28 Şubat davasının gerekçeli kararında, "REFAHYOL Hükümetinin istifasıyla sanıkların eylemleri arasında nedensellik bağı bulunduğu" belirtildi.

Kararda, "Dava konusu olayda, hükümeti cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etme eylemini gerçekleştirmek üzere, bir kısım sanıkların önceden gizlice ittifak etmiş oldukları anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verildi.

Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 103 sanığın darbe suçundan yargılandığı 28 Şubat Davası'nın gerekçeli kararı açıklandı.

28 Şubat davasının gerekçeli kararı açıklandı.  Kararda, "Refahyol Hükümetinin istifasıyla sanıkların eylemleri arasında nedensellik bağı bulunduğu" belirtildi.

Kararda, "Dava konusu olayda, hükümeti cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etme eylemini gerçekleştirmek üzere, bir kısım sanıkların önceden gizlice ittifak etmiş oldukları anlaşılmaktadır" denildi.

Gerekçeli kararda, İç Hizmet Kanununun 35. maddesinin TSK'ya askeri müdahale ve demokratik düzeni ortadan kaldırma yetkisi vermediği vurgulandı. 

Davanın gerekçeli kararında, "Genelkurmay Başkanı Karadayı'nın hükümetin düşürülmesi suçuna iştiraki konusunda tam bir vicdani kanaate varıldığı" belirtildi.

Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, ve Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 21 sanık hakkında müebbet hapis cezası verilmişti, ancak mahkeme, yaşları, sağlık durumları da dikkate alınarak haklarında yurt dışına çıkma yasağı ve imza karşılığında adli kontrol uygulanması kararını vermişti.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 21 sanığın müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin gerekçeli kararını açıkladı.

GEREKÇELİ KARARDA 16 KİŞİ MAĞDUR, 744 KİŞİ MÜŞTEKİ SIFATI İLE YER ALDI

3 bin 833 sayfalık gerekçeli kararda, dönemin İçişleri Bakanı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dönemin Refah Partili Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın da aralarında bulunduğu 16 kişi mağdur, 744 kişi müşteki, bir numaralı katılan olarak dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in yer aldığı görüldü.

SİNCAN'DA TANKLARIN YÜRÜTÜLMESİYLE DARBE TEŞEBBÜSÜ BAŞLADI

Gerekçeli kararda, cebir ve şiddet unsurlarına ilişkin değerlendirme kısmında 4 Şubat 1997'de tankların Sincan'da yürütülmesi, 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplartısı sonrası yapılan basın bildirisi, 23-24 Ocak 1997 tarihinde Gölcük'te yapılan seminer ile ilgili tanık Salim Dervişoğlu ve sanık Erol Özkasnak'ın beyanları, 10-11 Haziran 1997 tarihlerinde Genelkurmay Başkanlığıkarargahında yapılan brifinglere yer verildi. Gerekçeli kararda icra hareketlerinin başlaması kısmında, 5 Şubat 1997 tarihli Sabah Gazetesi'nde yer alan "Tanklar Sincan'da", "Tanklar Sincan'dan geçti", "Tank sesi ile uyandık" manşeti gösterildi.

BÇG'DEN HABERİ OLMAMASI DÜŞÜNÜLEMEZ

Gerekçeli kararda, sanıklardan dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın BÇG kurulduğu dönemde 1997 yılında Genelkurmay Başkanı olduğu, BÇG'nin oluşturulması, kurulması, işleyişinden haberdar olduğu, dosyadaki herhangi bir belgede imza ve parafı olmasa da tüm yapılan işlemlerden haberdar olup, bilgisi ve emriyle yapıldığı, zira sanık Çetin Doğan'ın ifadesinde BÇG'nin Karadayı'nın talimatıyla kurulduğunu söylediği belirtilerek, "Genelkurmay Başkanı olan İsmail Hakkı Karadayı'nın Batı Çalışma Grubu'nun karargahta kurulmasından ve Batı Çalışma Grubu belgelerinden ve faaliyetlerinden haberinin olmaması düşünülemez" ifadelerine yer verildi.

HÜKÜMETİN DÜŞÜRÜLECEĞİNİ BİLİYORDU VE BU SUÇA İŞTİRAK ETTİ

Gerekçeli kararda, sanık Karadayı ile ilgili şu değerlendirme yer aldı:

"54. hükümetin düşürülmesine yönelik tüm faaliyetlerden sanığın bilgisinin olduğu ve bu suça iştirak ettiği konusunda mahkememizde tam bir vicdani kanaate varılmıştır. Sanığın amaç suç yönünden sanık Çetin Doğan'ın koordinatörlüğündeki Batı Çalışma Grubu üst kurulundaki toplantılardan kendisine bilgi sunulduğu, BÇG'nin sanığın bilgisi olmaksızın GHD biriminin bünyesinde ve faaliyet gösterdiği alanda kurulamayacağı, yapılan tüm faaliyetlerden haberdar olduğu, 4 Nisan 1997 tarihli, 7 Nisan tarihli toplantı, 10 Nisan 1997 tarihli, 29 Nisan 1997 tarihli, 06 Mayıs 1997 tarihli ve 27 Mayıs 1997 tarihli belgelerin amaç ve yöntemi itibariyle askeri hizmetlerin görülmesiyle uygunluk göstermesi mümkün olmayan bu görevin, mahiyetiyle birlikte anlatılmaksızın tebliğ edilmesi ve anlaşılmaksızın kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, irade beyan edebilecek ve karar alacak konumda bulunduğu, verilen emirlerin ve yapılan işlemlerin amaç suça yönelik olduğunun kendisi tarafından bilinebilecek durumda olduğu, sanığın 54. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmek suçuna iştirak ettiği sonucuna varılmış, delillerin değerlendirilmesi bölümünde anlatılan gerekçeler ve mevcut yukarıdaki belgeler karşısında savunmasına itibar edilmeyerek mahkumiyetine karar verilmiştir."

100 BİN LİRALIK YARGILAMA GİDERİ

Gerekçeli kararda, mahkumiyetlerine karar verilen sanıklarla ilgili yargılama giderlerinin yüksek oranda olduğu görüldü. Gerekçeli kararda, bilirkişi ücreti (59 adet) 76.699, çağrı kağıdı gideri (2295 adet) 19.855, posta gideri (983 adet) 4.244 olmak üzere toplam 100.799 lirayı da mahkumiyet kararı verilen sanıklar ortak olarak ödeyecekleri belirtildi.

21 KİŞİ MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILMIŞTI

28 Şubat davasında 103 sanıktan dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 21'i müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Yüklenen suçları işledikleri sabit olmaması nedeniyle 68 sanığın beraatine hükmedilirken, 10 sanık hakkındaki dava zaman aşımından, 4'ü hakkındaki dava ise ölmeleri nedeniyle düşürülmüştü. Mahkeme, "yaş ve sağlık durumları ile ölçülülük ve orantılılık ilkelerini" değerlendirerek, mahkum ettiği sanıkların yurt dışına çıkışlarını yasaklamış, her ayın ilk günü güvenlik birimlerine imza verme şartı getirmiş, bunlara uyulmaması halinde tutuklanabilecekleri ihtarında bulunmuştu.

Kaynak: iha