Tolgay Demir, dünyanın aslında düz olduğunu iddia eden bir makale kaleme aldı. Ay'a hiçbir zaman gidilmediği, gezegenimiz dışına hiç çıkılmadığı ve Dünya'nın yuvarlak olduğunu söyleyenlerin mason olduğu da bu iddialar arasındaydı.

AKP Fatih Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı ve Çevre ve Şehir, Kültür Birim Başkanı Tolgay Demir, yazısının başında bu teorinin dünyada 'çok ciddi tartışıldığını' ve 'saçma' bulunmasının da proje olduğunu öne sürdü.

"Ay'a, ayak basılmadı"

Yazısında NASA'nın paylaştığı fotoğrafların aslında photoshop olduğunu, Ay'a hiçbir zaman gidilmediğini yazan Demir, "Bu gezegenden hiçbir zaman dışarı çıkılamadı, ama kolayca çıkabiliyoruz görüntüsü verebilmek için bu yalanlar söylenmeye devam etmektedir. Bütün bunlar birleştiğinde ortada gizlenen ve gizlenmeye çalışılan büyük bir oyun olabileceğini bize göstermekte" dedi.

"Dünya küre diyenler mason"

Demir, dünyanın küre olduğunun son 500 yıldır kabul edildiğini ve bunu öne sürenlerin tamamının mason olduğu iddiasına da yazısında yer verdi. 

"Dünya düz ise neden insanlara küre olarak sunulmaya çalışılıyor?" sorusunu yönelten Demir'e yanıt, yine kendisinden geldi:

"Dünya'nın küre olması ve küre sistemde, trilyonlarca yıldız ve gezegen arasında bir toz zerresi şeklinde sunularak insanın değersizleştirilmesi evrim teorileriyle süsleyerek yaşamın anlamsız kılınması bir tür bilim dini projesinin sistematik şekilde devam etmektedir ve dünya üzerinde yapılan ankette yaşamın anlamsızlığı %77 oranına ulaşmıştır. Bu da insanları sadece tüketme ve çoğalma odaklı kapitalist sistemin köleleri olmaya dönüştürmüştür."

"Arkasında Cizvitler ve Vatikan var"

Yazısında Kuran'a atıflarda bulunan Demir, dünyanın güneş etrafında da dönmediğini ifade etti. 

Demir ayrıca dünyanın yuvarlak olduğu tezinin arkasında Vatikan, Cizvit Tarikatı ve Yahudiler'in bulunduğunu yazdı.

akgencfatih.com adresinde yayımlanan yazı bir süre sonra siteden kaldırıldı. Ancak web.archive.org adresinde olduğu halde bizde üşenmedik ve o müthiş yazı sayfalarımıza taşıdık.

O harkulede yazıdan önce sosyal medayada yer alan paylaşımdalrdan bir kaçını eklemekte fayda var.

Düz Dünya Teorisi

Öncelikle yazıma çok önemli bazı düşünür ve alimlerin bikaç sözüyle başlamak istiyorum biraz aşağıda konu ilerledikçe ne denli bağlantıların olduğunu şaşkınlıkla ve bazen hadi canım olurmu öyle şey denilerek bu çağda bu kafa olur mu şeklinde okuyacağınıza hiç kuşkum yok. ama bu teori dünyada çok ciddi tartışılmaya başlanmakta ve büyümektedir. Kimbilir belkide bu kadar saçma bulunmasının nedenide bir projedir.

Hadi başlayalım.
Dünyanın ilk resminde misket gibi yuvarlak olması, ama bazı şeyleri açıklayamayınca yana yatık demeleri, yine bazı şeyleri açıklayamayınca geoit demeleri ve tekrar zorlandıklarında ise dünyanın üstü altından daha geniştir gibi açıklamalar insanı artık bu durumu sorgulamaya itmeye başlamıştır. acaba dünyanın gerçek şekli nedir gerçek haritası nedir, açıklamalar neden çelişiyor neden tüm uzay kurumlar NASA'nın açıklamalarına göre hareket ediyor ve neden neredeyse tüm büyük uzay kurumlarında NASA'nın V sembolü bir şekilde iliştirilmiştir.

Örneğin NASA'nın uzay fotoğraflarının tamamının photoshop ürünü olduğu söylenmekte hatta dikkatli incelendiğine fotoğraflar arasındaki fark bile göze çarpmakta
Örneğin:

Birinde amerika kıtası çok büyükken diğerinde neredeyse onun yarısından daha küçüktür, ve her sene verilen fotoğraflarda akılalmaz photoshop çalışmaları vardır.
Bir diğer örnekte ise bulutların nasıl yapay bir şekilde klonlandığını görüyoruz.

Çok yakın zamanda hatırlarsanız Felix Baumgartner isimli bir kişi uzaydan dünyaya bir atlayış gerçekleştirmişti.

Bu atlayış sırasındaki kamerada dünyanın eğimini rahatça görüyorduk çünkü oradaki kameraların tamamı balık gözü lens denilen mercekli kameralar kullanılmıştır bu lensler kavis ve eğim vermektedir. Lakin aynı mesafeye normal mercek kullanarak bir kamera takılmış bir balon gönderildiğinde ise ortaya çıkan görüntü budur.

Görüntülerin çekildiği yükseklik aynıdır.

NASA tüm uzay çalışmalarında balık gözü lens kullanmaktadır, ve artık günümüzde bi çok telefon ve fotoğraf makinası üreticileri bunu tüm merceklerinde kullanmaya başlamıştır. ayrıca canlı uzay yayınlarının tamamı CGI programıyla düzenlenmektedir. hiçbir uzay yürüyüşünde yıldız göremezsini çünkü hiçbirisi uzayda çekilmez.
Tüm amatör uzay çekimlerinde normal mercek kullanılan hiçbir kamera dünyada en küçük bir eğim saptayamamıştır, bununla ilgili tüm deneyler internette mevcuttur. ufuk çizgisi nekadar yükselirseniz yükselin herzaman göz hizanızdadır.

Aya gidildi koplosuna zaten değinmeye gerek yok, çünkü artık gidilmediği ve görüntülerin studyo ortamında gerçekleştirildiğini gösteren bir çok kanıtsal görüntü ve analiz bulunmaktadır.

40 yıl önce gidebildiğimiz aya neden şuan gidemiyoruz sorusuna ise geçtiğimiz günlerde verilen cevap şudur: 
"NASA çalışanı Astronot DON PETit: Artık bunu yapabilecek teknolojiye sahip değiliz, ozaman vardı ama bunu yok ettik, tekrar o teknolojiye ulaşmamız çok zaman alacak."
İşte bunu diyen NASA şuan Mars'a insan göndereceğini belirtmiş ama yine geçtiğimiz günlerdede tekrar bundan vazgeçtiğini çünkü maliyetli olduğunu açıklamıştır.

İnsanlara sürekli olarak uzay konusunda oyalayıcı yalanlar sunulduğunu artık görmekteyiz.

Çünkü bu gezegenden hiçbir zaman dışarı çıkılamadı, ama kolayca çıkabiliyoruz görüntüsü verebilmek için bu yalanlar söylenmeye devam etmektedir.
Bütün bunlar birleştiğinde ortada gizlenen ve gizlenmeye çalışılan büyük bir oyun olabileceğini bize göstermekte.

"Tepemizde dönüp duran gökler
Büyücünün fanusu gibidirler:
Güneş bu fanus içinde lamba,
Biz de gelip geçen görüntüler."
Ömer HAYYAM (1048-1131)

Öncelikle Ömer Hayyam'ın belirttiğine baktığımızda dünyanın bir fanus gibi kapalı bir sistem olduğu ve güneşinde bu fanusun içerisindeki bir lamba olduğunu belirtmekte.
Hemen altında ise Hz mevlananın bir sözüne bakalım:

Peki gelelim bir diğer soruya, neden düz dünya, düz ise neden insanlara küre olarak sunulmaya çalışılıyor?
Öncelikle geçmiş tarihteki binlerce yıldır tüm medeniyetler için dünya düzdür ve üstü kubbeyle örtülüdür.

Özellikle son 500 yıldır küre dünya tam anlamıyla kabul görmeye başlamıştır ve ilginçtirki bunu öne sürenlerin tamamı mason kulübü üyeleridir.

Dünyanın küre olması ve küre sistemde, trilyonlarca yıldız ve gezegen arasında bir toz zerresisin şeklinde sunularak insanın değersizleştirilmesi evrim teorileriyle süsleyerek yaşamın anlamsız kılınması bir tür bilim dini projesinin sistemak şekilde devam etmektedir ve dünya üzerinde yapılan ankette yaşamın anlamsızlığı %77 oranına ulaşmıştır. Buda insanları sadece tüketme ve çoğalma odaklı kapitalist sistemin köleleri olmaya dönüştürmüştür.

KENAR NEREDE?
Öncelikle alttaki resimlerin soldaki düz dünya haritasını göstermektedir sağdaki ise birleşmiş milletlerin logosudur. Sanırım biraz dikkat çekmiştir.

1892 yılına ait Gleason haritasına baktığımızda üzerinde şöyle bir bildiri vardır; "BİLİMSEL VE PRATİK OLARAK DOĞRU" Bu Antartika buz çemberini görüyoruz. Gleason haritası basitçe zamanda geriye doğru gititkçe M.Ö 1000 yılına kadar uzanan "Azimuthal Equidistant haritasının bir yansıması gibidir. Azimuthal Equidistant haritası aynı zamanda Birleşik Devletler jeoloji Araştırma birimi USGS'nin resmi haritasıdır ve ayrıca birleşmiş milletler resmi logosu dünyada bilinen en eski küre 1492 yılına aittir. Bu aklınızda tutmanız gereken bir konudur çünkü bir çok kişi bu haritanın dünyanın düzleştirilmiş versiyonu olduğunu tartışıyor. Oysaki aslında küre gerçek düz dünya haritasının yuvarlanmış halidir eğer düz dünya haritası daha önce geldiyse ve bir sorun çıkarmadan küreye dönüşebiliyorsa o halde bu durum size küre aldatmacısının nasıl başarıya ulaştığı hakkında fikir verebilir şimdi, bir kenar olup olmadığına geri dönersek; Antartika buz duvarlarının arkasında bir kenar olduğu ile ilgili hiçbir kanıt yok. Ama birçokları belkide üzerinde yaşadığımız gezegenin son derece büyük yada, muhtemelen sonsuz olduğunu ileri sürmektedir. Bu iki senaryoda da daha fazla kara parçalarının halktan gizlendiğini varsaymak mantıklı olur. 1954 yılında, keşif konusunda uzmanlaşmış Amerika Donanma Subay Amirali Amiral Byrd 1945'te bir röportajda şöyle demişti: "Ama gariptirki, bugün Dünyada insan gözünün görmediği Amerika kadar büyük bölgeler var ve bu kutbun öteki tarafında güney kutbunun ötesinde bulunuyor. Hala henüz keşfedilmemiş bu kadar büyük yerler olması oldukça şaşırtıcı olduğunu düşünüyorum."

Gördüğünüz gibi Antartikayı geçince daha fazla kara parçası olduğunu iddia ediyor. ve o roportajdan sonra konu tamamen kapatılmıştır.

Eğer bu yerleşim arazisi küre üzerinde olsaydı Hint okyanusunda olması gerekirdi. Yeni keşfedilmiş 1907 yılında yayınlanan bir gazetede bulunan bir eski Budist haritası, daha fazla kara parçasını barındıran engin düzlem fikrini destekliyor.

Logo ve haritadada gördüğünüz gibi düz dünya konusunda dünyanın bir kenarı yoktur. Etrafı 360 derece buzullarla çevrilidir. O bölgelere serbestçe gitmek yapılan anlaşmayla yasaklanmıştır, yani hiçbir devlet ve hiçkimse oraya gidemez, sadece küçük bir bölgesinde bazı ülkelerin deneyler yapmasına üs kurmasına izin verilir onun ötesine geçemezsiniz. Dünya üzerinde bozulmayan tek anlaşmadır.

Güney kutbu diye bişey yoktur, dikkat ederseniz onun üzerinde hiçbir uçuş rotası yoktur
Kuzey kutbu denilen yer karaların bulunduğu tam merkezdir pusulalar işte bu merkezi yani kuzeyi gösterir.
El biruni yaptığı analizde dünyanın küre değil yuvarlak olduğunu söylemiştir, çünkü istikameti çember şeklindedir.

Dinsel inançlarımızda örneğin herkesin belli bir istikamete dönmesi küre dünyada imkansızdır, ama düz dünyada herkes aynı yöne örneğin Kabe'ye dönebilir.

EĞER DÜNYA DÜZSE GÜNEŞ NEREYE GİDİYOR ?

Güneş ne doğar ne batar, ama saat yönünde doğudan batıya doğru seyahat eder. Perspektiften dolayı doğuyor ve batıyor gibi görünür. Güneş ufukta, insan perspektifinin ufuk noktasında, gökyüzünün yerle buluştuğu noktada gözden kaybolur. Bu tamamen persfektif ve havanın içerisinde bulunan su buharının mercek etkisi yaratmasından ötürü batıyor gibi gözükür. Ama yapılan gözlem ve deneylerde güneş uzaklaşarak yok olur. Bununla ilgili deneyler internette mevcuttur.

Güneş 93 milyon mil uzaklıkta değildir. Çok daha yakın ve daha küçüktür, eğer denildiği gibi uzakta olsaydı aşağıdaki resimdeki ışıklar bu şekilde değil dik gelmesi gerekirdi.

Güneş ve ay dünyanın üzerinde dönmektedir, bunu aslında kutsal kitabımız kur'an gün'ün oluşumunu anlattığı bir ayetinde aynen şöyle demiştir:

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. (yasin 40)

Bir diğer ayet ise:
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler (enbiya 33)

Diğeri:
Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. (Zümer 5 )

Görüldüğü gibi hareket edenin güneş ve ay olduğu açıkla belirtilmektedir.

Ama kur'an bilime ters düşüyor gibi gözükmemesi için bazı mealciler bunu farklı yorumlama yoluna gitmişlerdir, halbuki bilim diye insanların önüne konan şey sahte iken Kur'an bunun doğrusunu söylemektedir.

Ay evreleri

Dünya güneşin bir tarafındayken örneğin 21 aralıkta ayın normal evrelerini görürüz. ama güneşin diğer tarafındayken mesela 21 haziranda, resimdeki şekilde evrelerin ters olması gerekirdi. Çünkü ışık farklı yönden gelmektedir ama bu hiçbir zaman olmaz. Biz her zaman ay'ın evrelerini aynı düzende görmekteyiz ve bu hiçbir zaman değişmez. Bu dünyanın güneşin etrafında dönmediğinin bir başka göstergesidir.

Bir diğeri ise uçaklar

Uçaklar dünyanın eğimini esas aldığımızda her 5 dakikada bir burnunu aşağıya doğru yönlendirmelidir. Eğimin hizasında kalabilmek için burnunu aşağıya yönlendirmek zorunda ama bu hiçbir zaman olmaz. Daha çok ilgi çekici şeyse uçaklarda bulunan jireskoptur. uçağın içerisinde yapay bir ufuk vardır. Jireskopa dayalıdır. yüzeyde jireskopu döndürürseniz dik durur nekadar eğer bükerseniz bükün jireskop herzaman dik şekilde kalır. O halde eğer uçağın jireskopu varsa ve dünyanın eğimini takip etmeye başladığında jireskop dik durur ve bu demektir ki yapay ufuk çizgisininde eğime göre geriye doğru dönmesi gerekirdi ama hiçbir zaman öyle olmuyor ufuk çizgisi hep düzdür. Bu uçağın eğim yerine düz bir yüzeyde uçtuğunun kesin bir kanıtıdır.

POLARİS Kutup Yıldızı:

Güneş ve güneş sistemindeki tüm gezegenlerle birlikte 600.000 mil hızla belli bir yöne doğru hareket ettiği söyleniyor. Bu kadar uzun mesafeleri bukadar büyük hızlarla kat ediyorsak gökyüzündeki yıldızlar neden hiç değişmez ve biz neden kutup yıldızını binlerce yıldır aynı noktada görmeye devam ederiz. Etrafındaki yıldızlarda kusursuz bir şekilde çember çizer. Bu yıldızların hareketinin bir kanıtıdır, dünyanın değil.

Köprüler ve Demiryolları:

Dünyanın küresel olmasının getirdiği eğim yani dünya trigonometrisine göre eğim hesaplandığında

Uzaktaki objenin her 2 km'de 20 cm aşağıda kalması gerekir, fakat yüzlerce km uzunluğundaki demiryolları hiçbir zaman eğim hesaba katılarak yapılmaz ve kusursuz şekilde düzdür. Üstelik bu düzlük su terasizi ölçümleriyle yapılmılmıştır.

DÜNYANIN ALTINDA NE VAR?
Bu tabikide cevaplanamaz bir sorudur çünkü varsayılan kenara hiçbir zaman ulaşılamadı. Ama birçok kişi, Dünya düz de olsa yuvarlak da olsa yinede uzayın ortasında dalgalanıyor olması gerektiğini varsayıyor. Bugüne kadar delinmiş en derin delik toplam 7,5 mil derinliktedir, ve ders kitaplarında gördüğünüz katmanların çoğu sadece spekülasyondur.
Dünyanın çekirdeği bir spekülasyondan başka bir şey değildir, O halde Dünya'nın altında nevar? Bu hepimiz için hala bir gizem.

GEMİLER VE TEKNELER UFUKTA NASIL YOK OLUYOR ?
insanlara dünyanın eğimi öğretilirken herzaman verilen örnek denizde yüzen bir geminin uzaklaştıkça önce altını sonra gövdesinin ve sonra direklerinin yok olduğu öğretilmiştir, bunun sebebininse eğimin yani ufkun ardında kalması gösterilmiştir, ama ufkun ardında kaldığı söylenen aynı gemiye dürbünle baktığınızda yine görüş açınıza girdiğini görürsünüz, tekrar kaybolduğunda teleskopla baktığınızda yine görüş açınıza girdiğini görürürsünüz. yani dünyanın eğimi hiçbir zaman bulunamamıştır kanıtlanamamıştır. bunu isteyen herkes deneyebilir.

DÜNYA'NIN ETRAFINI GEMİ İLE DOLAŞMAK DÜZ DÜNYA'DA NASIL MÜMKÜN OLABİLİR ?

Gayet kolay. Doğu-Batı yönünde seyahat edebilir ve sonunda tam olarak başladığınız yere dönebilirsiniz. Dünya'nın yüzü bir saate benzer. Aslında saatler de Dünyamızın gerçek görünümüne göre dizayn edilmiştir. Eğer pusulayı doğu boyunca yeterince takip ederseni, tam bir çember çizmiş olursunuz. Batı yönünde yeterince yol alırsanız da aynı şeyi yaparsınız. Daha öncede söylediğimiz gibi, Düz Dünya haritası küre modelinden çok daha önce vardı ve kolaylıkla küreye dönüştürülebiliyor. Yani, küre üzerinde yaptığınıza inandığınız her şey aslında Düz Dünya üzerinde de yer alıyor.

MEVSİMLER NASIL OLUŞUYOR ?

Güneş yakın ve küçüktür. Düz dünya'nın çevresinde ve yukarısında spiral şekilde çember çizerek dolaşır. Yengeç dönencesi üzerindeyken Kuzeyde yaz ayları, oğlak dönencesi üzerindeyken de Kuzeyde kış ayları olur. Yani, Güneş Kuzey kutbundan yani Düz Dünya'nın merkezinden uzaktayken, Kuzeyde kış, Güneyde yaz olur. Güneş bize söylendiğinden daha küçük ve yakın olduğundn dolayı, mevsimleri yaşayabilmemiz çok daha matıklı geliyor.

YER ÇEKİMİ (Gravity)
Dönen küre modelinin işleyebilmesi için yerçekimi kavramı bir zorunluluktur. İnsanlar idrak bile edemeyecekleri bir hızla uzayda süratle ilerleyen bir kürenin üzerinden düşmeyeceklerine kolayca inanırken, hareketsiz düz bir düzlemde yaşamanın çok daha kolay olduğunu inkar ediyorlar. Yerçekimi bütün bu açıklanamayan olayların günah keçisidir ve hiçbir zaman kanıtlanamamıştır. Eşyaların düşmesinin ya da dalgalanmasının nedeni yoğunluk ve kaldırma kuvvetidir. Eğer bir şey havadan daha ağırsa düşer. Eğer havadan hafifse dalgalanır.

örneğin bir kalemi yere bırakırsanız düşer çünkü kalemin yoğunluğu havanın yoğunluğundan fazladır. Ama helyum havadan hafiftir, bu sebeple helyum balonunu bırakırsanı düşmez yükselir.

Yerçekimi yani İngilizce olarak Gavity, Masonların küre dünya modelindeki insanlara sistematik şekilde sundukları sihirli sözcüktür, açıklanamaz herşey yer çekimine bağlanmaktadır. çünkü bu sayede küre dünyada nasıl ters duruyoruz sorusunun cevabı olarak yine bu söylenir ve soran kişi bir daha o soruyu sorgulama ihtiyacı hissetmez.

CORIOLIS ETKİSİ ?
Coriolis Etkisi'nin Dünya'nın dönmesinin bir sonucu olduğunu ve bunun Dünya üzerinde hareket eden objenin sapmasının sorumlusu olduğunu söylüyorlar. Kuzey yarımkürede sağa doğru, ve Güney yarımkürede sola doğru. Problem şuki; hortumlar ya da lavabodaki suyun hareketi her zaman önceden tahmin edilemez. Her iki yarımkürede de her iki yöne doğru dönebildikleri gayet iyi biliniyor. Ayrıca, Coriolis etkisinin sahte olduğunun kanıtı olan bir diğer çelişki de; Dünya üzerine uçan hiçbir aracın bunu hesaplamak zorunda olmamasıdır. Eğer saatte 17 mil hızla giden bir mermi bu etkiyi hesap etmeliyse, o halde saatte 550 mil hızla giden bir uçak; kesinlikle hesap etmek zorundadır. Bizlere hep atmosferin de Dünya'nın dönüşü ile birlikte hareket ettiği, o denenle uçakarın bundan etkilenmediği söylenir. Peki mermi neden etkilensin ki? Özellikle de uçaklardan çok daha hızlı giderken?

SONSUZ UZAKLIĞI NEDEN GÖREMİYORUZ ?
Bu da eğer Dünya düz ise bir takım şeyleri görmesi gerekirken neden göremediğini merak edem kişiler için. Neden Eerest Dağı'nı Dünya'nın herhangi bir yerinden neden göremiyorum diye birçok kez soruldu. Ayrıca Amerika'nın doğu kıyılarından İspanya'yı neden göremiyorum diye soruldu. Kir, toz, çiğ, yağmur, hava kirliliği, duman, bulut, sis, kar vb. şeylerin yanı sıra, görüşünüz algınızın ufuk noktası ile sınırlıdır. Telefonunuzun hava durumu uygulamasında bulunduğunuz bölgedeki görünebilirlik derecesini kontrol edin.

TEK UZAY PROGRAMI NASA DEĞİL. DİĞERLERİDE Mİ İŞİN İÇİNDE ?

Evet. Eğer NASA'nın resmi logosui amblemi ve mührüne bakarsanız, en belirgin objenin süzülen kırmızı obje olduğunu görürsünüz. Buna zikzak ya da vektör diyorlar. Eğer NASA'nın halkla ilişkiler ofisine neden bu sembolün logo, amblem ve mühürlerinde çokça kullanıldğını sorarsanız, size bunun 1950'lerde yaratılmış hipersonik bir kanatı temsil eden bir tasarım olduğunu söylerler. logonun yapıldığı tarih bu çok önemli değil ama belki birileri, 1992'de kurulan Rusya Federal Uzay Ajansı Roscosmos!a neden aynı logoyu seçtiklerini sormak isterler. Bu arada gidip 1996'da kurulan çin Ajansına neden 1950'lerde tasarlanmış hipersonik kanat sembolünü resmi logolarında kullandıklarını sorabilirsiniz. Japonya, Güney kore, Tayvan, Malezya, Meksika, İran, Bulgaristan bütün bu ülkelerin hepsi uluslararası uzay ajanslarının resmi logolarında vektör sembolünü kullanıyorlar.

BU ALDATMACANIN SORUMLUSU KİM ?
Cizvitler ve Vatikan uzayla ilgili her konuyla yakından ilgili oldular. Buna ilk teleskopa sahip olmak ve günümüzde de Dünya'nın en büyük gözlemevleri ve teleskopkarına sahip olmak da dahildir. Cizvitler Cemiyeti binlerce yıllık düz Dünya kozmolojisini gömmeye çalışırken, bir yandan da 500 yıldır Güneş merkezli teoriyi aktif olarak yaymaya devam ediyorlar. Cizivitler bildiğimiz bütün güçlerin hakimidirler ve yüzyıllar boyunca dünyayı yönetirken son derece acımasız olmuşlardır. Kaostan tek Dünya düzenini kurmak için kimin öldürüldüğü ya da ne yapılması gerektiği önemsizdir. Bunlar, Rothschilds gibi insanlar ve diğer tüm bankerler, özellikle masonlar olmak üzere gizli cemiyetler, bunun yanında siyonist yahudiler ve özellikler de yönetimdeki siyonist yahudiler üzerinde hakimdirler ve derin bir ortaklıkları vardır. NSA, CIA, FBI, Mossad, KGB, Roundtable, 300 komitesi, Tavistock Enstitüsü, Lucis Trust Publishing, Bilderberg Grubu ve yabancı ilişkiler konsülü gibi bütün ajanslar ve hükümete bağlı düşünce kuruluşları, ABD başkanlığı, kongre, yüksek mahkeme, hükümet temsilciliği gibi mevzuatlar üzerinde hakimler. Cizvit tarikatının yahudiler tarafından kurulduğu söyleniyor. Görülüyor ki, soykırım da dahil olmak üzere, tarihin en büyük bazı aldatmacalarının arkasında, yine yahudiler var. Ayrıca masonlar da bu illuminati elitlerine hizmet etmek üzere farklı gündemler yaratmak için dünyanın dört bir yanına yayıldılar.

YALANIN NEDENİ NE ?
Onların amacı bizi 'septilyonda bir' bir gezegenin üzerinde sınırsız uzayda uçtuğumuza ikna etmek. Bu rakamları nerden buluyorlar? Septilyonda 24 tane sıfır vardır. 14 milyar yıl önce gerçekleşmiş bir patlamanın neden olduğu kozmik bir kazadan başka hiçbir şey olmadığımızı düşünmemizi istiyorlar. Bu sonuca nasıl vardılar, bilinmemektedir. kökenimizi anlamamızı istemiyorlar, ve hayatın anlamsız olduğuna inanmaya devam etmemizi istiyorlar. Propogandaları 'Antik Uzaylılar'dan başka bir yerde aramayın. Bizi programladıkları sayısız filmlei showları saymıyorum bile. Bu sadece düz Dünya & yuvarlak Dünya meselesi değil. Bundan çok daha büyük. Küre Dünya zamini için ihtiyaç duydukları gerekli her şey önceden hazırlandı. Hatta bizi sahte bir uzaylı istilası ile ya da her zaman aramızda olan, uzak galaksilerden gelmiş varlıkların açıklanması ile şok edebilirler. kim bilir? Dünya'yı küreye çevirmenin bir diğer nedeni de ekstra kara parçalarını saklamak. Eğer bu geniş bir düzlük ise ve eğer Antartika'nın ötesinde başka kara parçaları, okyanuslar varsa, bunları saklamanın en kolay yolu Dünya'yı bir top gibi sarmalamak ve sanki dahası yokmuş gibi, her şey çoktan keşfedilmiş gibi göstermektir. Küre modeli, sorgulayan zihinler için tam teşekkürlü bir köleliktir.

DÜNYA DÜZ İSE BU NE ANLAMA GELİYOR ?
Bu demek oluyor ki, insanlığın kökeni bizlerden kasıtlı olarak saklandı. Erkek, kadıni çocuk, çok büyük bir ölçüde kandırıldınız. Düz Dünya, kapalı düz Dünya. genişleyen düz Dünya, hatta sonsuz tavan bariyeri ile sonsuz uzanan düz Dünya ya da belki de üzerimizde ve altımızda başka bir düzlemle. Demek oluyor ki burası "yaratıldı". Siz tasarlandınız, siz yaratıldınız. siz özelsiniz ve bir amaçla yaratıldınız. Sizden özellikle saklanmış bir amaç. Dünyamızı ve var oluş amacımızı bilmemiz gerekiyor. Her şeyi kontrol eden ve bu üretilmiş gerçekliği besleyen ekonomik para sistemi tarafından uyutulduk. Birçoğumuz köle olduğunu biliyor. Filmler, televizyon programları, oyunlar ile kaçmayı arzulamamız şaşılacak bir şey değil. Düz Dünya bilgisi doğru yönde atılmış bir adımdır. Bu bizden alınamayacak bir şey.
Yukarıda bahsettiklerim bir düz dünya teorisidir ve bir çok insanı acaba sorusuna itmektedir. Kimbilir belkide gerçekten düz dünyadayızdır.
Herkese iyi araştırmalar dilerim.

Tolgay Demir
Çevre, Şehir ve Kültür Başkanı

Editör: TE Bilişim