KÜÇÜK OĞLAN VE ŞİŞKO ADAM
6 Ağustos 1945, Hiroşima. Saat 8 15. Japonların dışarıda en yoğun olduğu sabah vakti. ABD’nin Uranyum-235 tipi atom bombası "Little Boy" (Küçük Oğlan)Hiroşima’ya bırakıldı. Yaklaşık 45 saniye yere inen bomba, Shima Hastanesi’nin 570 metre üstünde infilâk etti. Çapı 230 metre, sıcaklığı 4000°C olan bir alev topu saniyede 440 metre hızla her yöne doğru genişlemeye başladı. 30 saniyede 12 kilometrelik bir alana yayılan bu şok dalgaları, patlamadan 8 dakika sonra 9000 metre yükseklikte mantar bulutuna dönüştü. Ne olduğunu anlamayan on binlerce Japon aynı anda hayatını kaybetti.

Üç gün sonra, Nagasaki. Saat 11.02… Bu kez, Plütonyum-239 tipi atom bombası "Fat Man" (Şişko Adam), ikinci büyük katliamı gerçekleştirdi. Yine, on binlerce Japon, aynı anda hayatını kaybetti ve binaların yüzde 36'sı tamamen yok edildi. O an ve daha sonra bombanın tesiriyle ölenlerin sayısı 143 bini geçti.

Her iki şehirdeki ölümler, yüz binleri buldu.

KATLİAM UÇAĞINA ANNE ADI
Hiroşima’ya atom bombasını atan uçağın adı Enola Gay’di. B-29 Superfortress modeli bombardıman uçağına bu ismi, pilotu Paul Tibbets vermişti. Bu, annesinin ismiydi. Yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan uçağa bir annenin adının verilmesi garip bir durumdu. 2007’de ölen Paul Tibbets, bombayı attığı için hiç pişman olmadı.

SAVAŞI BİTİREN BOMBA

2. Dünya Savaşı, 1 Eylül 1939’da Almanların Polonya’yı işgali ile başladı. Japonya’nın 7 Aralık 1941’de Pearl Harbor baskını sonucu Amerika da savaşa dâhil olunca, insanlık târihinin en büyük ve en kanlı savaşı başladı. Altı yılda milyonlarca insan öldü. En büyük katliam ise savaşı sonlandıran atom bombasının atılması ile oldu. Milyonların yanında yüzbinler çok değildi belki ama, zaman açısından bakıldığında târihin gördüğü en büyük katliamdı. Çünkü, yüz binden fazla insan, aynı anda öldü. Atom bombalarından sonra Japonya teslim oldu ve 2. Dünya Savaşı, başladığından altı yıl bir gün sonra 2 Eylül 1945’de resmen sona erdi.

BOMBA GEREKLİ MİYDİ?

Aslında, Almanya’nın 7 Mayıs 1945’de teslim olmasıyla Japonya’nın da savaştan çekilmesi işâretleri başlamıştı. Japonya, 10 Temmuz 1945'te Almanya'nın Potsdam kentinde müttefiklerin liderleri Truman, Stalin ve Churchill'in de katıldığı toplantıya katılmak istediyse de reddedildi. 26 Temmuz 1945'de, bu sefer müttefiklerden Japonya'ya bir çağrı geldi. Ama, Japonların kabul etmeyeceği bir şekildeydi. Japonya’dan, imparatorluk sisteminin korunmasına dair maddenin kaldırılmasını istediler. İmparator Suzuki, bu sebepten barış girişimini reddetti. Bundan 10 gün sonra Japonya'ya atom bombalarının birincisi atıldı. Amerika, Pearl Harbor'un intikamını aldığını iddia etse de asıl sebep elindeki silahı kullanmak için bahâne aramasıydı.

TRUMAN SHOW
12 Nisan 1945'te Franklin Delano Roosevelt öldü ve yerine getirilen Truman, atom bombası saldırılarının zaman ve mekânını seçme işlemlerini başlattı. Böylece ABD, elindeki teknolojiyi kullanarak kendisini tehdit edecek ülkelere göz dağı vermiş olacaktı. Tokyo ile Nagasaki arasında (Tokyo'nun batısı ve Nagasaki'nin doğusu) bulunan şehirler incelemeye alındı. Tespit edilen şehirlere hava saldırısı yapılmayacağı söylentisi çıkarıldı ve bu bölgelere göç edilerek nüfusunun artması sağlandı. Atom bombası için önceden uyarı yapılmayacaktı. Ağustos başında Truman son kararını verdi. Birinci hedef, Hiroşima; ikinci hedef, Nagasaki idi. Enola Gay’in bir kısım mürettebatı bile bomba atılmadan hemen önce atom bombası taşıdıklarını öğrendi.

ATOM BOMBASININ HİKÂYESİ

1896’de Henry Becquerel’in radyoaktiviteyi bulması ve karı-koca Curielerin çalışmaları sonucu, 1933 yılında yapay radyoaktivite keşfedildi. Bu keşif, İtalyan fizikçi Enrico Fermi’yi çok etkiledi. Bu konuda deneyler yaptı ancak, sonuca ulaşamadı.

Alman kimyacı Otto Hahn ve Avusturyalı fizikçi Lise Meitner de atom konusunda çalışıyordu. Lise Meitner, Yahudi kökenli olduğu için 1938’de Almanya’dan İsveç’e kaçmak zorunda kaldı. Meitner, atomun parçalandığını Hahn’dan öğrenince bunu tanınmış fizikçi N. Bohr’a anlattı. Bohr atomun parçalandığına inandı ve yeni bir deney önerdi. Meitner deneyi yaptı ve başarılı odu. O günlerde Einstein ile görüşmek için ABD’ye giden Bohr sâyesinde ABD’li bilim adamları Almanlar’ın atomu parçaladığını öğrendi.

EİNSTEİN’IN ROOSVELT’E MEKTUBU

Eşi Yahudi olan İtalyan fizikçi Fermi, 1938’de Nobel ödülü kazandıktan sonra Avrupa’dan ABD’ye kaçtı. Uranyum atomunun parçalandığını öğrendiği sırada ABD’de Columbia Üniversitesi’nde idi. Deneylerine devam ederek nükleer enerji açığa çıkardı. Arkadaşlarıyla birlikte Roosvelt’e ulaşması için bir mektup yazıp Einstein’a gönderdiler. Mektupta, Almanlar’ın da atom bombası yapabileceğini ve önlem alınmasını vurguladılar. Einstein mektubu okudu ve 2 Ağustos 1939’da altına imzâ atıp Roosvelt’e ulaştırdı.

Roosevelt, Einstein’in mektubunu alınca “uranyum komitesi” adlı bir kurulu görevlendirdi ve atom bombası çalışması resmen başladı. Fermi, Chicago Üniversitesi’ne geçti ve oradaki nükleer fizik ekibiyle büyük bir nükleer reaktör yaptı. Burada, nükleer zincirleme reaksiyon gerçekleşince bomba yapma olasılığı daha da arttı.

MANHATTAN PROJESİ

ABD’nin atom bombası projesi, 1942’de ordu tarafından ele alındı ve “Manhattan Projesi” kod adı verildi. 1942 yılında, uranyum zenginleştirme, plütonyum üretme ve “uranyum bombası” ile “plu tonyum bombası” yapma amacıyla 3 gizli şehir kuruldu.

Projeninbaşına, General L. Groves getirildi. Bilimsel proje yöneticisi de fizikçi Robert Oppenheimer oldu. Üç gizli şehir için ABD’de birbirinden uzak üç büyük ve boş arazi seçildi. Projede çalışan 130.000 kişi bugünkü değerlerle 2 milyar dolar bütçeyle üç yılda atom bombasını üretti. Zenginleştirilmiş uranyumdan yapılan bomba Hiroshima’ya, plütonyumdan yapılan ise Nagasaki’ye atıldı.

ASLINDA SİYONİST PROJESİ

Yahudi bilim adamları tarafından icat edilen atom bombası projesi, Siyonistlerce desteklendi. Avrupa’da tamamen Siyonist önderlerin kontrolü altında yürütülen çalışmalarda, bombanın teorik temelleri atıldı. Üretimi ise ABD’de gerçekleşti. 2. Dünya Savaşı başlarında Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden Amerika’ya göç eden Yahudi bilim adamları bir araya gelerek o zamanki Devlet Başkanı Theodor Roosevelt’le üretim üretim konusunda anlaştılar.

Bombanın finansmanını, üç büyük Siyonist milyarder üstlendi. Bernard Barudi, ABD Devlet Başkanları’nın ekonomi ve savunma danışmanı ve milyarder silah tüccarıydı. Robert. Oppenheimer ve Bertrand Leopold Goldschidt ise milyarder işadamları ve atom bombasının yapımını yöneten bilim adamlarıydılar.

ABD, atom bombası için çalışma başlattığında savaşa girmemişti.

Editör: TE Bilişim