Başbuğ Alparslan Türkeş konuşmasında, Dört defa sıkıyönetim mahkemesine çıkartıldığını ve idamla yargılandığını söylemiş. Sebebin ise Turancılık olduğunu yani, Türkiye dışında yaşayan Türklerin kurtulması için çareler aranması gerektiği, bunu söylediği için idamla yargılandığını anlatmış.

Başbuğ Alparslan Türkeş konuşmasının devamında ise Türkiye’deki herkesin Turancı olduğunu ve kendilerine bir şey kalmadığını gülümseyerek anlattı. Bunun zararının olmadığının altını çizen Başbuğ Alparslan Türkeş bir şey istemediklerini söylemiş.

Irkçılık-Turancılık Davası

7 eylül 1944 yılında başlayan, 29 mart 1945’e kadar uzanan dava sürecidir. Aralarından Başbuğ Alparslan Türkeş’in ve Hüseyin Nihal Atsız’da bulunduğu 23 kişinin, 65 celse boyunca yargılandığı davadır.

Sonuçta davaya muhatap olanların 10 ay ve 10 yıl arasında değişen ağır cezalar ve sürgün cezaları da almışlardır.

Başbuğ Alparslan Türkeş’in yanı sıra, Zeki Velidi Togan hükümeti devirmeye çalışmaktan suçlu bulunan tek kişi olmuştur. Reha Oğuz Türkkan ise gizli örgüt kurmaktan, ceza almıştır. Hüseyin Nihal Atsız; 3 Mayıs mitinginden dolayı suçlu bulunmuştur.

Karar verildi

Kararın başlangıcında yer alan bir cümle oldukça dikkat çekiciydi “vatana ihanetleri sabit olanlar...”

Dava, 7 Eylül 1944'te başladı ve 29 Mart 1945'e kadar sürdü.

Yargılama sonucunda aralarında Zeki Velidi Togan, Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cemal Oğuz Öcal’nda bulunduğu 10 sanık çeşitli cezalara çarptırıldılar.

Verilen karar temyiz edildi. Askeri Temyiz Mahkemesi kararı bozdu, sanıklar 26 Ekim 1945 tarihinde tahliye edildiler, 31 Mart 1947 günü de sanıkların tümü hakkında beraat kararı verildi.

Bu dava Türkiye’nin ilk ve tek ırkçılık davasıdır.

Editör: TE Bilişim