“Evimizin büyüğü Necip Fazıldı” diyen Cömert, Nurettin Topçu’dan komşu evin büyüğü gibi bahsedilmesinde Üstad’ın etkili olduğunu kaydetti.

Cömert, Topçu’nun, Necip Fazıl’ın eleştirilerini haketmediğini; bu sözler sebebiyle Topçu’nun seviyesinden ve kalitesinden mahrum kaldıklarını da itiraf etti.

Karar yazarının Büyük Doğucuları kızdıracak yazısı şöyle:

“Nurettin Topçu, benim dünyamda vardı. Mektepli bir babanın oğlu olmak bir imkan sağlıyordu. Bir gün, Kocamustapaşa’daki evimizde, daha okula gitmezken, babamın arkadaşlarıyla daha o gün aldıkları ‘Taşralı’nın kapağına bakarak, “Enteresan... Gazete okuyan adamın resmini yukarıdan aşağı yapmışlar” konuştuklarını hatırlıyorum. Okula gidip okumayı öğrendikten sonra biraz uğraştım okumaya. Demek ki yaşıma uygun değildi.

Evimizde, muhitimizde Nurettin Topçu’nun adı anılırdı.

Fakat, sanki bizim evin değil de, komşu evin büyüğüydü Nurettin Topçu.

Bir mesafe vardı, iki dünyanın arasında.

Bizim evin büyüğü Üstad Necip Fazıl’dı.

(Bundan hiç şikayetçi değilim.)

Muhtemelen, Üstad’ın coşkusu, heyecanı, ‘karizma’sı bizi daha çok cezbetti.

Bize ilk ‘ivme’yi Necip Fazıl verdi.

Yine de, her şeyi, Doğu’yu, Batı’yı, Kuzey’i, Güney’i, her şeyi okuduğumuz ilk gençliğimizde bir pencere de Topçu’ya açabilirdik.

Açmadık sayılır.

Sıkı sıkıya kapalı değildi ‘pencere’miz. Ama ardına kadar açık da değildi.

Ara sıra görecek kadar, bir ses yükselirse işitecek kadar aralıktı.

Necip Fazıl’ın yanlış hatırlamıyorsam Babıali’de, Topçu’yu hastanede ziyaret edişine dair birkaç cümlesi vardı.

Nurettin Topçu hakkında ‘hüsn-i şehadet’ etmiyordu Üstad.

Topçu’ya yeteri kadar yaklaşamayışımızda Üstad’ın orada sarf ettiği cümlelerin de etkisi olmuştur.

Hemen söyleyeyim, benim kanaatim, Topçu, o pasajdaki şüphe uyandırıcı ifadeleri hak etmiyordu.

Topçu’nun kitaplarını yayınlama konusunda sıkıntılar vardı, zaten çok peşine düşmediğimiz kitaplara erişmek de külfetliydi.

Bu da, Topçu’nun düşünce dünyasıyla alışverişimizi kısıtlamış olabilir.

Yine de, ‘İsyan Ahlakı’nı hatmetmediysem de, yoruluncaya kadar okumuşumdur.

‘Hareket’i çok yakından değil, biraz mesafeli takip etmişimdir.

Dedim ya, penceremiz, tam olarak açık da değildi, kapalı da değildi.

60’larda ‘sosyalizm’ dünyadaki İslami hareketleri çok etkilemişti.

‘İslam Sosyalizmi’ diye bir kavram zuhur etmişti.

Nurettin Topçu’nun eserlerinde, yazılarında ‘sosyoloji’ veya ‘sosyalizm’ gibi kelimeler başka Müslümanların eserlerine nispetle daha fazla geçiyordu.

Öte yandan, o yıllarda belki de Amerika’nın teşvik ettiği anti-komünist propaganda sebebiyle, Türkiye’deki ‘İslamcı’larda bir miktar ‘sağcılık’ vardı.

O sağcılık ve anti-komünistlik de sözünü ettiğim ‘mesafe’nin korunmasına yaramış olabilir.

Bir şey daha... Demesem olmaz.

Nurettin Topçu’nun talebeleri ve takipçileri de, belki kendilerini daha ‘mektepli’ gördükleri için belki bizim ‘rijid’liğimiz yüzünden bize mesafeliydiler.

Benim bilmediğim, burada saymadığım başka faktörler de olabilir.

Ne olduysa...

Kendi payıma söyleyeyim, sonuçta, Nurettin Topçu’nun ‘seviye’sinden, ‘kalite’sinden mahrum kaldık.

(İşte bundan şikayetçiyim.)

‘Mahrum kaldık’ fazla oldu.

Çünkü, kulaklarımızı tıkamadık, gözlerimizi kapamadık.

Haberdar olduk.

Fakat, yeterince nasiplenemedik.

Bu bizim açımızdan bir eksikliktir.

Bende ‘mahalle asabiyeti’ pek kalmadı. ‘Bizim yanlışımız’a ‘yanlış’ demeyi yüksünmüyorum.

Yüksünen yüksünsün.

Elimde bir ‘albüm’ var.

‘İsyan Ahlakı Peşinde Nurettin Topçu Albümü.’

İsmail Kara hazırlamış. Dergah, eksik olmasın, göndermiş.

Albümün bütün sayfalarını dolaştım.

Bir esnafın oğlu Nurettin Topçu. Mütevazı bir hayat geçirmiş.

Mütevazı, fakat onurlu.

Mutlaka ‘ahlaklı.’

‘İsyan ahlakı’ anlamaya niyeti olan için, izah edilmeden de bir çok şeyi anlatıyor.

‘Ebedi ve alemşumül merhamet nizamı’na bağlı, ‘namütenahi kuvvete itaat ve teslimiyet’le neticelenen’ bir ‘isyan ahlakı’ndan bahsediyordu Nurettin Topçu.

‘İsyan ahlakı’nın, Topçu’nun prizmasından geçmiş bir öğreti olarak özümsenmesi, bizim bir çok noksanımızı tamamlayabilirdi.

Eksik kaldık.

Bu sütunda Topçu’yu defalarca anmışımdır.

Daha çok onun ahlakına, faziletine işaret eden misallerle.

Bu albüm vesilesiyle, bir kez daha anma ihtiyacı hissettim.

İnşallah devam edeceğim.”

Editör: TE Bilişim