Duruşmayı mahkeme salonunda takip eden sozcu.com.tr Ankara Temsilcisi Zeynep Gürcanlı’nın bugünkü duruşma için izlenimleri…

“Avukat Cathy Fleming, Reza Zarrab’ı sürekli köşeye sıkıştırmaya çalıştı. Özelikle tarihler konusunda çelişkiler bulmaya çalıştı. Ancak Zarrab tüm bunlara ya ‘hatırlamıyorum’ ya da ‘öyle demedim’ diyerek karşılık verdi.
O kadar ki Fleming’in dinlenilmesini istediği bazı tapeler için Zarrab ‘O konu zaten çalındı’ diye uyarılarda bile bulundu. Zarrab cevaplarını verirken zaman zaman tercümana da müdahale etti. Zarrab tercümana sık sık ‘Önce bunu bir tercüme edin’ dedi ve tercüme sonrası cümlesine devam etti.  Yani Zarrab çok ‘çetin çeviz’ çıktı.”

Saat 21:00 Duruşmaya öğle yemeği arası verildi.

“ORO…NUN VE MEMURUN BAHŞİŞİNİ PEŞİN VERECEKSİN”

Saat 20:40 Bahşiş meselesi mahkemede bile konuşuldu…

17 Aralık sürecinde Türkiye’de büyük tartışma konusu olan Reza Zarrab’ın “Oro…nun ve memurun bahşişini önceden vereceksin” sözleri de ABD mahkemesinde delil oldu.
Hakan Atilla’nın avukatları Zarrab’a bu sözlerle ‘neyi kastettiğini’ sordular.
Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, söz konusu sözlerin geçtiği kaydı dinletti ve “Burada bahşişten bahsediyorsunuz. Rüşveti mi kastediyorsunuz?” diye sordu.
“O bölümü görüyorum hanımefendi” diyen Zarrab “Rüşvete meyilli olan her insanın elbette bir fiyatı vardır” karşılığını verdi.
Avukat Fleming bunun üzerine “Her insanın bir fiyatı olduğunu mu düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Zarrab ise buna “Benim dediğim cümle doğruydu. Benim bahsettiğim insanlar rüşvete meyilli insanlardır” yanıtını verdi.

Söz konusu kayıtta; Reza Zarrab’ın adamı Rüçhan Bayar’la, Zarrab arasında ayrıca “Çin’deki banka çalışanlarına rüşvet ya da hediye verilmesi” ele alınıyordu. Bayar kayıtta; “Gerekirse daha hiçbir şey istemeden Çin’deki banka görevlisine 30-40 bin dolarlık bir saat hediye edebileceğinden” bahsediyordu.
Avukat Zarrab’a bu ifadeyi de sordu. Zarrab ise buna “Eğer Bayer, bir saat alıp banka memuruna vermek isteseydi kesinlikle onay verirdim” diye karşılık verdi.

Saat 20:30 “Levent Balkan’ı işten ben attırdım”

Atilla’nın avukatı, müvekkili Hakan Atilla lehine bir şeyler bulmak için ‘Halkbank’taki işlemler’ için dönemin bir diğer genel müdür yardımcısı Levent Balkan’ı gündeme getirdi.
Avukat Fleming, duruşmanın bu bölümünde sürekli Zarrab’ın, Balkan’la ilişkisine yönelik tapeleri dinlettirip sorular yöneltti.

(Zarrab ilgili tapede, adamı Rüçhan Bayar’la, Levent Balkan’ın durumunu konuşuyor. Balkan’a ağza alınmayacak küfürler savurarak onu kendisinin kovdurduğunu “Balkan’ı ben yolladım” diye anlatıyor)
(Zarrab bir başka tapede ise Levent Balkan’ı arıyor ve ‘yardımlarından ötürü’ kendisine teşekkür ediyor.)

Atilla’nın avukatları Zarrab’a söz konusu iki tapedeki ‘çelişkiyi’ sordular. Bunun üzerine Reza Zarrab; Levent Balkan’ın rakiplerine Halkbank’taki ticari sırlarını sızdırdığını, kendisinin de bunu dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’a bildirdiğini anlattı. Zarrab “Levent Balkan bey bazı şirket hesaplarım ve ticari sırlarımızı rakiplerimize veriyordu. Ben bunu banka genel müdürüne bildirdim bundan sonraki kararı kendilerine aittir” dedi.

Avukat Fleming bunun üzerine “Ama kendisi ile yaptığınız bir diğer konuşmada da ona yardımlarından dolayı teşekkürlerinizi iletiyorsunuz” deyince Zarrab “Levent Balkan beyin İran ticaretinde öneri ve yardımı çok oldu. Çok emeğini gördük. Benim gözümde etik olmayan durumu ise ‘hesap ekstresi dahil ticari sırlarımı rakiplerime vermesiydi. Ancak bu ikisi ayrı konulardır”  yorumunda bulundu.

Fleming’in “Peki Balkan’ı işten sizin attırdığınıza inanıyor musunuz?” sorusuna ise Zarrab “Ben Levent Balkan beyin işten ayrılmasının ya da çıkarılmasının tamamen banka içindeki bir karar olduğuna inanıyorum” yanıtını verdi.

Saat 20:25 Reza Zarrab önceki duruşmalarda da gündeme gelen, kendi adamlarıyla arasında bir şifre olan ‘Çikinova’yı açıkladı. Zarrab  “Çikinova, gerçek olmayan, gerçek malların olmadığı ticari işler için çalışanlarımız arasında kullandığımız bir terimdi.” dedi.

Saat 20:20 – Bir ses kaydının dinletilmesinden sonra Zarrab’ın çapraz sorgusuna dönüldü.

Saat 19:30 Mahkemeyi izleyen gazetecilerden Pete Brush, kanıtların Reza Zarrab’ın, Halkbankası eski genel müdür yardımcısı Levent Balkan ile daha yakın bir ilişkisi olduğuna işaret ettiğini aktardı. Brush, Balkan’ın da davada sanık olduğunu ancak gözaltında bulunmadığını hatırlatıyor ve bütün bunların Atilla’nın bu ilişkilerin ne kadar dışında olduğunu göstermek için yapıldığı yorumunuda bulunuyor.

Saat 19:20 Duruşmada tape dinletiliyor.

Saat 19:00 Reza Zarrab, mahkemede Süleyman Aslan'la sık sık internet üzerinden yazıştığını ve konuştuğunu söyledi. Zarrab ayrıca Aslan'la sık sık yüz yüze buluştuğunu, ancak duruşmadaki kanıtların hiçbirinin Atilla'nın Zarrab'a yüz yüze görüşme teklifi götürdüğüne işaret etmediğini söyledi.

EBRU GÜNDEŞ DETAYI

Saat 18:50  Avukat Fleming, Zarrab’a Türkiye’deki magazin muhabirlerinin çektiği ‘lüks yaşamını gösteren’ bazı fotoğrafları gösterdi. Fotoğraflar arasında Zarrabların ünlü yalısı ve yatı da bulunuyor. Zarrab “Bu fotoğraflar paparaziler tarafından gizlice çekilmiş ve yayınlanmış görüntülerdir. Basında bizle ilgili çıkan haberlerin yüzde 99’u uydurma ve yalan haberlerdi” diye yanıt verdi.

Avukat Flemig ile Zarrab arasında eşi Ebru Gündeş ile ilgili şu konuşma geçti:

Fleming: Türkiye’de ünlü bir pop şarkıcısıyla evliydiniz, bu doğru mu?
Zarrab: Bu doğru hanımefendi.
Fleming: Pop şarkıcısı olan eşinizle sık sık magazin sayfalarındaydınız, doğru mu?
Zarrab: Doğru, gazete ve dergilerde bizimle ilgili yayınlanmış haberler bulunuyordu.
Fleming: İkiniz sıklıkla magazin sayfalarında mıydınız?
Zarrab: Öyleydik. Gazete ve dergilerde hakkımızda çıkan pek çok haber vardı.
(Burada Fleming, Zarrab'dan özel yaşamını detaylandırmasını istiyor. Gazetelerde çıkan yalısının ve yatının fotoğrafını gösteriyor.)
Zarrab: Bu fotoğraflar basın tarafından gizlice çekildi ve bu şekilde basıldı. Benim ve eşimle (Ebru Gündeş) ilgili çıkan haberlerin yüzde 99'u yalandı.

Saat 18:15 Mahkeme salonunda dinletilen telefon kaydının ardından, Avukat Cathy Fleming, kadın bir Halkbank çalışanıyla yapılan bu telefon konuşmasında, Zarrab’ın yaptıkları işlerle ilgili olarak Halkbank çalışanına yalan söylediğini belirtti. Zarrab kadın çalışanı yanlış yönlendirdiğini kabul etti ve “alt düzey çalışanların ne yaptıklarını hiç bilmediklerini” söyledi.

Zarrab daha sonra, “Tabi ki İran Ulusal Petrol Şirketi NIOC ile ilgili bir işlem olduğuna girmedim. Zaten telefonda hiç açık konuşmazdık. Bayan Mehtap bu konuda hiçbir şey bilmiyordu. Sadece üst düzeyin haberi vardı” diye devam etti.

Avukat Fleming ile Zarrab arasında “Halkbank’la ilgili” şu konuşma geçti:

Fleming: “Çalışanlar sizi saygı ile karşıladı, değil mi?”
Zarrab: Halkbank personeli, bana her bakımdan saygıyla davrandılar. Ben de onlara hep saygıyla yaklaştım.

Saat 18:00 Duruşmada yeni tapeler dinletiliyor.

Saat 17:50  Dinletilen ses kaydının, Halk Bankası Eski Genel Müdürü Süleyman Aslan, Reza Zarrab ve Hakan Atilla’nın yaptığı bir toplantının ardından, Zarrab ve Aslan’ın yaptığı bir telefon konuşmasına ait olduğu belirtildi. Zarrab, avukatların kendisine yönelttiği “Atilla’nın ofisine hiç gitmediniz, değil mi?” sorusuna “Hayır efendim, binanın hangi katında olduğunu bile bilmiyorum” diye yanıt verdi.

Saat 17:45 Duruşmada tape dinletiliyor…

Saat 17:40 Reza Zarrab, Atilla’nın avukatlarının İran’daki ilişkileriyle ilişkin sorusuna “Sayın Mahmud Ahmedinejad’la (Eski İran Cumhurbaşkanı) daha önce hiç karşılaşmadım, hanımefendi” diye yanıt verdi.

Saat 17:30 Zarrab; avukatların hatırlatması üzerine, “Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklandığı zaman çevresindekilere ‘şok oldum’ dediğini” kabul etti.

Saat:17:20 Duruşma başladı.  Eski Halkbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın, ABD'nin İran yaptırımlarının ihlal edilmesiyle suçlandığı davada tanık olmayı kabul eden Türk ve İranlı iş adamı Reza Zarrab, (Rıza Sarraf) New York'ta devam eden mahkemede ifade vermeye devam ediyor. Atilla’nın avukatları Zarrab’ı sorguluyor…

Editör: TE Bilişim