Çakıcı son gönderdiği mektupta çarpıcı açıklamalar yaparken kanse olduğunu da söyledi.

Çakıcı "Bolu F Tipinin sizinde bildiği gibi 50 metre uzağındaki çimento fabrikası kimyasal toz salgılayarak 15 hastalığımdan biri olan KOAH hastalığımı tetikleyerek Tekrar Köroğlu Devlet Hastanesine yatırıldım 1. Yatırılışımda ve diğer hastalıklarımda beni ameliyat eden doktorlar göbek fıtığı kaynaklı bağırsak düğümlenmesine bağlı olarak 15×15 greft koyup dikmişlerdir. Hastalığım iyileşmiş durumunda kolon kanseri teşhisi konulduğundan kolonoskobi yapılması için KOAH hastalığımın normale girmesi ve ardından kötü huylu olduğu taktirde kolon kanserinden ameliyat olacağım raporlarımda sabittir." dedi.

İşte o çarpıcı satırlar;

Sayın genel müdürüm ve genel müdür yardımcım, Mehmet Fatih Berivan'lı size genel müdürüm ve genel müdür yardımcım demem devlete saygımdandır.

Ömrümde hiç kimseye yalakalık yapmadım, size de yapmam.

Daha evvel Edirne cezaevinde bütün sağlık dosyalarım bir ay kaybolmuştu. Elimdeki dosyalarım birer kopyasını internete koyunca dosyalarımın tümünü cezaevi doktoruna teslim edildi.

Cezaevi doktoru 1 ay boyunca dosyalarımın kaybolduğunu, içinden bazı önemli evrakların alındığı konusunda Edirne 2. Sulh ceza mahkemesinde ifade verdim. Bolu aile doktorunun 15 hastalığımı ve bunların içinden 7-8 tanesinin ölümcül hastalık olduğunu cezaevi kurumuna bildirdim rapor da avukatıma bilgi verilip avukat aracılığıyla ailesinin bilgilendirilmesi hususunda rapor tanzim etmiştir. Cezaevi idaresinde Bolu cumhuriyet başsavcılığına aynı konu ile ilgili ıslak imzalı resmi yazıyla ekine ekliyorum.

Sayın müdürlerim, resmi evrakı idare kaybederek başı gecen doktor raporu ile ilgili cumhuriyet baş savcılığına nasıl yazı yazabilirler? Cezaevi aile doktorunun 17.02.2017' de yazmış olduğu bu yazıdan sonra cumhuriyet Başsavcılığını bilgilendirerek Bolu Abant Tıp Fakültesinin kontrolden Sonra Bolu Köroğlu Hastanesinde bizzat fakülde doktorlar tarafından ölümcül bir ameliyat geçirdim. Daha sonra taburcu edildim.

Bolu F Tipinin sizinde bildiği gibi 50 metre uzağındaki çimento fabrikası kimyasal toz salgılayarak 15 hastalığımdan biri olan KOAH hastalığımı tetikleyerek Tekrar Köroğlu Devlet Hastanesine yatırıldım 1. Yatırılışımda ve diğer hastalıklarımda beni ameliyat eden doktorlar göbek fıtığı kaynaklı bağırsak düğümlenmesine bağlı olarak 15×15 greft koyup dikmişlerdir. Hastalığım iyileşmiş durumunda kolon kanseri teşhisi konulduğundan kolonoskobi yapılması için KOAH hastalığımın normale girmesi ve ardından kötü huylu olduğu taktirde kolon kanserinden ameliyat olacağım raporlarımda sabittir.

Metazori olarak Bolu F Tipi Cezaevine getirilmeden Keskin T Tipi Cezaevine hasta halimle getirildim. Sağlık durumum göz önünde bulundurulmamıştır. Rızam ve isteğim olmamıştır. Getiren askerlerden asla şikayetçi değilim. Şikayetçi olduğum kimseler hastalığımla ilgili olan Köroğlu Devlet Hastanesinin bütün yetkileridir.

Rapor ve imzamı olmadan hangi gerekçelerle beni metazori oradan tahliye ettiler? Sayın gelen müdür yardımcısına Mehmet Fatih Berivanlı beni Hacılar F Tipinden Tekirdağ'a, Tekirdağ'dan Edirne'ye siz sürdünüz 85 tane mahkumu sevk ettikten sonra beni 250 tane PKK'lı ve 50 komünistin içine gönderdiniz. Orada yaşanan olayları biliyorsunuz ama benim için önemli değil.

14 temmuz günü beni Bolu Cezaevine siz sürdünüz. 15 temmuz sabahı Bolu Cezaevine girdim 15 temmuz öğleden sonra 85 tane mahkumu Türkiye'nin değişik yerlerine sevk ettiniz. İhtilal provası kontrol altına alındıktan sonra bütün adli mahkumları sevk ettiniz 250 tane devlet düşmanının içinde adam gibi yattım biliyorsunuz? Köroğlu devlet hastanesinden metazori çıkarılmamın yine sizin emrinizle olduğunu da biliyorum.

Keskin T Tipi Cezaevine her türlü kontrolümün cezaevi tarafından yapılmasından sonra koğuşuma konuldum. Yatmaya hazırlanırken cezaevi 1. Cezaevi müdürünün şoförü ve 2 ispiyoncusu odama geldi. Kamera kayıtlarında bellidir.Bir müddet sonra İbrahim ve Mustafa isimli memurlar çıktı. 1. Müdür şoförü bana "abi bizim için çok önemli FETÖ'cümüsün diye sorunca çıldırdım. 08.08.2017 tarihli 12 sayfalık yazımda o gün ki ve o günden sonra gelişen bütün olayları kamuoyuyla paylaşarak cumhurbaşkanı ve adalet bakanlığının bilgilendirilmesini istedim.

Geldiğim zaman baş memurlukta 1. müdür Şükrü 2. müdür Halit ve 2. Müdürler baş müdürlükte oturuyorlardı kamera kayıtlarında sabittir.

İlk olay patlayınca 1. Müdür, ve diğer müdürler kontrol odasında olayı seyrettiler, müdahale etmediler. Olay gecesi tutanak tutuluyor. 1. Müdür Şükrü olayı kapatmak için 2. Müdür Halit kapatmak için olayı kapatmak için tutanağı tutan şahısa baskı uygulamıştır. Tutanağı tutan memur görevini yapmıştır. Tutanağı işleme koymayan müdürler yasal suç işlemişlerdir. Şu ana kadar hala ifadem alınmamıştır. 18.08.2017 ye kadar tamamen ört bas etilmiş benim ne sözlü nede yazılı ifademe baş vurulmamıştır.

Sayın genel müdürüm ve sayın müdür yardımcım 777000 km'lik vatan sathının her yerine ya yüksek düzeyli güvenlik görevlerine yada şahsımıza verilmiş özel güvenlik görevleriyle gidiyor musunuz. Bu aziz vatanın her zerresine bu kadar hastalığım olmasına rağmen hastalıklarımı bahane etmeden müfettiş tarafından ifademin alınım Türkiyemin kuzeyi,güneyi, doğusu,batısı bu alan içerisindeki hangi yere gönderirseniz benim için şereftir.

Sayın genel müdürüm ve sayın gelen müdür yardımcım, sizin kutsal olduğunu bildiğim için Türkiye'nin her yerinden olmayan kirli bilgi akışı olabilir. Size bildirilen bilgilerin bazı mutlaka doğru olduğu gibi bazılarının da kirli bilgi olabileceğini lütfen araştırınınız. Bu 5 satırlık yazımda sakın size yalakalık yaptığımı lütfen düşünmeyiniz, dünyada ve ahrette yalnızca Allah'a karşı sorumluluk hissediyorum. Her ikinize de saygılarımı arz ederim.

Alaattin Çakıcı

Editör: TE Bilişim