibarla bu işler çok fazla değişmemiş, anlaşılan o."

Kazım Güleçyüz dershanelerin kapatılması konusunda da Yeni Asya'nın görüşlerini aktardı. Güleçyüz şunları söyledi: "Dershaneler olayında bir çok kişi aynı şeyi söylüyor. Türkiye'de eğitim sistemi temelden problemli. Eğitim zihniyeti tamamen resmi ideolojiye göre programlanmış, tek tip insan yetiştirmeye yönelik bir eğitim zihniyeti var. Buna göre kurgulanmış bir eğitim sistemini temelden düzeltmeye ihtiyaç varken bu henüz gündeme bile gelmiyor. Bir takım teknik detaylar üzerinde uğraşılıyor. Tamamen sınav eksenli bir sistem var. Devletin verdiği eğitim bu sınavları başarmaya yetmiyor. Sistemin ürettiği bir ihtiyaç olarak dershaneler gündeme gelmiş. Burada bir taraftan deniyor ki, Milli Eğitim Bakanı'na göre yüzde 20'si Gülen Cemaati'nin kontrolünde, Başbakan yüzde 25 dedi. Eğer öyleyse dershanelerin yüzde 75'i Gülen cemaatinin dışında. Ama iş cemaat-AKP ekseninde tartışıldı. Neticede bu bir problem olarak devam ediyor, temelden bazı şeyleri çözmeden dershaneleri dönüştürmeye kalkıyorsunuz. Özel okullar da tevhid-i tedrisat olarak kabul edilen Anayasa'nın devrim kanunlarına ta tek parti dönemindeki kanunlara göre hareket ediyor. Dershaneler operasyonunu bu çerçevede değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. "Bir devlet içerisinde okullar var, bir de ona paralel eğitim yapılanması var, buna hoş bakılamaz" dediler. Gazeteciler Yazarlar Vakfı'nın açıklamasında da bu var. Bu bir özgürlük alanıdır. Eğitimde çeşitlilik ve özgürlük olmalı ki orada demokrasiden bahsedilebilsin."

97 STK'NIN İLANINA TEPKİ

Güleçyüz program sonunda ise 97 STK'nın birleşerek gazetelere verdiği ilanla ilgili de açıklamada bulunarak bu STK'ları eleştirdi. Güleçyüz şöyle konuştu: "Bir kısım STK'lar dünkü gazetede çıkan ilanlarla tavırlarını gösterdiler. Bu konuların siyasi tarafgirlik bağlamında değil de ilkesel düzeyde değerlendirilmesi lazım. Kendini iktidara endeksleyen sivil toplum örgütü sivil toplum örgütü olmaktan çıkar. Bunlar da bana göre STK gibi davranmamıştır."

haberyerin.net

Editör: TE Bilişim