Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, bu sorunun altının boş olmadığını ama görüntü değil, ses kaydo olduğunu kaydetti. Selvi, bu kaydın soruşturmanın yönünü değiştieceğini de iddia etti.

Hürriyet yazarının bugünki yazısındaki konuyla ilgili bölüm şöyle:

“KAYIT VAR MI?

Bu arada Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybedildiği başkonsolosluk binasında arama yapmak için özel bir ekip oluşturuluyor. Çünkü oraya Reuters gibi boş dolapların kapıları gösterilmek için girilmeyecek.

Şimdiye kadar bir düğmeden ya da kıl parçasından cinayetleri aydınlatan polis teşkilatı aramaya önem veriyor. Soruşturmanın ilerleyen aşamasında ise çalışanların sorgulanması gerekebilir.

Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaldırıldığı 2 Ekim günü Türk çalışanların gönderilmesi, öğleden sonra konsolosluk çalışanlarının odalarından çıkmamasının istenmesi, Başkonsolos Muhammed el Katibi’nin tüm randevularını iptal edip üç gün konutundan çıkmaması gibi kuşku verici noktalar var.

Ama asıl içeride yapılacak aramada Suudi Arabistan’dan gelenlerin yok edemedikleri delillere ulaşılırsa, işin şekli o andan itibaren değişebilir.

Olay günü çalışmayan kameraların ne zaman kayıttan çıkarıldığı dahi önem arz ediyor. Çünkü kamera sistemini kuran firmaya herhangi bir arıza bildirilmemiş. Bu durumda arızalı olmayan ama o gün için kapatılan kamera sistemi bile başlı başına kuşku verici.

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk’ün, “Türkiye’nin elinde ya içeriden de kayıt varsa?” sorusunun altının boş olmadığı sonucuna ulaştım. Bir görüntü değil, ama içeriden bir ses kaydı soruşturmanın yönünü değiştirebilir.”

Editör: TE Bilişim