İşte o yazılar...

"Andımız karşıtlarının beş türlü riyakârlığı" (22 Ekim 2018)

BİRİNCİ TÜR RİYAKÂRLIK: “Minnacık çocuklara soğukta yemin mi ettirilir” derler... Ama minnacık çocukların tacize falan uğramasına pek ses etmezler.

İKİNCİ TÜR RİYAKÂRLIK: ‘Andımız’la faşizm arasında kolaylıkla bağ kurarlar... Ama en azılı baskı politikalarına destek vermekten kaçınmazlar.

ÜÇÜNCÜ TÜR RİYAKÂRLIK: “Çocuklara devlet ideolojisi benimsetilemez” derler... Ama hayallerinde hep kafalarına göre nesiller yetiştirmek vardır.

DÖRDÜNCÜ TÜR RİYAKÂRLIK: “Çağdaş dünyada kaldı mı böyle uygulamalar” derler... Ama çağdaş dünyada var olan şeylere “Bize uymaz” diye itiraz ederler.

BEŞİNCİ TÜR RİYAKÂRLIK: “Danıştay’ın verdiği karar baştan sona yanlıştır” derler... Ama yeri geldiğinde “Yargı kararıdır, biz karışamayız” derler.

***

Ne iş Danıştay? (21 Ekim 2018)

Siyasi partilerin “Andımız” konusundaki tutumları aşağı yukarı şöyle:

AK PARTİ: Danıştay’ın verdiği kararı Anayasa’ya aykırı buluyor. Bütün sözcüleri benzer açıklamalar yapıp Danıştay’ı eleştiriyorlar.

CHP: Önümüzdeki yerel seçimde HDP tabanından oy almayı düşündükleri için olaya bodoslama dalmıyorlar. Partinin önde gelen isimlerinin çoğu susuyor!

HDP: Karara net bir şekilde destek vermeyen parti... Irkçı olarak nitelendirdikleri ‘Andımız’ın yeniden yürürlüğe girmesini geriye gidiş olarak görüyorlar!

MHP: Genel merkez binasına astıkları kocaman Andımız pankartıyla nerede durduklarını gösterdiler... “Andımız”dan yana tavır alıyorlar.

İYİ PARTİ: MHP’nin bir adım önüne geçmek için “Andımız” konusunda mübalağalı bir tutum içindeler. Bütün sözcüler, Danıştay kararını hararetle destekliyor.

Buradan çıkan sonuçlar şunlar:

AK Parti ile HDP aynı safa düşmüş gibi...

MHP ile AK Parti ayrı noktalarda kalmış gibi...

MHP ile İYİ Parti aynı noktada buluşmuş gibi...

CHP ne yapacağını bilemez hale gelmiş gibi...

Size bir şey söyleyeyim mi?

Yeryüzünün bütün siyasi çakalları, ülkenin siyasi tablosunu bir anda allak bullak edecek plan üstüne plan yapsalardı...

Böylesine kusursuz bir hamleyi kıvıramazlardı.

İnsan ister istemez...

“Ne iş Danıştay ne iş?” demeden duramıyor.

***

‘ANDIMIZ’ OKULLARDA YENİDEN OKUTULMALI MI? (7 Eylül 2018)

Biraz geç de olsa Atatürk’ün kadrini kıymetini anlamış biriyim.

Cumhuriyet’i yürekten destekliyorum.

Millet bilincine sahip olmamız gerektiğine inanıyorum.

Atatürk’ün yüz yıl önceden yüz yıl sonrayı görebildiğinin farkındayım.

Özgürlükçü laikliğin önemini kavramış durumdayım.

Kısacası kurucu değerlerimizle tam bir mutabakat içindeyim.

Fakat bütün bunlara rağmen...

Her sabah okullarımızda minicik çocukları hazır ola geçirip yeminler ettirilmesini, antlar içirilmesini falan fazlasıyla Kuzey
Kore buluyorum.

Ettirilen bu yeminin, içirilen bu andın Atatürk’e de kurucu değerlerimize de hiçbir fayda sağlamadığını, sağlamayacağını düşünüyorum.

Darılmaca, gücenmece, kızmaca falan yok.

Samimiyetle ne düşünüyorsam onu yazdım vallaha!

Editör: TE Bilişim