Yazısına, “Adam arıyorum adam” diye başlayan Akit yazarı, yaklaşan yerel seçimlerde İstanbul’un partilerin kalp atışını hızlandırdığını ifade etti.   

İdris Güllüce’ni meziyetlerini sıralayan Bedir, sözü şöyle bağladı:

“Memlekette büyük devlet ve siyaset adamlığı kıtlığı varken yani “kaht-ı rical” mevcutken bu kadar sadık, vefalı, donanımlı ve İstanbul’a Anadolu’dan göç etmiş hiçbir grubun itiraz etmeyeceği bir isim, resim ortada iken adam aramak furuattır diye düşünüyorum.”

Akif Bedir’in köşeyazısı şöyle: 

“Başkentte siyasi hareketlilik labirent gibi içinden çıkılmaz halde. Bir tarafta vatan, millet, bayrak kaygısıyla şer güçlere göğüs germeye çalışanlar. Diğer tarafta ehlisünnetin paralarıyla banka sahibi olup keyif sürenler, keyifleri kaçmasın diye mücadele edenler.

Bir tarafta milli mücadele ve Cumhur İttifakı, diğer tarafta makam mücadelesi ve kişisel menfaatler için mücadele eden jön Türkler.  

Bir tarafta kendisini dünyanın sahibi zanneden ve ağzından çıkanı emir ferman zanneden sarışın bir aptal, diğer tarafta idarecilerinin ipleri şeytanın elinde olan mağdur ve mazlum milletler.

Bütün bu keşmekeş içerisinde yaklaşan yerel seçimler ve adaylık için kurulan hayaller, umutlar. Partilerin yerel seçimde kalplerinin atış hızını yükselten il “dünyanın başkenti” İstanbul.

MHP lideri Bahçeli’nin “İstanbul için aday göstermeyeceğiz” beyanı AK Partinin İstanbul için belirleyeceği ismin gizemini de iyiden iyiye artırdı.

İstanbul için hayaller kurup heyecan besleyenler çalacak kapı ararken AK Parti’de, belediye başkan adayları için ön kriterleri belirlemiş.

Başarılı olsa bile vatandaşla bağı iyi olmayan aday gösterilmeyecek. Çok çalışıp devasa projeler de ortaya koysa bile asıl hedef insanların gönlünü kazanmak olduğu için vatandaşla bağı iyi olmayan, vatandaşın gönlünü kazanamayan aday yapılmayacak.

Yüzü gülmeyen, tembellik eden, sahada olmayan başkan olamayacak. İşin ehli ve çalışkan olacak. Sempatik ve liyakat sahibi olması beklenen adaylardan, seçildikten sonra da aynı özelliklerini devam ettirmesi istenecek ve beklenecek.

Yani işi ehline verecekler. Doğrusu da bu değil mi?

İşinin ehli insanlar, hem devletin, hem de şehrin, yüz akıdır. O nedenle de görev, işi hakkı ile yapabilen kimselere verilmelidir.

İşinin ehli insanlar, doğru zamanda harekete geçip en doğru olanı yapabilen, düzenli, disiplinli ve planlı çalışan insanlardır, içinde bulundukları şartları değiştirerek başarıyı yakalar.

İşinin ehli insanlar, iyi gözlem yapar, kaynak oluşturur, ya da var olan kaynakları, en iyi şekilde değerlendirir, insanları takım haline getirir, doğru insanları, doğru yerlere yerleştirir, doğru teknolojileri alır ve teknolojilerin doğru kullanılmasını sağlar.

İşinin ehli insanlar, yeni bilgilere ve gelişmelere, ayak uydurabilmek için de kendini sürekli geliştirir.

Kendine güvenen ve başkalarına güven verebilen, olgun kişilikli, ilişkilerinde samimi ve empati yapabilen, geleceği görebilen insanlar, belediyelerin başarısında, önemli bir role sahip olurlar.

“Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder [Nisa 58]” ilahi emri bu işin sırrını en güzel şekilde bize bildiriyor.

Hadis-i şerif de de buyuruluyor ki: “İş ehli olmayana tevdi edildiği zaman, kıyameti bekle.” 

Gündüz gözüyle elinde fenerle dolaşıp “adam arıyorum adam” diyen Yunan Filozof Diyojen’in bakışıyla işinin ehli olan, oturacağı koltukla değerlenen değil, oturacağı koltuğa değer katacak bir insan arıyorsak…  

Gelecek hesabı yapanlar yerine, geleceği kucaklayan, değer katan bir insan arıyorsak…

Siyasette kendisine değer arayanlar yerine, siyasete değer katan bir siyasetçi arıyorsak…

Ağzından çıkan her kelimenin insanımız adına, ülkemiz için bir kaygıyı seslendirmesini, bir çözümü dillendirmesini bekliyorsak…

Vefalı, güler yüzlü, sevgi dolu yüreğiyle güneş gibi parıldayan, etrafını aydınlatıp yürekleri rahatlatan bir sima arıyorsak…

Devletin ve milletin âli menfaatleri açısından işi ehline vermek istiyorsak İstanbul için aradığımız isim İdris Güllüce’dir diye düşünüyorum.

Başkan Erdoğan’la yaklaşık olarak 38 yıllık bir dava arkadaşlığı olan Güllüce, 1980’li yıllarda Refah Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu’nda birliktedirler.

Refah Partisi’nin İstanbul’daki zaferinde oldukça önemli bir yere sahip olan Güllüce, AK Parti’nin kuruluşu ile birlikte partide aktif rol almıştır.

Üsküdar ve Kartal Belediyesi Meclis Üyeliği, 3 dönem Tuzla Belediye Başkanlığı yapan Güllüce Tuzla’yı İstanbul’un en modern ilçelerinden biri haline getirmiştir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekilliği, son olarak da AK Parti’nin 23. ve 24. dönem milletvekilliği görevlerinde bulunmuş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapmıştır.

Memlekette büyük devlet ve siyaset adamlığı kıtlığı varken yani “kaht-ı rical” mevcutken bu kadar sadık, vefalı, donanımlı ve İstanbul’a Anadolu’dan göç etmiş hiçbir grubun itiraz etmeyeceği bir isim, resim ortada iken adam aramak furuattır diye düşünüyorum. 

Hayırlısı Allah’tan…”

Editör: TE Bilişim